Bazen meclislerde üye sayısı en az olan parti en değerli parti konumuna gelir. Bu belki de demokrasinin bir lütfudur.
Dün akşam Manisa Büyükşehir Belediye Meclisini izlerken gözüm hep CHP sıralarındaydı. Ne yapacaklar, nasıl karar vereceklerdi. Aslında gündüz CHP grup başkanvekili Zeki Bilgin’e sormuştum. O da ‘bir tavır değişikliği yok’ demişti.
Oysa asıl kararı verecek olan Ak Parti ile MHP grubuydu. Nihayetinde Ak Parti tüm kayıplarına rağmen 43 üyeye, MHP ise bağımsızlarla birlikte 39 üyeye sahipti. CHP ise sadece 4. Ancak CHP ne derse o olacaktı. Öyle de oldu. CHP ‘suya %10 zam olmayacak’ dedi olmadı. Ancak aynı CHP hane başı 3 TL saat bakım ücreti zammına ‘tamam’ dedi. Diğer zamlara da ‘tamam’ dedi.
Aslında dün akşam birçok kalem zamlandı. Ancak ben işin zam konusu kısmından ziyade meclisin 2 saat boyunca nasıl da havanda su dövdüğünü anlatmak istiyorum.
Sırayla gidelim;
Meclisteki en büyük çoğunluğa sahip olan parti Ak Parti. Ak Parti’nin yeni grup başkanvekili ise Kamil Öz. Ben dün akşam Kamil Bey’in davranışlarının nedenini anlamakta güçlük çektim. Hiçbir şey yokken sinirleniyor, sesini yükseltiyor. Ancak sesini yükseltmesi gereken yerde gülmeye başlıyor!
Daha toplantı başlar başlamaz gergin ve sinirli bir ses tonuyla konuşmasına giriş yaptı. Mikrofona gerçekten çok yakın durduğu için sesi sürekli patladı ve birçok kelime anlaşılamadı. Bu konuda yapılan uyarılara çocukça bir tavırla karşılık verdi; “Cengiz Ergün sesimi kısıyor. O yüzden bağırıyorum!”
Salondan kahkaha sesleri yükseldi. Çünkü Kamil Bey bunları söylerken önündeki mikrofonun ışığı yanıktı ve salon onun sesiyle inliyordu. Ve bu bocalama süreci meclis boyunca devam etti. Tıpkı önceki meclislerde olduğu gibi.
Aslında Ak Parti özellikle bahçe su sayacı başta olmak üzere bazı maddelerde haklıydı. Ancak bunu dile getiremedi, ifade edemedi.
Edindiğim sonuç şu; Ak Parti’nin meclisteki grup başkanvekili Kamil Öz olamaz. Olmamalı. Çünkü Kamil Bey mizacı gereği iyi bir insan olabilir ama bu işi yapmaya muktedir değil. Dün akşamki toplantıyı eğer Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan izleseydi herhalde muhalefetten çok kendi partilerine kızardı diye düşünüyorum.
Ya Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün. Cengiz bey genelde şaşırtıcı bir şekilde sakin kalmasına rağmen zaman zaman sinirlendiğinde yanlış bir üslup kullandı. Hele Cengiz Bey ile Ak Partili Zülfikar Gürcan arasındaki diyalog yok mu!
Aktarayım;
Toplantıda Ak Partili Zülfikar Gürcan söz almak istedi. Aynı anda Kamil Öz de söz istedi. Ergün mikrofonu açarak, “Önce Zülfikar Gürcan bastı” diyerek Gürcan’a söz verdi. Gürcan konuşmasına başlarken “Zamanında iyi basarım” diye bir ifade kullandı. Bunun üzerine Ergün, “İyi basmalar.” dedi. Tabi salon gülmekten kırılıyor.
Toplantı boyunca üslup sorunlarının yaşandığı diyaloglar devam etti durdu.  
Aslında Cengiz Ergün belki de uzlaşabileceği bir Ak Parti grubu olmasına rağmen özellikle veya siyaseten böyle davranıyordur. Belki Cengiz Ergün’ü Cengiz Ergün yapan bu çıkışlarıdır.
Belki siyaseten bu doğru olabilir ama halka yansıması açısından ve meclisin görüntüsü açısından hoş olmayan sonuçlar ortaya çıkıyor.
Cengiz Bey bu meclis yapısında eğer gerçekten isterse biraz da uzlaşmacı olursa su zammı da dahil onaylatmayacağı madde yok. Bunu iddia ediyorum. Hatta bir adım daha ileriye gidiyorum. Cengiz Bey en çok karşı karşıya geldiği Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi ile de çok rahat uzlaşabilir.
Ama uzlaşmıyorlar. Çünkü siyaset yapma isteği bazen uzlaşmamayı gerektiriyor!
Siyaset eşittir uzlaşmamak!  
Ak Parti ile MHP Meclis’te çarpışırken, ringe çıkmış iki boksör gibi birbirlerinin kaşını gözünü yararken, CHP ne yapıyor?
CHP 2014 yerel seçimlerinde adeta dip yapmış
Hiç bir ilçede belediye kazanamamış. Meclis üyesi sayısı bakımından da 17 ilçe ve büyükşehir meclisinde oldukça zayıf bir noktadalar. Peki CHP bu durumu fırsata çeviremez mi? Çevirmeli değil mi.
Yukarda da bahsettiğim gibi demokrasinin bir lütfu olarak CHP mecliste kilit parti şansını yakalamış. Topu topu 5 üyesi var. Bir üyesi 1.5 yıldır toplantılara katılmıyor. Kaldı 4 üye. Ve bu 4 üye mecliste ne derse o oluyor. Çünkü Ak Parti ile MHP’nin tek başına çoğunluğu elde etmeleri CHP’ye bağlı.
Ancak ilginçtir bu 4 üye arasında bile zaman zaman çelişkili anlar yaşanıyor. Konuyu mu anlayamıyorlar veya aldıkları ortak kararlarda mı sıkıntı var anlayamıyorum. Dedim ya gözüm hep onlardaydı. Verilen zam kararlarında da diğer maddelerde de CHP’li dört meclis üyesi zaman zaman birbirinin tersi veya tereddütte kalan hareketlerde bulundular. Sürekli eli kaldırsak mı kaldırmasak mı durumu var.
Herhalde CHP’nin Manisa’daki patronu Özgür Özel bu tabloyu görüyordur. Çünkü Özgür Özel Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde adeta gündemi sarsarken, çata pata kavga ederken Manisa’daki üyelerin silik ve tutarsız davranışlarını hazmedeceğini sanmıyorum.
Böyle bir Büyükşehir Belediye Meclisi bazı basit kararlarda bile inanın çok gereksiz tartışmalar, karşılıklı kalp kırmalar ve gerginliklerle zaman kaybediliyor. Meclis’te iyi şeyler olmuyor mu elbette oluyor.  Allah’tan kararların büyük bir bölümü oybirliğiyle alınıyor. Ancak bunu her iki taraf bilmesine ve ifade etmesine rağmen mutlaka her toplantıda bir veya iki kavga edecek maddeyi bulup giriyoruz birbirimize. Toplantı bitince de sarmaş dolaş herkes!
E peki az önce yaşananlar?
Yoksa reyting için mi?
Eğer öyleyse bence bütün bu olan bitenin sorumlusu basın mensuplarıdır!