Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesinden yeni mezun olan 26 yaşındaki genç doktor Merve Ersoy, bir yıldır sırt ve boyun ağrısı çekiyordu. Ersoy, ağrılarının önemli olmadığını düşünerek ve yoğun ders programından dolayı ağrı kesiciler ile acılarını dindirmeye çalıştı. Daha fazla ağrılarını dayanamayan Ersoy, gittiği hastanede akciğer grafisi çektirdi ve akciğerinde kitle olduğu anlaşıldı. Genç doktorun akcigerinden 7 santimlik bir kitle çıktı. Genç doktor, bu durum karşısında şaşırdı. Medical Park İzmir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniğinden Prof. Dr. Melih Kaptanoğlu’na ulaşan Merve Ersoy, başarılı bir ameliyatla sağlığına kavuştu. 
Ameliyat sonrası doğum günü pastasıyla sürpriz yapan hastane personeline ve doktoruna teşekkürlerini dile getiren Ersoy, "Ben doğum günümde yeniden doğmuş gibiyim. Uzun süredir sırt ve göğüs bölgemde şiddetli ağrılar çekiyordum ancak tıp öğrencisi olmama rağmen bunu önemsemiyordum. Yapılan tetkikler sonucu öğrendim ki ağrılarımın altında yatan sebep maalesef akciğerimde bir kitlenin olmasaymış. Bu yüzden bu tarz ağrılar ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. İnsanlar doktora başvurmaktan uzak durmamalılar" dedi. 

Kitle iyi huyluydu 
Sağlığına tekrar kavuşan Merve Ersoy hakkında bilgi veren Prof. Dr. Melih Kaptanoğlu, "Hastamız boyun ve sırt ağrılarından dolayı gittiği hastanede çekildiği akciğer filmi sonucu akciğerinde bir kitle görülmüş ve daha sonra bilgisayarlı tomografi çekilmiş. İncelediğimiz tomografilerde kitle kalbe giren çıkan damarlara çok yakındı. Damarlara invazyon dediğimiz yayılmayı anlamak için hem İlaçlı tomografisini hem de emarını çektik. Kalp Damar Cerrahisinden Prof. Dr. Eyüp Hazan hocamızla ile birlikte filmlerini değerlendirdik ve ameliyatı birlikte gerçekleştirdik. Ameliyat umduğumuzdan daha iyi geçti ve 7 santimetre civarından iyi huylu bir kitle çıkardık. Hastamızı sağlıklı bir şekilde taburcu ettik" dedi. 
Akciğer kanserlerinde erken teşhisin tedavide büyük önem taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Kaptanoğlu, "Bu hastamız şanslı bir hastaydı. Kitle iyi huylu çıktı. Kitle eğer kötü huylu çıksaydı bir yıllık bir zaman kaybı çok ciddi bir zaman kaybı olacaktı. Nitekim akciğer kanserlerinde ülkemizde ortalama zaman kaybı beş aydır. Bunun iki ayı kişiden kaynaklanmaktadır. Diğer üç ay da hastanelerdeki filmlerin çekim randevuları, biyopsiler, toplantılar, onkoloji konseyleri, tümör kurulları derken bu ortalama beş ayı bulmaktadır. Oysa biz de bu süre bir haftadır" şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilişim