CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Konuşmasına Amasra maden faciası ve direnen Fernas işçilerine değinerek başlayan Özel, iktidar politikalarını eleştirdi. AKP iktidarı döneminde artan iş cinayetlerine dikkat çeken Özel, "AKP iktidarı işçiye yoksulluk, sefalet, perişanlık ama daha da acısı ölüm getirdi" dedi.

Direnen Fernas işçilerinin patronu olan  Ak Parti Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun işçilerin emeğini sömürdüğünü kaydeden Özel,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi. Özel, "Fernas'ın patronu hak yiyor ve bunu Erdoğan'a dayandırıyor. O işçilerin başına bir şey gelirse sorumlusu bizzat Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.

GEBZE'DEKİ HAYVAN KATLİAMI

Devamla Gebze'de Ak Partili belediyeye ait hayvan barınağında yaşanan katliama değinen Özel, "Gebze'de, Ümraniye'de canlarımızı öldürdüler hepimizi mahvettiler. Biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız, asla da uygulatmayacağız" dedi.  Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) çağrı yapan Özel, bu yasanın bir an önce iptal edilmesini talep etti.

Ekonomi yönetimine yönelik eleştirilerde bulunan Özel, limiti 100 bin liranın üzerinde oaln kredi kartlarından alınacağı iddia edilen 750 liralık savuna sanayii payına tepki gösterdi. "Vergi kazanandan alınır" diyen Özel, "Kredi kartını veren banka mı kazanıyor alan vatandaş mı kazanıyor?" diye sordu.  Özel, iktidarın kredi kartından kendini döndürmeye muhtaç vatandaşın gırtlağına çöktüğünü söyledi.

NUMAN KURTULMUŞ'A TEPKİ

Konuşmasının son bölümünde Anayasa'nın ilk 4 maddesine yönelik tartışmalara değinen Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş'un, "Kendimizden ve ne yapmak istediğimizden eminiz" sözlerine tepki gösterdi. Özel, "Anayasa'nın ilk dört maddesini tartışmaya açmak tarafsız Meclis Başkanının işi değilse bu çoğul laf kimin?" diye sordu.

Özel, partisinin "Anayasa'nın ilk dört maddesinin tartışmaya açılamaz" olduğuna yönelik görüşünü de tekrarladı.

BAHÇELİ'NİN DEM PARTİ'YE ÇAĞRISI

Devamla Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında yaptığı konuşmaya değinen Özel, "Devlet bey demiş ki; 'Uzattığım el hesapsız, kitapsızdır' demiş. Ben ona diyorum ki; Devlet bey doğrusunu yapıyorsun, bu yaptığın için seni eleştirmiyorum. Milletin temsilcisine ulaşan el milletin kendisinedir. Yıllardır bunu yapmadın o yüzden size, AK Parti'ye karşı çıktık" dedi.

Doğu ve güneydoğu illerine yapacağı ziyareti anımsatan Özel, "Çağrıya ihtiyaç yok. Bu parti artık daha fazla şehit gelmesin diye, anaların gözyaşı akmasın diye üstüne düşen ne varsa cesaretle yapacak. "Ne Devlet Bey'in bizi hapsettiği yerde, ne DEM Parti Genel Başkanı'nın işaret ettiği istikametteyiz" ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan: "Suriye'de yaşanan gelişmeler bizlere umut ışığı oldu" Bakan Fidan: "Suriye'de yaşanan gelişmeler bizlere umut ışığı oldu"

Özel, şöyle devam etti: "Bir çağrı da bizden; Sıkılı yumrukların açılmasını istiyoruz. Sayın Erdoğan'a sesleniyorum, Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum: Bu sene Cumhuriyet resepsiyonunu Çankaya Köşkü'nde yapın. Orada yaparsınız herkes görecek tüm vekiller gelecek."

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bugün Amasra maden kazasının ikinci yıl dönümü. AKP iktidarı işçiye yoksulluk, sefalet, perişanlık ama daha da acısı ölüm getirdi.

Amasra maden faciası bir katliam. Denetimsizlik ve liyakatsizliğin bir sonucu. Sayın Erdoğan o gün beklenen açıklamayı yaptı. Dedi ki;  'Biz kader planına inanan insanlarız.' Patlama öncesindeki tutanaklara göre 13 Ekim saat 23.43’te, yani patlamanın olacağı ana 17 dakika kala ilk uyarı başlıyor. 18.49’a kadar havalandırma vantilatörünün 53 kez ikaz 355 kez alarm verdiği yazıyor.

"KADER PLANINA İNANMAK DEĞİL BİLİME İNANMAK LAZIM"

Orada kader planına kader planına inanmak değil bilime inanmak lazım. İlk ikazla birlikte orayı boşaltmak o canları kurtarmak lazım. Bunları yapmayıp da 'kader planında bu varmış' derseniz kader planında o zaman ülkeyi yöneten kişinin vurdumduymazlığı o işletmeyi yönetenleri atarkenki liyakatsiz atamaları, devletin eksikliklerini görüp bu kader planında Erdoğan’ın bir rolü olduğunu kabul etmek gerekir.

Bu iktidarın gitmesi de bu ülkenin kader planında vardır. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Meclis'te yaptığı sunuşta neredeyse sorumluluğu ölen madencilerin üzerine attı. Suçluları aklayan bir süreç hiçbirimize yabancı bir süreç değildir. Suçlular, cezalarını alana kadar Amasra davasını takip etmeye devam edeceğiz. Soma'da yakınlarını kaybedenler de bilsin çok geçmeden o davalar bir daha açılacak ve anaların yüreğine su serpilecek.

"FERNAS'IN PATRONU HAK YİYOR VE BUNU ERDOĞAN'A DAYANDIRIYOR"

Fernas, AKP'nin Batman Milletvekilinin adı ve soyasının ilk hecelerinden oluşan, patronunun halihazırda milletvekili olduğu bir şirket. Soma'da maden işletmeciliği yapıyor. 'Cumhurbaşkanı bana hak verdi' diyor. İşçiler sesini duyuruyor, çağrı yapıyor. Duymuyorlar. En son açlık grevine başladılar. Ankara'nın ortasında bir parkta yemeden içmeden seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Erdoğan'a sesleniyorum; işçinin emeğini sömüren patron senin milletvekilin. Bir kez daha sesleniyorum; Fernas'ın patronu hak yiyor ve bunu Erdoğan'a dayandırıyor. O işçilerin başına bir şey gelirse sorumlusu bizzat Recep Tayyip Erdoğan'dır. 

"ADRESE TESLİM İHALENİN SAHİBİ CENGİZ HOLDİNG"

Adrese teslim bir ihale var. Öyle bir şartname yapmışlar ki ihale bakır madeni ihalesi. Sabah ihale yapıldı ve Cengiz Holding'e ait şirket ihaleyi aldı. Sahada 80 milyon ton cevher var. 3.5 milyara ihaleyi almışlar cevherin değeri ise bunun 123 katı. Değeri 456 milyar TL. Tayyip bey bunu 3.5 milyar TL veren yandaşına veriyor.

AK Partililer, MHP'liler siz bu yüzden mi bunlara oy verdiniz. Bunu unutmayacağız. Biz bunun peşini bırakmayız, ihalenin iptali için gereğini yapacağız. Nasıl bir yapıymış da Cengiz Holding'e bu veriliyor. Bu hak değildir, vicdani değildir. Yapılan iş ne dine ne imana ne ahlaka sığar. Bu soygundur, soyan Cengiz Holding'tir, soyulansa hepimiziz.

"KATLİAM YASASI İPTAL EDİLMELİ"

Gebze'de, Ümraniye'de canlarımızı öldürdüler hepimizi mahvettiler. Biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız, asla da uygulatmayacağız ama kendi belediyeleri örtülü mesajı alanlar canlara kıyıyor.

Bizim belediye başkanlarımız da vekillerimizde canlarımıza kıymayacağımızı söyledik. Anayasa Mahkemesi'ne sesleniyorum bu katliam yasasını iptal edin.

3 hafta önce Sayın Şimşek ekonominin iyiye gittiğini yeni vergiler getirmediklerini söylemişti. Ama Meclis'e AK Parti grubu 12 maddelik bir teklif getirdi. 1 Ekim'de Sayın Erdoğan, TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmada, İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye'dir dedi. Buna anlam veremedik. Bu işte bir bit yeniği var dedik. Yönetimdeki beceriksizliğini örtmek için İsrail'i ortaya atıyor dedik. Dışişleri Bakanı gizemli laflar edecekti. Milli Savunma Bakanı, kahraman ordumuza rağmen bir şey diyemeyecekti düşüncesiyle, kapalı oturum istedik.

"VERGİ KAZANANDAN ALINIR"

Kendisi gelmedi, iki bakanını gönderdi. Kapalı oturumda konuşulanı 10 yıl söyleyemezsiniz ama söylenmeyecek bir bilgiyi Meclis'e verse kimse söylemez. Kapalı oturumda sizin bilmediğiniz 1 tek kelime söyleyemediler. İsrail'in Türkiye'ye saldıracağının kanıtını ortaya koyamadılar. Sayın Bahçeli siz de oradaydınız. Çıkın söyleyin ben bakanları dinledim ve İsrail'in Türkiye'ye saldıracağına ikna oldum, deyin.

O gizli oturumda, havanda su dövdükleri, akşam televizyonda konuştuklarının hepsi hepimizden bu paraları almak içinmiş. Meğerse ipteki cambaza bak deyip vatandaşın cebine el atacaklarmış. 

Vergi kazanandan alınır. Kredi kartını veren banka mı kazanıyor alan vatandaş mı kazanıyor? Alışveriş yapandan da değil yapma ihtimali olandan vergi almaya kalkıyor ama Türkiye’nin en büyük kar eden bankalara değil kredi kartından kendini döndürmeye muhtaç vatandaşın gırtlağına çöküyorlar.Yapılmayan alışverişten vergi almaya kalkan deli dumrula diyorum; bu parayı alamayacaksın.

"TEĞMENLER CEZALANDIRILIRSA SEN DE TARAFINI GÖSTERECEKSİN ERDOĞAN"

Kara Harp Okulu'nun mezuniyet töreninde teğmenlerimizin Atatürk'e bağlılığını gösteren teğmenlerimize soruşturma açmışlardı dikkatle takip ediyoruz. Oradaki subayları sorumlu tutup 30-40 tanesini farklı yerlere tayin etmişler. O subaylar 15 Temmuz'da mücadele etmiş ve ülkesine hizmet etmiş. Bu haksızlıktır, esas mesele Sayın Erdoğan hiç rahatsız olacak bir şey yok, ne demiş teğmenler; Mustafa Kemal'in askerleriyiz. Kimin olacak?

O teğmenler Mustafa Kemal'in tarafında, fesli deli Kadir'in dirisine sen gittin ölüsüne 5 bakan gönderdin. Biz Mustafa Kemal'in tarafıyız, fesli deli Kadir, 'Keşke Yunan kazansaydı' diyordu. Bu teğmenler cezalandırılırsa sen de tarafını göstereceksin Erdoğan. Bu millet genç teğmenlerin yanında, devleti de teğmenlerin karşısına dikenlerden ilk seçimde hesap soracak.

"BU PARTİ DEMOKRATİK BİR AÇILIM YAPMAK İÇİN DEM’DEN ÇAĞRI BEKLEMEYECEK"

CHP ne söylerse kendi söyleyecek. TV’deki yorumcular ağzıyla bir takım hesaplarla konuşanların ya da hesapsız kitapsız 3-5 fazla reyting için ortamı gerenlerin ağzıyla değil, bu parti konuşacaksa, genel başkanının grup başkanvekillerinin sözcülerinin vekillerinin ağzıyla konuşacak.

Bu parti demokratik bir açılım yapmak için DEM’den çağrı beklemeyecek. Bu parti gelecek hafta genel başkanıyla yöneticileriyle Batman’da olacak, Diyarbakır’da olacak, Van’da olacak. BU parti orada açılan yumruklar sıkılsın diye değil eller birbirine kavuşsun diye, birbirini duymayan kulaklar yeniden kapansın diye değil birbirine kulak versin diye, artık daha fazla şehit gelmesin diye, terör yüzünden oraya hizmet etmemenin bahanesi kalmasın diye bu ülkedeki tüm vatandaşlar anayasadaki gibi özgür olsun diye, üstüne düşen ne varsa yapacak. Kimsenin şüphesi olmasın.

Ne Devlet Beyin bizi hapsettiği yerde ne DEM’in Eş Genel Başkanının bize işaret ettiği yerde, ne Devlet Beyin sözde endişelerini haklı çıkaracak ne DEM’in geçmişe birtakım referanslarla ortaya koyduğu güvensizlik üzerinden aman kendimizi birilerine beğendireceğiz diye olmadık bir şey yaparız. Biz Kürdün Türkün, Alevinin Sünninin kardeşliğinin eşit yurttaşlığının ve bu Türkiye’de yaşayan her ananın gözünün yaşının durması için üzerimize ne düşüyorsa onu yaparız. Cesaretle yaparız.

Bir çağrı da bizden. Biz siyasetin kısır kavgalardan uzaklaşmasını sadece milletin gerçek sorunlarının konuşulmasını istiyoruz. Milletin iradesiyle kavga etmiyor, milletin sorunlarını önlerine koyuyoruz. Bu milletin istediği kavga yerine diyaloğu, sorunlarının çözülmesi için artık sözün öne çıkmasını savunuyoruz."

Editör: İclal Çiçek