Siyasi partilerin daha fazla oy alma çabasını bazen anlamakta güçlük çekiyorum. Özellikle son 10 gün içinde Manisa’nın çok kötü olaylara sahne olmamasını sadece şansa bağlıyorum. Bir başka değişle Manisa’yı resmen Allah korudu! Felaket tellallığ

 

Siyasi partilerin daha fazla oy alma çabasını bazen anlamakta güçlük çekiyorum. Özellikle son 10 gün içinde Manisa’nın çok kötü olaylara sahne olmamasını sadece şansa bağlıyorum. Bir başka değişle Manisa’yı resmen Allah korudu!

Felaket tellallığı yapmıyorum. Geride kalan ancak infiale adeta ramak kala önlenen ya da bir şekilde geçiştirilen gelişmelere dikkat çekmek zorundayım. Şunu bilin; Üç olayı da yakından takip eden bir gazeteci olarak hala şükrediyorum.   Neydi Manisa’yı felaketin eşiğine getiren üç olay? Muş Bağımsız Milletvekili Adayı Sırrı Sakık Manisa’ya gelip bir miting yapacaktı. Öncesinde BDP Cumhuriyet Meydanı’nı istedi. Çünkü diğer siyasi partiler mitinglerini bu meydanda yapmıştı. Ancak Manisa Valiliği güvenlik gerekçesiyle buna izin vermedi. Bu karar BDP kanadında tepkiyle karşılandı. Aslında bu tepkilerinde haklıydılar. Eğer BDP siyasi bir partiyse mitingini de diğerleri gibi Cumhuriyet Alanı’nda yapmalıydı. Kurallara göre BDP haklı. Ancak Valilik de bir gerekçesinde haklı. O da şu; Miting BDP’nin kontrolünden çıkarsa ne olacak? Yani sorun BDP yönetimi değil kontrolden çıkması muhtemel kalabalıkla ilgiliydi… Benzer olaylar Horozköy ve Nurlupınar’da yaşandığında BDP’li sağduyulu yöneticilerin bile protestocuları engelleyemediği biliniyor… Tartışmaların gölgesinde BDP’nin mitingi Nurlupınar’da yapıldı. Ancak miting öncesinde polis çok çok tartışılan bir şey yaptı. Direklerdeki Türk bayrakları sabah erkenden sessizce kaldırıldı. Öğlen saatlerinde BDP’liler alana geldiğinde direkler boştu. Onlar da o direklere BDP bayrakları astılar. Polis bunu tahmin edip, Türk bayraklarını kaldırarak olası bir saldırıyı önlemiş oldu kendince. Polise göre BDP’liler boş direklere değil de Türk bayraklarının bulunduğu direklere bayraklarını assalar ve de bu haber Manisa’ya ulaşsa infial olurdu! Dolayısıyla olaylar belki de önlenemeyecek noktaya gelir, çatışma çıkardı. Polis böyle düşündü ve aslında çok da riskli bir karar aldı. Ancak bu Manisa kamuoyunca polise eleştiri olarak döndü. MHP, polisin bu yöntemini 2.Habur Rezaleti olarak duyurdu. Sonuç itibariyle çok eleştirilse de polisin bu ince ayarı sayesinde böyle bir felaket yaşanmadı.   İkinci olaya gelince… Ak Parti’nin Nurlupınar’da seçim bürosunun açılışının ardından yaşananları duymayan yoktur herhalde. Nurlupınar ile Kazım Karabekir Mahallesi’nin kesiştiği bir noktada BDP’liler o sırada kahvehane ziyaretleri yapan Ak Partililerin üzerine yürüyor. Ak Parti ve BDP’li bazı sağduyulu yöneticiler kavgayı önlemeye çalışıyor. İlginçtir, meydan muharebesine dönüşmesi an meselesiyken Ak Partililer geri çekiliyor, BDP’liler de çok ileri gitmiyor. Saldırılar bağrışmalarla, atılan birkaç taşla sınırlı kalıyor. Kavga başlasa ne polis var ne de başka bir güç! Gecenin karanlığında oradaki herkes Allah’a emanet! Biz gazeteciler de tabi… Nitekim TRT Temsilcisi arkadaşımıza saldırı oluyor. Ve ne ilginçtir, Manisa Gazeteciler Cemiyeti bu olayı “lütfen” kınıyor. Üstelik Gazeteciler Cemiyeti’ne göre Ak Parti ile vatandaşlar arasında tartışma çıkmış! Kimi niçin kınadıklarını ben hala anlamış değilim! Son gelişme ise geçtiğimiz Pazar günüydü. Bir grup BDP’li il binasında toplandıktan sonra sloganlar atarak Manolya Meydanı’na kadar yürüdü. Sloganlar atılırken herkesin kafasında “acaba bir karşılık gelirse ne olacak” kaygısı var. Neyse ki korkulan olmadı. BDP’liler de demokratik bir şekilde açıklamalarını yaptıktan sonra tekrar parti binası önüne geldikten sonra dağıldılar. Bu üç olay bize şunu gösterdi. Sağduyu biraz kaybolsa Manisa Manisa olmaktan çıkacak! Burada Manisa’yı yöneten idareciler başta olmak üzere, siyasi parti yöneticileri ve de özelikle basın, ince eleyip sık dokumalı.  Hepimize düşen görevler var. Aksatırsak bu şehir zarar görür. Yani hepimiz zarar görürüz. Biraz daha sağduyuya, biraz daha hoşgörüye ve tahammüle ihtiyacımız fazlasıyla var…