•  GÜNÜN SOHBETİ 

RAMAZAN AYININ KAZANDIRDIKLARINI DEVAM ETTİRMEK

      Ramazan ayı, Efendimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş ayıdır. Ramazan ayının son günlerini müşahede ettiğimiz bu günlerde bu mübarek ayın bize neler kazandırdığını öncelikle bir hatırlamaya çalışalım. Hayatımızda gerçekleştirdiğimiz bu kazanımların neler olduğunu daha iyi anlayıp gönlümüze idrak ettirebilirsek bu kazanımları hayat boyu sürdürme imkânını yakalayabiliriz.

      Öncelikle bedenimize sağlık, gönlümüze huzur, ruhumuza esenlik veren bir ibadet olan ve Ramazan ayında bizlere farz kılınan orucumuzu tuttuk. Ramazan’dan en azami şekilde istifade etmenin yollarından biri –belki de en önemlisi- elimize, dilimize ve bütün benliğimize sahip olarak oruç tutmak idi. Biz de bu Ramazan bedenimizin her azasına oruç tutturmak suretiyle yanlışa sürüklenmekten kendimizi alıkoyduk. 

     Yine kendisinde Kur’an indirildiğinden dolayı bin aydan daha hayırlı kabul edilen Kadir Gecesini ihya edip hem Ramazan’ın başından beri okuduğumuz mukabeleler hem de bu gecenin bereketi ile Ramazan ayında diğer zaman dilimlerinde okumadığımız kadar Kur’an okuma ve onun ikliminde buluşma imkânımız oldu. 

     Küresel salgının bizi birbirimizden uzaklaştıran etkilerine karşın Ramazan ayının birlik ve beraberliğimizi en yüksek mertebeye çıkarmamıza vesile olan bir ay olması hasebiyle verdiğimiz sadakalar, zekâtlar ve iftar kumanyaları Efendimiz (s.a.v.)’in müjdelerine nail olup toplum olarak kaynaşmamıza çok büyük destek sağladı.

     Her tavrıyla bize örnek olan Peygamberimiz (s.a.v.)’in “Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu zaman kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine kötü söz söyler ya da kavga etmeye kalkarsa iki kere ‘Ben oruçluyum’ desin” hadîs-i şerîfi gereği Ramazan ayında mümkün olduğu kadar kötü ve kaba sözler söylememeye çalıştık. İnsanlara karşı yanlış bir davranışta bulunmamaya özen gösterdik, kavgadan gürültüden, şamatadan uzak bir zaman dilimi geçirmeye çalıştık; sabrın ne olduğunu, nimetin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anladık.

    Şimdi sıra bu güzel hasletlerimizi devam ettirmeye geldi. Çünkü insanoğlu sadece Ramazan’da değil hayata gözlerini açıp ölümle beraber kapayana kadar yine aynı derecede kul olup Yüce Allah’ın sayısız nimetlerine mazhardır. Tıpkı Allah’ın en sevgili kulları oldukları halde peygamberlerin son anlarına kadar ibadet ve itaate devam ettikleri gibi mümin de yaşadığı müddetçe sorumluluklarını yerine getirmeye devam etmeli, bunu sadece Ramazan’a hasretmemelidir. Zira Allah Teala Hicr suresinde “Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” buyurmaktadır. Yine bu doğrultuda alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (s.a.v.) "Allah'ın en çok sevdiği ibadet az da olsa devamlı olanıdır." buyurmuş ve ibadetlerde sebatın önemine vurguda bulunmuştur. 

     Sonuç itibariyle Ramazan’da namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerimizi ve güzel ahlakın gereklerini yerine getirmekle mükellef isek Ramazan’dan sonra da yine mükellefiz. Zira bunları yapmak suretiyle görevimiz henüz tamamlanmış değildir. 

     Yüce Rabbim yapmış olduğumuz ibadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin, kendi rızasına uygun davranışlar sergilemeyi nasip eylesin. Bizleri bayram sabahına ulaştırsın. Ramazan ayında elde ettiğimiz bütün güzellikleri bir yıla ve nihayetinde bir ömre aktarmayı nasip eylesin…Amin. İsterseniz hepimizin bildiği güzel bir sözle yazımıza son verelim: 

“Her olayı hayır bil; her geceyi kadir bil; her geleni Hızır bil..”

Keziban DUT/Manisa İl Vaizi

  •  GÜNÜN AYETİ 

“Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” (Hicr süresi: 99)

  •  GÜNÜN HADİSİ 

“Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslüman’ın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter.” (Müslim, “Birr” 58)

  •  GÜNÜN DUASI 

“Allah’ım! Kalplerimizi birleştir. Aramızı düzelt ve bizi kurtuluş yollarına ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar ve büyük günahların açığından da gizlisinden de uzaklaştır.”

  •  ESMAUL-HÜSNA 

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin..." (A'râf, 7/180)

Bâsıt: Rızkı genişleten; ruhları bedenlerine dağıtan demektir. Allah Teâlâ, kulunu darlıktan çıkaran, sıkıntıdan kurtarandır. İlâhî imtihanın gerçekleşmesi için bazan sıkar, bazan genişletir. Bazan darlık, sıkıntı verir. Bazan bolluk, rahatlık, huzur verir.

Muiz: Üstün kılan, izzet ve şeref veren; mülkü dilediğine veren demektir. Allah Teâlâ, kendisine inananları yükseltir, şereflendirir, başkalarına üstün kılar. Îmân ehli, Allah’ın azîz ve değerli kıldığı kimselerdir. 

  •  BİR SORU BİR CEVAP 

Soru: Ramazan aylarında birden fazla oruç bozulması durumunda bu oruçların her biri için ayrı ayrı keffâret gerekir mi?

Cevap: Farklı Ramazan aylarında da olsa bir kimsenin meşru mazereti olmaksızın kasten bozduğu bütün oruçlar için bir keffâret ödemesi (peş peşe iki kameri ay veya altmış gün oruç tutması) yeterlidir. Ayrıca bozduğu her orucu kaza etmesi gerekir. Ancak keffâretin ödenmesinden sonra başlanıp kasten bozulan Ramazan orucu için yeni bir keffâret gerekir (İbnü’l- Hümâm, Feth, II, 261).

  •  RAMAZAN MANİSİ 

Günahın olsa yığın

Yine de O’na sığın

Gazabından fazladır

Merhameti Allah’ımın

  •  İFTAR VE SAHUR SAATİ 

Manisa sahur: 04:23    Manisa iftar; 20:14

İFTAR DUASI VE ANLAMI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkuke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirli mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

  •  KISSADAN HİSSE 

Ya değilse? 

Ebu Hanife Hazretlerine Atının kaç ayağı var? Diye sormuşlar oda atından inip tek tek sayıp öyle cevap vermiş. Orada bulunanlar merak edip sormuşlar ya imam atın 5 ayağı olacak değil ya niye inip sayma gereği duydun? Deyince gözümle görmediğim şeyler hakkında konuştuğum her şeyden sual edileceğim deyince büyük bir ders alırlar.

Toplum olarak bizim yaptığımız en büyük yanlış kolay hüküm vermek eleştirirken dozu kaçırmak sevmediğimiz benimsemediğimiz düşüncelere onların yaptıkları ucuz hareketlerle karşılık vermek Bizi benimsemediğimiz görüşlerden ayıran en önemli özellik üslubumuz ve hakkında bilgi sahibi olmadığımız konuda konuşmamak olmalıdır.

Sonuç olarak Onların yaptığını yaptığın zaman seni onlardan ne ayıracak ? Sorusunu kendimize sormaktan korkmamalıyız. Kuran ve Sünnet çizgisi vazgeçilmez şiarımız olmadır.

 RAMAZAN SÖZLÜĞÜ 

Zekât: Sözlükte artma, çoğalma, temizlik, bereket, iyi hal ve övgü gibi anlamlara sahip olan zekât, İslami bir terim olarak belirli bir malın bir kısmının Allah rızası için belirli kişilere verilmesi demektir. Kur’an-ı Kerim’de birçok yerde namazla birlikte emredilen bir ibadet olan zekât, “varlıklı insanların malında, ihtiyaç sahiplerinin bir hakkı” olarak değerlendirilmiştir. (Mearic 24-25)

Zekât, borcundan ve temel ihtiyaçlarından fazla olarak kazanç sağlayacak mülke sahip olan her akıllı ve hür Müslüman’ın yerine getirmekle yükümlü olduğu bir ibadettir. Başka bir ifadeyle zekât, varlıklı Müslümanların, ihtiyaç fazlası mal veya paralarının kırkta birini fakirlere verme yükümlülüğüdür. 

Tevbe Suresi’nin 60. ayetine göre zekât verilecek kişiler şunlardır: Yoksullar, hiçbir şeyi bulunmayanlar, zekât toplamakla görevli memurlar, kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlar, köleler, tutsaklar, borçlular, Allah yolunda savaşanlar ve yolda kalmış kişiler.  

Not: Ramazan Sayfası Manisa İl Müftülüğü’nün katkılarıyla hazırlanmaktadır. Sayfa Sorumlusu: Dr. Ahmet ERDİNÇLİ/ Manisa İl Vaizi, iletişim; 0236 231 17 77

Editör: TE Bilişim