Televizyonda haber izliyorum.
 
CHP'yi mecliste temsilen konuşan Manisalı.
 
Yani Kılıçdaroğlu 1'inci adamsa, ikinci adamı Özgür Özel.
 
MHP'yi mecliste temsil eden de Manisalı.
 
Yani Devlet Bahçeli birinci adamsa, ikinci adamı Erkan Akçay.
 
Ülkenin neredeyse yarıya yakın oyunu almış bu iki partinin grupbaşkanvekilinin Manisa milletvekili olmaları elbette gurur verici.
 
Maşallah. Parti menfaatleri adına öyle bir konuşuyorlar ki gündem belirliyorlar.
 
Gelelim AK Parti'ye.
 
Hemen hemen her seçimde ülkenin yarısının oyunu alan iktidar partisi.
 
5 tane Manisalı vekili var.
 
Biri plan bütçede.
 
Biri KİT (Kamu iktisadi teşebbüsleri) komisyon başkanı.
 
Biri sporun içinden gelmiş sporcu bir vekil.
 
Biri partinin a takımında yer alan MKYK üyesi.
 
Bizi TBMM’de temsil eden vekillerimizi anlatarak neden böyle bir giriş yaptım?
 
Çünkü yarım asırlık Manisaspor'un göz göre göre yok edilmesine dayanamıyorum da ondan.
 
Söz konusu Manisaspor olunca, bu üst düzey sorumlulukları olan vekiller, neden Manisaspor menfaati için gerekli adımları atmıyor? Apoletinde ‘Manisa’ yazan vekillerimiz, neden topu orta sahada dolaştırıyor?
 
Bu kadar üst düzeyde isimlerimiz olmasına rağmen,
 
Sadece sporda değil (büyükşehir meclisindeki kavgaları görüyoruz) Manisa kadar basiretsizce yönetilen bir şehir yoktur.
 
Manisa kadar aidiyet duygusu olmadan yönetilen başka şehir yoktur.
 
Şuna anlam veremiyorum. İki ilçe belediyesi AK Parti, Büyükşehir’i MHP olan Manisa var. Bu iki partinin ülke genelindeki dostluğu, söz konusu Manisaspor olunca neden işlemiyor?
 
Nedeni gayet çok açık:
 
Siyasi egolar ve Abdullah Mergen.
 
Başkan beyin yaptıkları ortada.
 
BŞB Başkanı Cengiz Ergün’ün Mergen hakkındaki düşünceleri belli.
 
AK Parti’nin Cengiz Ergün hakkındaki düşünceleri belli.
 
Mergen’i koltuğa getiren de, koltukta tutan da AK Parti.
 
Mergen’e gelen tepkiler sonrası, "gereken yapılacaktır" diyen de AK Parti İl Başkanı Berk Mersinli. Hani protokolde Manisa ve Manisaspor sevgisi için Denizlispor yöneticileri ile tartışan Mersinli. Protokolde Manisaspor atkısı öpüp taraftarları selamlayan Mersinli.
 
Mergen’in yönetimindeki sağ kolu MHP İl Başkanı Erkan Öztürk.
 
Mergen’in yönetimindeki CEO Mustafa Karakaş MHP il yönetiminde. Mergen’in yönetimindeki basın sözcüsü Serkan Özşen MHP İl yönetiminde.
 
Ve o MHP il yönetimi, Manisaspor’a iki sezondur destek vermeyen Manisa Büyükşehir Belediyesi ile kol kola geziyor.
 
Aklım mantığım almıyor. Büyükşehir Belediyesi, Manisaspor’a destek vermiyorken, BŞB Başkanı Cengiz Ergün, Manisaspor maçlarına dahi gitmezken, Manisaspor yönetiminde yer alan MHP il yönetimi, nasıl olur da Büyükşehir Belediyespor’un maçlarını kaçırmıyor? Futbolu geçtim, voleybol basketbol maçlarını bile kaçırmıyorlar. Judo Turnuvası olsa dahi kaçırmayacak görüntüdeler. Bakıyorum Ergün nerde onlar orda. Gerçekten çok tuhaf.
 
İstifası istenen Mergen, herkesi Salako filmindeki repliklere çevirdi.
 
Salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perişanlık, cuma mübarek gün, cumartesi-pazar tatil, pazartesi giydim fesi gibi repliklerle haftaları eritti, sadece 6 fireyle Rize maçı haftasını getirtti.
 
2 aydır hem yakın çevresine, hem de bana, “bırakacağım, hele bir şu maçı geçelim, kongre kararı alacağım” demesine rağmen, bir kez olsun resmi ağızdan "Bu kulübe talip olan babayiğit varsa buyursun. Kim olduğu önemli değil. Manisaspor menfaati için olağan kongreyi beklemeden anahtarları teslim etmeye hazırım" demedi, diyemedi.
 
İşine gelmezdi çünkü böyle resmi konuşmak. O anca “Tatlı şöyle, Hasgönüllü böyle” diye kulübün resmi sitesini kullanarak açıklamalar yapsın.
 
Yaşanan konsensüs sürecinde, kulübe gönül vermiş insanlar ile başkanlığa talip adayların aklıyla alay ederek, “O yapamaz, şu yapamaz, beceremezler, kulüp Ergün’e mi gitsin?, ee aday yok ki ben ne napayım?” manevralarıyla vakit kazandı.
 
Açık ve net ifade ediyorum. ‘Ofsaytmış, golmüş, kornermiş, penaltıymış, eksi 3 puanmış, eksi 6 puanmış’ gibi futbol terimleri, Mergen’e yabancı terimler. 4 yıllık süreçte, “aaa bir topun peşinden 22 kişi koşuyor!” bakış açısıyla yarım asırlık camiayı ele güne rezil etti.
 
Bu saydığım terimlere önem veren bir başkan, 4 yılda iki kez 9-0’ı bizlere yaşatan, 12 puanımızı silen biri olarak çoktaaan istifa etmişti. Teknik heyet ve futbolcular paralarını alamıyormuş, kulüp personeli maaş alamıyormuş, takım dağılıyormuş, bunlar da bu başkana uzak olan şeyler.
 
Çünkü bu tip şeyler de onun bu kulübü bırakması için sebep değil.
 
Mergen öyle bir başkan ki dünyada böyle bir model yok. “Ben koltuğumda oturayım da ne olursa olsun! Takım isterse sahaya çıkamasın.”
 
Ama şunu asla unutmasın; Bundan sonra bırakır veya bırakmaz ama Manisaspor tarihi, Mergen ve yönetimini kara bir leke olarak anacaktır.
 
Yazının finalini, Manisaspor’a aşık olan bir spor yazarı olarak içim acıya acıya getiriyorum. Bu satırları gerçek Manisa sevdalıları ve gerçek Manisasporluların kalbinden geçenleri aktararak yazıyorum.
 
Zaten olan olmuş, Manisaspor’u düşüren düşürmüş, siyasetini yapan yapmış; amaa yeter ki Mergen gitsin kayyum gelsin. Gerekirse kapatın kulübü!
 
Hükmen 3-0 yenik sayılalım, maçlara çıkmayalım. Maçlara çıkarak bir 9-0 facialarını daha yaşamayalım. Çünkü böylesine üst seviye bir ligde bunun bir adım sonrası çift haneli yenilgili skorlar. Kulübün kapanması, anahtarların valiye teslim edilmesi, kayyumun gelmesi, Mergen’in her maç tarihi skorlarla olan eriyişi izlettirmesinden daha iyi!