AK Parti’de olanları hayretle izliyorum. Yapılan temayül, ardından Ankara’daki mülakat. Ve bunların toplamından çıkan kocaman bir sıfır. En son bir sohbet esnasında sordular bana, “Ak Parti kaç milletvekili çıkarır?” diye. “Şuan 6 garanti gibi ama list

 

AK Parti’de olanları hayretle izliyorum. Yapılan temayül, ardından Ankara’daki mülakat. Ve bunların toplamından çıkan kocaman bir sıfır. En son bir sohbet esnasında sordular bana, “Ak Parti kaç milletvekili çıkarır?” diye. “Şuan 6 garanti gibi ama liste açıklandıktan sonra muhtemelen bu sayı 5 hatta 4’e düşer” dedim. Hak verdiler. Çünkü AK Parti’nin sağlıklı bir liste yapması neredeyse mümkün değil.

Çünkü;

Çünkü AK Parti temayül yoklamasını boşu boşuna yaptı. Yüzlerce partili baskı ve paranın gölgesinde oy kullandı. En çok parası olanla arkası en güçlü olanlar ilk 5’e girdi. Yani en iyiler değil en güçlüler kazandı.

Bu temayül AK Parti’ye çok ciddi zarar verdi. Üstelik sadece bu yıl değil önümüzdeki yıllar için de çok ama çok kötü bir örnek olacak. Artık Ak Parti’de bir gelenek başladı. Her ön seçim veya temayülde paralar havada uçuşacak. Üyeleri ikna için her yol mübah sayılacak. Sözün özü AK Parti’de artık demokrasi biraz zor işleyecek.  

Demokratik görünmek isterken düşülen duruma bakar mısınız?

Şimdi ben iddia etsem ve desem ki; Bu temayülde ilk 5’te yer alanlardan hiç birisi aday olamayacak! Buna inanır mısınız?

Bence inanın. Çünkü partide birçok kişinin ismini ilk kez duyduğu, çoğunun tanımadığı Ahmet Sofuoğlu’nun nasıl 1. Olduğu açıklanamıyor.  Üstelik iddiaya göre bu başarıyı borçlu olduğu Abdurrahim Arslan zaten milletvekili aday adayı. Yani Sofuoğlu, Arslan da temayüle girmiş olsa kaçıncı olurdu acaba?  

AK Parti’de Arif Koşar'a olan ilginin samimi olma şansı ise hiç yok. 1000’den fazla oy nasıl alındı? Eğer iddialar doğruysa Koşar ziyaret ettiği teşkilatların çeşitli ihtiyaçlarını gidermiş. Özellikle vurguluyorum, bu bir iddia. Ve de tekrar ediyorum; iddialar doğruysa Ak Partililerin vay haline. Demek ki isteyen o oyları satın alabiliyor. Bu doğru değil ise birileri çıkıp Koşar’ın onca partilinin arasından nasıl sıyrılıp 2.olduğunu anlatsın bana. 

Sonrası da bu filmin devamı gibiydi. Aday adayları Ankara’ya çağrıldılar. Çeşitli sorular sorulmuş. Alınan cevaplar dikkate alınacaksa eyvallah. Ama alınmayacak. Yani AK Parti’de “demokrasicilik” oynandı.  

Öyle bir süreç yaşandı ki, herkes biralemdi… Reklam panolarına boy boy ilanlarını astıran aday adaylarının kime ne mesaj verdiğini ben anlayamadım. Çünkü bu bir aday adaylığı yarışı. Yani parti içi mesele…  Aday olursun o zaman tamam. İstediğin kadar tanıt kendini. Ama şimdi aday adayısın. Sıralamayı belirleyecek olan kişi Bülent Arınç. Ona da mesaj vermek için seçilecek en son yer herhalde şehirdeki reklam panoları olsa gerek. Ben buna en hafif değimle “görgüsüzlük” diyorum.

Sözün özü şu:

Keşke AK Parti temayül yapmasaydı. Hiç olmazsa bu saçmalıklar yaşanmazdı. Hiç olmazsa siyasi mücadeleye para karışmaz, AK Partililerin oylarına fiyat biçilmezdi. Hiç olmazsa oylar satın alınmaz, kimsenin cebinden de para çıkmazdı. 

Haksız mıyım?

En garip olanı da şu:

Ak Parti’de 1.sırada Bülent Arınç, 2.sırada Hüseyin Tanrıverdi, 3.sırada Recai Berber’in olduğunu varsayarsak şuan ki milletvekili sayısına göre geriye 2 kalıyor. Selçuk Özdağ’ın anlattıklarına bakılırsa Arınç özelikle kendisini istemiş. Yani o da 4.sırada ise geriye sadece 1 yer kalıyor. Arınç’ın en “has” adamlarından birisi olan İsmail Bilen’i bu kez es geçeceğini varsayarak konuşalım;  1 milletvekili kontenjanı var ve buna talip olan tam 48 aday adayı. Eğer 11 Nisan’a kadar matematik kurallarında bir değişiklik olmazsa, yani 2 kere 2 beş etmezse bence bu temayülün sonucu hiçbir şekilde uygulanamayacak.

O zaman bende şunu soracağım: Madem sonucu önemli değil, madem milletvekili listen bu kadar dolu. Neden bu temayülü yapıp kendi partililerini bu duruma düşürdün.

Neden?