Tarım ve Orman Bakanlığının 2021 yılında hayvan ithalatına devam etme kararını eleştiren CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bakan Bekir Pakdemirli’nin hayvan ithal etmeyeceğiz sözünü hatırlatarak “gerekli değilse neden hayvan ithal ediyoruz” diye sordu. 

Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Besilik Sığır İthalatı Uygulama Talimatı'na göre, besilik sığır ithalatı 3 kategoride ve 3 dönemde yapılacağı, besilik sığır ithalatı yapmak isteyen işletmelerin kapasitelerine göre ithalat yapılacağı açıklandı.

Meclis’te verdiği soru önergesi ile hayvan ithalatına neden devam edildiğini soran Bakırlıoğlu basına yaptığı açıklamada; Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli sık sık 2021 yılı içinde Türkiye tamamen ithalata bağımlı olmaktan kesinlikle çıkacağını dile getirdi.

Bakırlıoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Fakat 2021 yılında dönemler halinde canlı hayvan ithalatının yeniden yolu açılmış ve ithal edilecek hayvan sayısı ile ilgili bir sınırlama da getirilmemiştir.
Aslında Tarım ve Orman Bakanı benden önce ithalat çok fazlaydı biz düşürdük diyerek önceki AKP’li bakanları suçlamaktan da geri durmamaktadır.
Sayın Bakanın verdiği kararlardan, açıklamalarında U dönüşü ilk defa olmuyor maalesef.

13 Kasım 2019 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığının bütçesi görüşmelerinde “Tabii ki biz bu konuda tamamen frene bastık, 26 Ekim 2019 itibarıyla yeni kontrol belgesi vermiyoruz” demenize rağmen 30 Ekim 2019 tarihinden itibaren birçok firmaya canlı hayvan ithal edebilmesi için kontrol belgesi verildiği ortaya çıkmıştı.

Şimdi 2021 yılında üç dönem halinde hayvan ithalatına izin verileceği açıklandı.

Besilik hayvan ithalatına ilişkin hazırladığım ve 2021 yılında ne kadar hayvan ithal edileceğini sorduğum soru önergemi TBMM başkanlığına sundum.

İhtiyaç varsa et ve canlı hayvan ithalatı yapılması doğrudur.

Fakat hükümetin hayvan sayımız ve et üretimimiz yeterli, ithalata ihtiyaç yok açıklamalarına rağmen canlı hayvan ithalatına devam edilmesi ithalatın bir hükümet politikası geldiğini göstermektedir.

Bu sadece bir ithalat politikası değil ihaleci müteahhit mantığı ile ne kadar çok ithalat o kadar kazanç anlayışı haline gelmiştir.

Bu anlayış ne yazık ki sahte belgelerle canlı hayvan ithalatına varan olumsuzluklara da neden olmuştur.

Hayvancılık, hayvansal üretim, hayvan ıslahı kimsenin umurunda değildir.

Hayvancılık alanındaki önemli bir sivil toplum kuruluşu raporunda, hayvan ithalatını uyuşturucu kullanmaya benzetmiş ve haz alındıkça, doz artmakta ve sonunda ölüm gerçekleşmektedir denilmiştir. Böyle giderse hayvancılığın bitecektir.

Bu mantıkla sürdürülebilir bir hayvancılık yapılması mümkün değildir.

Üretici, yetiştiriciyi mağdur eden, süt hayvanlarının kesime gittiği, işletmelerin bir bir kapandığı bir dönemde sadece ithalatla hayvancılık gelişmez hayvan sayısı artmaz.

Kaldı ki Bakanlığın açıkladığı hayvan sayıları ile ilgili verilerin doğru olmadığına ilişkin yayınlanan bilimsel makaleler verilerin güvenirliliği bakımından önemli bir sorundur.

Makalede özellikle 2017 yılındaki olağandışı artış, ne ithalatla, ne kesilen hayvan sayısı ile ne de doğum ve ölüm oranları açıklanamayacağı ifade edilmektedir.

Önce Hayvan Sayımızı Bilmeliyiz

Bu yüzden 2001 yılından bu yana ülkede genel bir tarım sayımı, 1984 yılından bu yana genel hayvan sayımı yapılmadığı için veriler arasındaki çelişkiler sürekli gündeme gelmektedir.

Hayvancılık sektörü hakkında geniş kapsamlı bir sayımla toplanan istatistiklerle çok güvenilir olmayan hayvancılık istatistiklerinin düzeltilebilmesi, Türkiye hayvan varlığının, et ve süt üretiminin belirlenmesi, canlı hayvan ihracatı ve ithalatı ile hayvancılık politikalarının daha doğru tespit edilmesi amacıyla genel hayvan sayımı yapılması zorunludur.

Önce hayvan sayımız ne kadar ne kadar et ve süt üretimimiz var, tüketimiz ne kadar bunları şeffaf olarak ortaya koyduktan sonra ithalata ihtiyaç var mı yok mu ondan sonra karar verilmelidir."

Editör: TE Bilişim