•  GÜNÜN SOHBETİ 

AREFE VE BAYRAMA HAZIRLIK

Arefe: Türkçe’de ramazan bayramından bir gün öncesi için de kullanılmaktadır. Bunun gibi, belli gün ve bayramlardan bir gün öncesine veya önemli bir olay ya da olayların cereyan ettiği bir dönemden önceki günlere de Türkçe’de arefe denmektedir. 

Arefe bir bakıma Ramazanda arınmış ruhların bayramını muştular. Aslında Bayram Arefesini şöyle anlamak gerekir: Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azad olmak olan Ramazan ayında günahlardan temizlenip, kurtulmanın sevincidir. Bir ay Allah için gözüne ve gönlüne, midesine ve diline, kulaklarına ve söylemlerine oruç tutturanların beraatini alıp da sevineceği gündür. Arefe, bize bir aylık temizliğin ardından, temizlenmenin huzurunu anlatır. Yüklerimizden arınmış olarak tüm aile ve akrabalar ile bir arada mutlu olmayı hatırlatır.

Arefe, arafta kalmaktan emin olanların günüdür. Arefe, kendini tanıyıp ta Ramazanı hayırla idrak edenlerin mutlu sonudur. Arefe, kendini tanıyıp ta Rabbini bulanların günüdür. Bugün sevinç muştusunun her yere yayıldığı gündür.

Ama yine bugün aslında bir özlem günüdür. Bugün hüzün günüdür. Ramazanın gitmesinin hüznüdür. 11 ay hasretle bekleyeceğimiz günün başlangıcıdır adeta. Bugün yaz sonun da ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur misali günahlarımızı temizleyen ayı uğurladığımız gündür.

Bu ayı değerlendiren kişiye müjdeler olsun. Bu ayı samimiyetle karşılayanlara müjdeler olsun. Çünkü tuttuğu orucun mükafatının sınırı yok. Onun mükafatı kendisi ile Allah arasında.

Peki bayram hazırlığımız nasıl olmalı?

Anadolu’da dini bayramların bir hazırlık süreci vardır. Bayramdan önce evlerde uzun uzun temizlikler yapılır; köy ve kasaba evlerinin ön kısımları, bahçeleri temizlenir ki, buna “bayram temizliği” adı verilir. Çocuklar başta olmak üzere bayramlıklar alınır ve bayram gününden önce giysiler mutlaka hazır olur. Bayram günleri için özel yemekler ve tatlılar hazırlanır. Özellikle arife gününde hamama gidilir veya evde yıkanılır, temizlenilir. Bazı yerlerde buna “bayram suyuna girmek”, “arife suyuyla yıkanmak” denir. Arife suyuyla yıkanmanın bereket ve sağlık getireceğine inanılır.

Bayram namazından önce tatlı yenmesi bayram gelenekleri arasında yer alır. Erkekler camide kılınacak olan bayram namazına gitmeden önce ve geldikten sonra temiz ve yeni elbiseler giyerler. Bayram namazından çıkan erkekler namazdan sonra cami önünden önce birbirleriyle bayramlaşırlar. Bayram sabahı kahvaltıda akrabaların bir araya gelmesine özen gösterilir.  Bazen de cami avlularında topluca yemek verildiği olabilmektedir. 

Her ne kadar dünyada ki covid salgını sebebi ile kabirler ziyaret edilemeyecek, büyüklerle görüşülemeyecek olsa da teknolojinin nimetlerinden faydalanıp büyükler, akrabalar, komşular ve sevdiklerimizi aramalı hal-hatır sorup bayramlaşmalıyız. Kabristanlığa gidip vefat edenlerimizi ziyaret edemesek de bulunduğumuz yerden onlar için Kur’an okuyarak, dua ederek onları yâd etmeliyiz. 

Daha nice hayırlı, sağlıklı Ramazanlar da ve Bayramlarda buluşmak duası ile büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyor Tüm Müslüman Âleminin bayramını şimdiden tebrik ediyorum.

Derleme: Mahmut GÖZCÜ/Şehzadeler İlçe Vaizi

  •  GÜNÜN AYETİ 

“Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.” (Nahl, 90)

  •  GÜNÜN HADİSİ 

Kim sevabını Allah’tan umarak ( ve sırf onun rızası için) Ramazan ve Kurban bayramının iki gecesini ibadetle ihya ederse kalblerin öldüğü gün onun kalbi ölmeyecektir.( İbni Mace, Sıyam, 68).

  •  GÜNÜN DUASI 

“Allah’ım! Senin iznin ve yardımınla sabahladık ve akşamladık. Yine senin izin ve yardımınla yaşar ve ölürüz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 110)

  •  ESMAUL-HÜSNA 

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin..." (A'râf, 7/180)

Eş-Şehîd: Her zaman, her yerde hazır olan; her şeye şâhit olan; kendisine hiçbir şey gizli olmayan demektir. Allah Teâlâ, her şeyi bilendir. İlminden hiç bir şey gizli olmayandır. Allah, açıkta olanları da bilir, gizli olanları da bilir. 

El-Kayyûm: Olup kimseye muhtaç değildir. Ezelî ve ebedîdir. Her şeyin varlık kazanması ve varlığını devam ettirmesi ancak Allah’ın yaratması, maddî mânevî ihtiyaçlarını gidermesi ve korumasıyla mümkündür. 

  •  BİR SORU BİR CEVAP 

Soru: Zekât ne zaman farz kılınmıştır? Zekâtın farz kılınmasındaki hikmetler nelerdir?

        Cevap: Zekât hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Zekât, Kur’an-ı Kerim’de pek çok âyette namaz ile birlikte zikredilmiş (Bakara, 2/43); Hz. Peygamber (s.a.s.) de zekâtın İslam’ın temel ibadetlerinden biri olduğunu bildirmiştir (Buhârî, Zekât, 1).

Kur’an ve hadislerde namaz ile zekâtın ardı ardına zikredilmesi, toplumların ruhî olgunluğa ulaşmasında bu iki ibadetin rolünü göstermesi bakımından son derece önemlidir. Kur’an-ı Kerim, iyiliğe erişmenin ve muttakî bir mümin olabilmenin en önemli şartlarından birinin zekât vermek olduğunu ifade eder (Bakara, 2/177). Aynı zamanda zekât kurtuluşa eren müminlerin vasıflarından biridir (Mü’minûn, 23/1, 4). 

Zekâtın topluma dönük pek çok yararı da vardır. Mesela zekât, maddi gücü olmayanların ihtiyaçlarının giderilmesine katkı sağlar, zengin ile fakir arasındaki uçurumu azaltır; aralarında sevgi ve yakınlık doğmasına vesile olur. Bu yönüyle zekât toplumsal kenetlenmeyi artırır. Ayrıca toplumları bencillik ve kin gibi ahlaki hastalıklardan arındırır. Zekâtın verileceği yerlerin toplumun her katmanındaki insanları kapsaması sosyal dayanışmanın da garantisidir.

  •  RAMAZAN MANİSİ 

Bayram neşe günüdür,

Müminin düğünüdür,

Bugün sevinmek artık,

Orucun ürünüdür.

  •  İFTAR VE SAHUR SAATİ 

Manisa sahur: 04:17      Manisa iftar; 20:18

İFTAR DUASI VE ANLAMI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkuke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirli mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

  •  KISSADAN HİSSE 

Boş kırba

Rivayet olur ki, elinde kırbasıyla bir sufi; Nizamülmülk’ün yanına girer ve ona şöyle seslenir: “Ey güçlü vezir, şu kırbamı altınla dordursana!”

Kudretli vezir Nizamülmülk, maiyetindekilere işaret eder. Adamları sufinin kırbasını altınla doldurmak için altın sandığının yanına varırlar ve kırbayı doldurmaya başlarlar. Ancak kırba bir türlü dolmaz. Sandıktaki altınlar neredeyse bitmek üzeredir, yine de kırba henüz dolmamıştır.

Kudretli vezir bu işe şaşırır. On kat daha altın getirilmesini buyurur. Altınlar gelince nezaret ederek kırbayı doldurtur. Sonunda kırba dolmuştur.

Sufi altını alınca kudretli vezire yaklaşır, onun yanı başında durur ve altın dolu kırbayı vezirin başından aşağı boşaltır. Boşalan kırbayı kapıya doğru fırlatır ve der ki, “İşte şurada durdum ve başına altın saçtım. Şu dünyada elimin altında sana verilecek kıymeti haiz bir şey bulamadım. İşte o yüzden senden aldım ve yine sana saçtım. Senden altın alırsam yine onu senin için saçarım.”

Böylelikle sufi altının kıymetini altını verenden bilir. Asıl hürmeti altına değil onu ikram edene gösterir ve der ki, “Yüce Allah sana ne verirse sen de O’nun için dağıt. Kalbini ikram olunana değil o ikramı edene aç, Rabb’ine yönel ve inayeti için ona şükranlarını sun. Katından bahşettiği ilim yahut mal mülk ne varsa O’nun yolunda harca.”

  •  RAMAZAN SÖZLÜĞÜ 

 Havâic-i asliyye (aslî ihtiyaçlar): İslam’da diğer bedenî ve malî yükümlülüklerde olduğu gibi, zekâtta da mükellefin durumu göz önünde bulundurularak, ona makul ve taşınabilir bir sorumluluk yüklenmiştir. Bu nedenle İslam bilginleri, zekât ve sadaka-i fıtır ile yükümlü olmak için, kişinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin temel ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olma şartını aramışlardır.

Temel ihtiyaç maddeleri insanın hayat ve hürriyetini korumak için muhtaç olduğu şeylerdir. Bunlar, barınma, nafaka (yiyecek, giyecek ve sağlık giderleri), ulaşım, eğitim, ev eşyası, sanat ve mesleğe ait alet ve makineler, kitaplar, güvenlik amacıyla kullanılan aletler ve elektrik, su, yakıt, aidat vb. diğer cari giderler ve bu temel ihtiyaçları karşılamak için ayrılan paradır. (Mevsıli, el-İhtiyar, I, 332-333; İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, III, 178).

Not: Ramazan Sayfası Manisa İl Müftülüğü’nün katkılarıyla hazırlanmaktadır. Sayfa Sorumlusu: Dr. Ahmet ERDİNÇLİ/ Manisa İl Vaizi, iletişim; 0236 231 17 77

Editör: TE Bilişim