Eskişehir deplasmanı hepimizin beklediği bir deplasmandı. Normalde taraftar yakın deplasmanlarda takımın yanına gider ama 4-5 saat yola, otobüsler, arabalar, trenlerle akın edildiğini uzun zamandır görmüyorduk. Demek ki herkesin içinden bu galibiyet geçiyormuş ki tribünde yaklaşık 300-350 Manisalı vardı. Sahadakiler de bu kadar yol gelen taraftarına ayıp etmedi ama abarttı.  Geçen ay bir yazı yazmıştım "Taktik Maktik Yok, BAM BAM BAM" diye, okuyanlar hatırlar. Bu deplasmanın sloganı da o olmuş. Bunu ilk söyleyen filan değilim zaten, Fatih Terim'in lafıdır ama Manisa özeline bunu sokarak, taraftarın aklına kazımış olmak beni çok keyiflendirdi. Ancak şöyle birşey var; Bu maç taktikle kazanıldı. Nasıl mı?
VETERANLAR KADROSU
Şimdi Sait hoca rakibi yine iyi değerlendirmiş. Siz de dışarıdan bakınca Semihler, Erkanlar, Tarıklar filan görüyorsunuz ama aslında hepsi biraz biraz bitmiş yaşlı oyuncular(Tarık'ın ruhu yaşlandı Galatasaray'da). Bu yaşlılara Allah bilir kaç yaşında olan Uğur İnceman, Hürriyet filan katılınca veteranlar kadrosu gibi olmuşlar. Yani Alpay da sahaya çıksa sırıtmaz gibi bir durum var. Eskişehirspor bu maça baktığında takvimden üzerimize bir "Tik" atmış, belli. "Ya biz zaten lideriz, bunlar ligin dibinde maça çıkmasak bile alırız." havalarında sahaya çıktıklarını ilk anda hepimiz anladık. İlla ileride top çevirmeler, kanattan Erkan'a "Allah aşkına birşeyler yap" sistemiyle ilerlemeler onların sonu oldu. Ligin ilk yarısında kanatlardan yüklenemiyorduk, Ozan iyi bir alternatif ama çalımı çok sevdiğinden ve İsmail'deki delicilik olmadığından bu etkiyi yapamıyordu. Aynı şekilde Bakaki'yle Gökhan'ı karşılaştırabilir misin? İmkansız. Yani hoca rakibin hantallığını, burnu kalkıklığını iyi analiz etti, ona göre oynattı. 
TAKTİK ÖNEMLİ
Sahaya az buçuk 4-2-1-2-1 taktiğiyle çıktık. Ancak ilerideki 4'lüyü taktiğin komple dışında tutuyorum. Hoca savunma 4'lüsü ve Metin-Umut ikilisine "Sakın çıkmayın, gereksiz pas yapmayın." demiş, belli. Zaten rakip çıktıkça bizim vurduğumuz her uzun topa çok hızlı bir 3'lü basıyor, araya kaçan topları filan kovalıyordu. Geçen maçta yine eleştirecek birilerini bulmuştum Mikic gibi. Bu maçta öyle bir adam yok. İleri 4'lünün sürekli yeri değişti. Hoca onlara "İstediğiniz gibi takılın, kontraya hazır olun." taktiği vermiş. Şimdi isim isim herkese bir bakalım; 
MİKİC BİLE İYİYDİ
Kalede İsmail standardını korudu. Bu yaşta bu kadar kalesine hakim olması normal ama atletik özelliklerinden sanki hiç kaybetmemiş gibiydi. 2. yarıda Axel Meye'nin dokunduğu ters topu çıkartarak, hem müthiş bir kurtarış yaptı hem de bir itici güç arayan Eskişehir'in işini kesti. Sol bekte Ufuk hakikaten bir Süper Lig kalitesinde oyun sergiledi. Uzun zamandır Berk'in de yokluğuyla kanayan yara olan sol bekte hem savunma hem hücum alanında iyi oynadı, golüyle de doğru yere kat etmenin önemini gösterdi, oyununu süsledi. Mikic standarttı. Özellikle o taraftan her seferinde Erkan-Tarık ikilisi bastığında Gökhan ya da İsmail yardıma geldiğinden biraz rahatladı ama önceden oynadığı 2 maça göre daha iyiydi. Savunmada Dimov'a bu maç çok iş düşmedi. Yani ortadan hiç yüklenmedikleri için ve markajında da adam olmadığından normal oyununu oynaması yetti. Erman'a gelirsek bu seneki en iyi futbolunu oynadı. Bruno'yu ilk yarı aldı markajına, topa dokundurtmadı. 2 kez ilk yarı önemli toplarda araya girdi, risksiz taca attı. 2. yarı Meye'nin seken topuna saniyesinde müdahele etti, golü önledi. İyiydi, görevini iyi yaptı. 
HUZUR EVİNDEN GELMİŞ UĞUR MU TUTACAK? GÜLERİM
Metin enfes oynadı. Savunmada zaten hatasızdı ama ilk golün pasını ters ayağıyla o kadar ince verdi ki, tam kalitesini gösterdi. Kaptanlığa geçtiğinden beri hep sorumluluk alıyordu, bu müthiş pas asist yerine geçmese de, büyük alkış aldı. Umut takımın en standart oynayan oyuncusu olabilir. Yükseliş, düşüş yok. Zaten pozisyonunun gerektirdiği şey de bu, standart bir oyun. 1 top kaybı hariç hata yapmadı, tık tık pasını çok yapmaya gerek de kalmadı. Zaten taktik "Rakip top yapsın, biz hata yapmayalım" taktiği olduğundan, Umut'a pek iş düşmedi. Emre forvet arkası gibi başladı, sonra sürekli değişen hücum hattında kanatlara geçti. Ona öyle iş bitirebileceği toplar gelmedi ama ilk yarıda ceza sahasında bomboş koşu yaptı, pasını alamadı, aynısı 2. yarıda sağ kanattan oldu. Genel olarak koşularıyla rakibin oyununu bozdu. Gökhan ve İsmail bu takımın çehresini değiştiren iki transfer olmayı sürdürdü. Gökhan bu maçta belki İsmail kadar sivrilmedi ama onun gibi bir oyuncun varsa, savunma o tarafa doğru yönleniyor ve doğal olarak takımını rahatlatıyor. Yine gayet iyiydi Gökhan. İsmail ise sırf yeteneğini değil, futbol zekasını da gösterdi. Bahattin'in baskısında top kaybını sezdi araya girdi. Sebaihi'nin golünü, kendisinin 2. golünü çaldığı toplarla tırnaklarıyla kazıyıp çıkarttı. Geçen hafta da maçın adamıydı, bu hafta da maçın adamı oldu. Bahattin maç boyu ciddi 3 koşu yaptı, 2.sinde müthiş bir gol attı. O pozisyonda topu ayağından öyle açtı ki, kalecide kafa olsa tak diye çıkıp alır. Çıkmadın mı? HATA. Bahattin Köse'yi kanatta huzur evinden gelmiş Uğur mu tutacak? Gülerim. 
ALKIŞ
Manisaspor hakikaten çok büyük iş başardı. Lidere deplasmanda 5 atmak her baba yiğidin harcı değil. Ancak bu galibiyette oyuncular kadar hocanın da büyük etkisi var. Açık oyun oynayan bir Eskişehir'in sürekli üstüne geleceğini biliyordu, ona göre arkaya 6 kişiyi yasladı, diğer 4'lüyü her pozisyon arkaya kaçırdı. Yani rakibi oynatıp yordu, sonra da fırsatı bulunca golü buldurttu. Bu galibiyetle beraber herkes hemen "Play-Off" filan demeye başladı. Acele etmeyin, maçları bir bir oynayalım. Tek seferde adamların kafasında onlarca maç oynatırsanız olmaz. Maçtan önce sordular, ne olacak maç diye. "Ben de bilmiyorum, kadro o kadar değişti ki, şu an ilk yarı oynayan Manisaspor değil, bir güncellemeli versiyonu var." demiştim. Hakikaten o kadar tahmin edilemez bir kadroyduk ama kısa zamanda takım iyi oturdu. Bu oyuncuları getiren yönetime de bir alkışı çok görmeyin, doğrusuyla yanlışıyla bu adamları takıma aldılar, bu galibiyet geldi. Alkış. Geçen hafta da alkışladım, yine alkışlarım. Ancak 2 haftadır ligin en açık oynayan ekiplerine oynuyorduk, Giresun maçı buna benzemez. Çok kapalı oynuyorlar, bizim bu hafta oynadığımız gibiler sürekli. Yani hep aynı taktikle oynarsak sonunda rakipler uyanır. Umalım ki hoca bu taktik değişimlerini iyi yapmaya devam eder. Lig uzun demiştim, kimse bu kadar önceden ne düşer, ne şampiyon olur. Artık 2 haftada 10 gol atan bir Manisaspor var sahada. Rakiplerimize; Korkmayın, TİTREYİN
Editör: TE Bilişim