Özdağ programda , Fethullah Gülen’in 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı Gülen’in Türkiye'ye ABD'den Washington D.C.'den bir uçakla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başkenti Ankara’ya değil Osmanlı’nın başkenti İstanbul'a inerek Osmanlı'nın payitahtına konmak isteğinde olduğunu ifade etti.
Bir televizyon programında konuşan AK Parti Manisa Milletvekili ve FETÖ Darbe Girişimi Meclis Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ çarpıcı açıklamalarda bulundu. FETÖ/PDY’nin Millî Güvenlik Kurulunca 2004 yılında terör örgütleri listesine konulduğuna dikkat çeken Özdağ, yapının öncelikle 2011 yılından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la kavgaya başladığını vurguladı. Özdağ, “Darbe Girişimi Meclis Araştırma Kurumu olarak eski Genel Kurmay Başkanları, Emniyet Daire Başkanları, Müdürleri, İçişleri Bakanları, Gazeteciler, Yazarlar, FETÖ’nün içinde olup daha önce bu yapıda olanlar başta olmak üzere 40 civarında kişiyi dinledik. Komisyonumuz bir ay daha çalışacak ama bir ihtimal bir ay daha uzatılabilir. Komisyonda 15 Temmuz Gazilerimizi ve Şehit Yakınlarını da dinledik. Şehitlerimize Allah’tan rahmet ailelerine başsağlığı dilerken gazilerimiz tarihe not düşmüşlerdir. 15 Temmuz yüzyılımızı karartmak aynı zamanda da yüzyılımızı da çalmak isteyen bir geceydi. Egemen emperyalist güçlerin hedefinde Türkiye vardır ve bu emperyalist güçler FETÖ,PKK,DAEŞ gibi taşeron yapıları kullanırlar. Çünkü hedeflerinde Türkiye vardır. Türkiye beş bin yıllık milletin adıdır,bin yıllık Anadolu coğrafyasındaki vatan toprağının adıdır. Türkiye olarak üç önemli görevi ifa ettik. Hristiyanlığı dünya dini yapmadık ama İslam’ı dünya dini yaptık. Sömürgeci batıya karşı direndik” ifadesinde bulundu.

"2011'DEN BERİ BUNLARLA MÜCADELE EDİYORUM"

15 Temmuz gecesi yaşananlar hakkında da değerlendirmede bulunan Özdağ, “Darbe Girişimi Meclis Araştırma Komisyonunda zaman zaman tartışmalar yaşanırken zaman zaman da tarihe not düşülecek anlar da yaşandı. AK Parti iktidarı olarak 2011 yılından sonra bu yapıya karşı dikkatli olunması gerektiğini söylemiştik. Ben bu cemaatle Manisa’da Milletvekili olduktan sonra daha yakın bir teşrikimesaiye girdim. Özellikle 2011 yılında ilk Milletvekili olduğum tarihten bu zamana kadar bunlarla hep mücadele ettim ve kendilerini defalarca uyarıda bulundum. Manisa’da bunları çağırdım, dedim ki: “Siz hizmetinize ahlak noktasında, eğitim noktasında devam edin, tarihe not düşün. Cemaatler kendilerini severler, bütün cemaatlerde aynı özellik vardır. Başkalarını sevme istidadı gösteren cemaatler medeniyet olurlar, Selçuklu gibi, Osmanlı gibi. Siz de bu istidadı görmüyorum. Çünkü siz bulunduğunuz yerde sadece kendinize yaşam hakkı tanıyorsunuz; solculara, Alevilere, Ülkücülere, Millî Görüşçülere, kimseye yaşam hakkı tanımıyorsunuz.” “Herkes bizim gibi olsun. Herkes bir gün Nurcu olacak (Fetullahçı olacak), herkes bir gün Türkiye’de bizim olacak” dediler. “Yanılıyorsunuz” dedim. “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la, iktidarla dövüşmeyin, darbecilere benzemeyin, vesayetçiliğe soyunmayın. Bu devlet 18 yaşındadır, her zaman 18’dir. On yıl, yirmi yıl, otuz yıl sonra hep 18 yaşında olacak ve kendisine yapılanların yavaş da yürüse kaplumbağa gibi bir gün hesabını sorar; sizi bir yılda bitirir, sizi iki yılda bitirir.” İzmir’de de yaptım aynısını. Bunların tüm gazetecilerini çağırdım, buna Ekrem Dumanlı dâhil, Mustafa Ünal dâhil hepsine aynı sözlerimi söyledim” diye konuştu.

"KASIM GÜLEK’İN CENAZE NAMAZINI FETHULLAH GÜLEN KILDIRDI"

“Türkiye’de cemaatlerin Türkiye’yi yönetme gibi bir meselelerinin olmaması gerektiğini hatırlatmamız icap ediyor. Cemaatler siyasallaşmayacaklar, tarikatlar da cemaatleşmeyecekler. Bunun panzehri de Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığını da çok güçlü hâle getirebilmektir, asıl mesele bunu yapabilmektir” diyerek sözlerine devam eden Özdağ, Kasım Gülek ve Fetullah Gülen’in derin işbirliğine de dikkat çekti. 1 Eylül 1997 yılında Fethullah Gülen’in Zaman Gazetesi'ne verdiği demeçle ilgili hatırlatmada bulunan AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Amerika'da bana referans olan kişi Kasım Gülek” diyor. “ABD'de görüştüğüm ilk insanlardan biri Morton Abramoviç” diyor. O bir zamanlar Türkiye'de elçi olarak kalmıştır. Gülek'in Abramoviç'i Gülen ile tanıştırdığı biliniyor” ifadesinde bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü; “Kasım Gülek öldüğünde bir tek kanal canlı yayın yapmıştır o da STV'dir. Cenaze namazını Fethullah Gülen kıldırdı. Kasım Gülek, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1950 ve 1960 yılları arasında CHP'nin Genel Sekreteri olarak görev yapıyor. İnönü'den sonraki en karizmatik elemanlarıdır. Uzun yıllar bakanlık ve Milletvekilliği yapmıştır. Moon tarikatının Türkiye temsilcisidir. 1999 yılında Fethullah Gülen ABD'ye gitti. Yerine de Abdullah Öcalan'ı verdiler, hatırlarsanız, Bülent Ecevit "Bu adamı bize niye verdiler hiç anlamadım" diyordu. ABD'ye gidince Fethullah Gülen'e yeşil pasaport verildi? Bu pasaport nasıl verildi? Kendisi ilkokul mezunuydu 3. dereceye çıkamıyordu. Lise mezunu olmak gerekiyor. Böyle birine yeşil pasaport nasıl verildi? O dönemki Dışişleri Bakanı'na bunu sormamız lazım. Graham Füller ve Norton Abramoviç Gülen'e referans oluyor. Bu referansları sormamız lazım, Gülek'in baldızı ABD'de o sırılar Pentagon ile irtibatları var. Kendisine Beyaz Saray'dan soruyorlar, bunlar nedir diyerek referans oluyor ya o da endişelenecek bir şey yoktur diye cevap veriyor. Kasım Gülek'in kendisini tanıştırdığı Abramoviçi de hiç unutamam diyor. Bunları Fethullah Gülen'in kendisi söylüyor. Burada çok ciddi bir oyun var. Bunlar 15 Temmuz'a bir günde gelmediler, 40 yılda geldiler. 5 yeri ele geçirdiler, askeriye, emniyet, medya, yargı ve sermayeyi en aşağı 150 milyar dolar paraları vardı. Siyasi partileri okul, yurt ve demokrasi maskesi takarak ele geçirmeye çalıştılar. Devleti ele geçirmek istiyorlardı” dedi.

"HAİN SENARYOYU ERDOĞAN BOZDU"

TBMM Fetö Darbe Girişimi Meclis Araştırma Komisyonunda çok değişik kesimlerden kişileri dinlemeye davet ettiklerini kaydeden Özdağ, “Bir general ve bir Emniyet Genel Müdürü Komisyona geldiklerinde ‘Eğer Recep Tayyip Erdoğan'a toslamasaydılar, devleti çoktan ele geçirmişlerdi. Çünkü 2007 yılında Hırant Dink öldürüldükten sonra, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu'nu hayata geçirdi. Buradan biri bayan biri erkek iki müfettiş gönderiyor’ diye konuştular. O müfettişlerin de dinlenmesini Allah nasip olursa isteyeceğim. Gittikleri zaman Ali Fuat Yılmazer'e biz buraya bürokratları incelemeye geldik burada ihmal var mı yok mu? O da ‘Gidin Başbakan'a söyleyin, Hırant Dink'in cinayetiyle uğraşacağına gitsin Ergenekon ve Balyoz davalarıyla uğraşsın’ diyor. 2007 yılında bu olayla birlikte Erdoğan bunların niyetini iyice anlıyor” ifadesinde bulundu.

"ARINÇ BUNLARIN YÜZÜNÜ ÇOK GEÇ FARK ETTİ"

Fethullah Gülen’in 70'li yıllarda Manisa'da vaazlar verdiğini ayrıca 1976 yılında akıl hastanesinde kaldığının ortaya çıktığını belirten Özdağ, “Gülen'in raporları yok ediliyor. Bülent Arınç bunların gerçek yüzünü çok geç fark etti 15 Temmuz sonrası gördü. Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektup yazarak bu yapı ile mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Bu hareket kadro harekatı, siyaseti ve kritik yerleri ele geçirerek, Gülen bir gün Türkiye'ye ABD'den Washington D.C.'den bir uçakla İstanbul'a inecekti. Ankara'ya değil Ankara Cumhuriyet'in başkenti, güya Osmanlı'nın başkenti payitahtına konmak istiyordu. Zaten Yavuz Sultan Selim'in de kaftanını çalmak istediler biliyorsunuz. Buraya bir halife gelecekti güya, biz o kaftanı bulup tamir ettirdik. Yavuz Sultan Selim Han'ın kaftanı kabrinin üzerine koyuldu. O kaftan Yavuz Sultan Selim'in kaftanı başka biri giyemez onu” diye konuştu.

"BATMAZ’IN REFERANSI KİM ?"

Kemal Batmaz’ın şu an cezaevinde olduğunu Adil Öksüz’ün ise arandığını belirten Özdağ, “15 Temmuz'da darbeyi yönetenlerden biridir Batmaz, Türkiye'nin en önemli holdinglerinden birinde görev almıştır. Bu şirketin ismini vermeyelim ayıp olur, bu şirkete şu yazıyı yazdıracağım, bu şirkette Batmaz ne zaman hangi dönemlerde çalıştı ve referansının kim olduğunu soracağım” dedi.

"HAKAN FİDAN VE HULUSİ AKAR’IN DİNLENMESİNDEN YANAYIM"

Darbe Girişimi Meclis Araştırma Komisyonunda MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar’ın da dinlenip, dinlenilmemesi hususunda çeşitli fikirler oluştuğunu belirten Özdağ, kendisinin Akar ve Fidan'ın komisyona davet edilmesinden yana olduğunu belirtti. Özdağ, “"Biz, ‘Genelkurmay Başkanı'nı, MİT Müsteşarı'nı komisyona çağırmayalım' demedik. Orgeneral Hulusi Akar'ı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı, bazı üst düzey komutanları çağırmamız için Sayın Başbakan'dan izin alınması gerekiyor. Komisyon Başkanımız Reşat Petek bu hususta Sayın Başbakan'la görüşeceğini söyledi. Akar ve Fidan'ın komisyona davet edilmesinden yanayım. Gelsinler, soruları cevaplandırsınlar. O geceyi yaşayan ve en önemli görevde bulunan iki kişinin ne olup bittiğini anlatması, bizleri bilgilendirmeleri gerekir. Eğer komisyona gelmeyeceklerse bile yazılı olarak soruları cevaplandırmalılar. Nasıl savcıya ifade verdilerse, bizim sorularımızı da cevaplandırabilirler. 15 Temmuz öncesi ve sonrasıyla ilgili ne sorular varsa, dershanelerden MİT'e ait olduğu öne sürülen TIR'lara kadar aklıma gelen ne sorular varsa soracağız" dedi.

 
Editör: TE Bilişim