Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Kabe mahzun kaldı. Aynı şekilde dünyanın çeşitli yerlerinde zulüm altında hayatlarını sürdüren kurban bayramını da bu şekilde sürdüren kardeşlerimizi bulunuyor. İslam düşmanlığı sebebiyle hayatları adeta zindana dönen kardeşlerimiz var. Kurban Bayramının dünyanın neresinde olursa olsun sıkıntı ve zulüm altında yaşayan tüm Müslümanların kurtuluşuna uyanışına vesile olmasını temenni ediyorum.

Bölgemizdeki ve dünyadaki şartlar göz önüne alındığında hamdolsun ülkemizde huzur içinde bir Kurban Bayramı idrak ediyoruz. Milletimizin yüreğindeki 86 yıllık yara olan Ayasofya’nın 24 Temmuz Cuma günü fiilen ibadete açılması bayram sevincimizi daha da artırmıştır. Bu vesileyle Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını gölgelemek için başlatılan kimi tartışmaları art niyetli bulduğumu da belirtmek istiyorum.

AK Parti teşkilatları olarak kısaca 'tamam' diyerek ifade ettiğimiz temizlik maske mesafe kurallarına uygun şekilde bayramı yaşıyoruz. İnşallah bundan sonraki bayramlara çok da güzel bir iklimde ümmet olarak sıkıntılarımızı çözmüş şekilde insanlık olarak da barışı ve dayanışmayı tesis ederek kavuşacağız. Attığımız her adımda hasbi niyetle hareket ettiğimiz için hep dua aldık mesafe kat ettik. AK Partiyi var eden de bugüne kadar ayakta tutan da milletimize ve insanlığa bu hasbi mücadeleyi sürdüreceğini göstermesidir.

Her bir arkadaşımın gece gündüz uyku tutmaması gerekiyor. Kendini milletin üstünde gören. Gönül kazanmak yerine gönül yıkan hizmete ve ülfete yönelmek yerine dar kadroculuk yapan. Toparlamak yerine dışlayan kişiden AK Parti teşkilat mensubu olamaz. Dostlarımızı artıracağız düşmanlarımıza karşı da onları azaltacağız. Milletimizin gönlünü kazanmamış desteğini elde edememişsek yaptığımız diğer işlerin ne önemi olabilir ki?

Elbette zaferle değil seferle mükellefiz. Ama unutmayın biz aynı zamanda kuruluşundan yaklaşık 1 yıl sonra iktidara gelmiş bir partiyiz. Seferimizi zaferle de taçlandırma imkanı bulduk. O günden beri de hamdolsun hep iktidarda kalmayı sürdürdük. Ne zaman partilerden bir parti haline dönüşür, kişisel ve zümrevi hesaplarımızı davamızın önüne çıkartırsak işte o gün misyonumuzu kaybettik demektir.

Ne zaman arkamızdaki dua ordusunun ‘amin’ nidaları kesilmeye başlarsa işte o gün gittiğimiz yolu ve kendimizi sorgulamamız gereken vakitteyiz demektir. Ne zaman mazlumların ve mağdurların yönünü bize değil de başkalarına döndüğünü görürsek işte o gün gerçekten hüsrandayız demektir. Rabbim bizleri böyle bir akıbetten muhafaza eylesin diyorum. Son dönemde MHP ile birlikte kurduğumuz ayrıca ilave destekler aldığımız cumhur ittifakının başarısının gerisinde de aynı anlayış vardır.

Millerimize bu güveni vermeyen partiler ise 18 yıldır ne yaparlarsa yapsınlar belirli seviyelerin üzerine çıkamadılar çıkamıyorlar. Ülkemizin ve halkımızın geleceği ile ilgili kritik tartışmalara bakın. Hepsinde de biz milletimizin safında yer aldık. Karşımızdakiler sırf bize husumetleri nedeniyle sürekli bir yerden bir yere savrulup durdular. Tek görevi AK Partiye ve şahsıma husumet olan bu siyaset tarzının etkilediği her bireyi büyük ve güçlü Türkiye davasına kazandırmak için çok çalışmamız gerekiyor.

İftira ve fitne ateşini inşallah gönül seferberliği ile söndüreceğiz. Sancak ayakta kaldığı müddetçe mücadele sürüyor demektir. Siz en önde en güçlü şekilde yürüyeceksiniz ki partimize gönül vermiş kardeşlerimiz arkasından gelsin. AK Parti bayrağını hep daha yukarı dikmek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.

HURRİYET

Editör: TE Bilişim