2001 yılında kurulan, 2002 yılının sonunda iktidar olan Ak Parti, 17 yıldır ülkeyi yönetiyor. 2001-2016 yılları arasında hafızam beni yanıltmıyorsa 9 il başkanı görev yaptı. Kimisi atamayla geldi kimi seçimle.  Yani ortalama her il başkanı 1.5 yıl görev yapmış.
Bu istikrasız tablo parti içinde zaman zaman ciddi sıkıntılara ve gruplaşmalara yol açtı. 
28 Aralık 2016 tarihinde İl Başkanlığı görevine Berk Mersinli atandı. 10 Şubat 2018 tarihinde yapılan kongrede Berk Mersinli seçilerek il başkanı oldu. 
Bu hafta başında Berk Mersinli görevinden istifa etti. Mersinli, belki de en uzun süre il başkanlığı yapan isim ya da isimlerden biridir. 
Mersinli istifa mı etti istifası istendiği için mi bu karar aldı tartışması devam ediyor. Şahsi fikrim istifasının istendiği yönünde. Çünkü hiçbir siyasetçi başka bir bölgenin koordinatörlüğünde görev yapmak için il başkanlığı gibi önemli bir görevi bırakmaz. 
Bu kararın benim için sürpriz olmadığını belirtmek isterim.   
Berk Mersinli’nin Marmara Bölgesi koordinatörlüğünde görevlendirilmesi partinin vefasıdır.  Ve bu görevlendirme kesilen faturayı yok saymaz. 
Kendisiyle olan samimiyetimize ve dostluğumuza dayanarak şöyle devam edeyim;   
Siyaseten belediye başkanlığı hatta milletvekilliğini hayal eden, hedef kılan Mersinli’nin neden böyle bir sonla karşı karşıya kaldığını uzun uzun irdelemesi gerekir. Yaptığı siyasi hamleler, parti içi ilişkileri ve ticaret-siyaset ikilemini çok dengeli götürememesi acaba böyle bir sonu hazırlamış olabilir mi? 
3.5 yıllık il başkanlığı dönemi normal şartlarda üst bir makama adaylıkla son bulmalıydı. 
Neden-sonuç ilişkisi kurmak için kader fırsatlar sunar bazen…   
İstifasıyla ilgili son yaptığı basın açıklaması olgun ve toparlayıcı. Final açıklamasında kendisine yakışanı yaptı. 
Siyasete genç yaşta girip hızla tecrübe kazanan, önemli görevler üstlenen ve sürekli yükselen Mersinli’nin Ak Parti’nin içinde kalma arzusu ileri vadede mantıklı bir adım ve yatırım.
Bundan sonrası kader…
SALİH HIZLI FİKRİ…
Ak Parti’de yaşanan istifa süreci olumsuz bir havaya dönüşmedi. Normal şartlarda partinin il başkanı istifa ediyorsa aniden, bu durum partiyi sarsar, moralleri bozar. Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla böyle bir hava yok. 
Nedeni ne olabilir? 
Salih Hızlı ismi bu olumsuz havayı dağıtmış olabilir mi sizce? 
Önce kimmiş bu Salih Hızlı ona bir bakalım. 
24 Ocak 1968 tarihinde Akhisar’da doğdu.

İlk Okulu Cumhuriyet İlkokulunda, Orta Okulu Atatürk Orta Okulunda, Liseyi Akhisar Lisesinde tamamladı. Yüksek Öğrenimini İstanbul Teknik Üniversitesi Sakarya Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümünde bitirdi.

İş hayatına 1989 yılında Akhisar’da Mühendislik hizmeti ile başladı.

Askerlik dolayısıyla bir yıl ara verdiği iş hayatına müteahhitlik ve mühendislik yaparak devam etti.

Mimar olan eşi ile 1993 yılında evlenen Salih Hızlı iki çocuk babasıdır.

Adalet ve Kalkınma Partisinde göreve Kurucu Başkan Yardımcısı olarak başladı.

Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanlığı kongre sonrası da devam etti.

İnşaat Mühendisleri Odası Akhisar Temsilciliği ve Spastik Özürlüler Derneği Yönetim Kurulu Üyelikleri yapmıştır.
Salih Hızlı, 31 Mart 2004 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nden Akhisar Belediye Başkanı seçildi.
Sonraki dönemlerde üst üste başkanlık görevini tazeleyen Hızlı, Akhisar'da Cumhuriyet tarihinden ilk kez bir belediye başkanı üçüncü kez Belediye Başkanı olarak siyaset tarihine ismini yazdırdı.
AK Parti'de 3 dönem kuralından dolayı 31 Mart 2019 yapılan seçimlerde Salih Hızlı yeniden aday gösterilmedi.

Evet…
Salih Hızlı’nın özgeçmişi bu.  
Özgeçmişteki bir detay dikkat çekici. 
İlçede ilk kez bir belediye başkanı üç dönem üst üste seçimi kazanıyor. 
Son yapılan yerel seçimlerde Salih Hızlı’sız Ak Parti’nin belediyeyi CHP’ye kaptırması tesadüf mü?   
2015 genel seçimlerinde CHP’nin Akhisar’daki oyu AK Parti’den fazlaydı. Aslında Salih Hızlı’nın Ak Partinin oyunun üstüne oy koyan bir katkısının olduğunu çok net görebiliyoruz. 
Böyle bir CV’ye sahip ismin Ak Parti’nin il başkanı yapılması fikri son derece mantıklı bir hamle. Manisa teşkilatlarında ağırlığını koyabilecek hatta milletvekillerine de sözünü dinletebilecek bir isme ihtiyaç vardı. Bu ismin saygın, toplumun genelinden kabul gören, en önemlisi Ak Parti delegesinin itiraz etmeyeceği biri olması önemli unsur. 
Ve bence Salih Hızlı’nın belki de partiye en büyük katkısı meclisler bazında olacak. 
İl Başkanı Büyükşehir meclisinde grup başkanıdır. Meclis grubu il başkanının başkanlığında toplanır ve mecliste alınacak olan kararları tartışır. 
Salih Hızlı üç denem belediye başkanlığı tecrübesiyle şehrin sorunlarına, belediye mevzuatına ve diğer detaylara hakim. Dolayısıyla büyükşehir meclisinde ve ilçe belediye meclislerinde dışarıdan çok etkili bir noktada olacak. Partisinin alacağı kararlarda etkin rol oynayabilecek potansiyele sahip.  
2023-2024 yıllarında yapılacak olan genel ve yerel seçimlerde Ak Parti teşkilatlarına liderlik yapabilecek bir isim olabilecek mi göreceğiz. Çok ciddi bir hata veya siyasi yanlışa düşmezse, Ak Parti’de belki de daha önemli görevler alacak. 
Çalışan ve duruşunu bozmayan kazanıyor. Salih Hızlı siyaseten ektiğini biçiyor.  
Sonuç itibariyle Salih Hızlı Manisa Ak Parti için en sorunsuz isim olur diye düşünüyorum. Varsa daha iyisi onu da tartışırız. 
Eğer il başkanlığına atanırsa, merkez ve ilçe teşkilatlarında çok ciddi ve köklü değişiklikler yapmalı. Salih Hızlı’nın polemikten uzak, ciddi bir il yönetim kurulu listesiyle partiye olumlu katkı sunması için şartlar oldukça uygun. Tersi olursa açıkça “yanıldım” diye yazacağımdan da kimse kuşku duymasın.