478’incisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, 25. Mesir Sanayi ve Ticaret Fuarı ile başladı.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yerli-yabancı on binlerce turist, festivalle birlikte Manisa’yı ziyaret edecek. Manisa’yla özdeşleşen eşsiz festival 29 Nisan Pazar günü mesir saçımıyla son bulacak.
MESİR’DEN MESİR’SİZ DÖNMEK
Manisa’da yaşayan insanların çoğu, bir defa da olsa mesir festivaline gitmiştir. Kalabalığa girme cesareti olmayanlar ise mesir alanının onmetrelerce yakından da olsa izdihamı seyretme fırsatı bulmuştur.
Ben de 5 yıl önce ilk defa mesir saçımını yakından görme fırsatı buldum.
Mesir festivali o gün Yüksek Öğretim Sınavı (YGS) il aynı güne denk gelmişti. Sınav sonrası, ‘Sınavın yorucu etkisini ancak yürüyerek üzerimden atabilirim’ diye düşünürken, çok geçmeden mesir saçımına katılmanın daha iyi olabileceğine karar verdim.
O gün, senelerce TV’de seyrettiğim insan kalabalığıyla karşılaşmıştım. ‘Eller havaya’ dizeleri eşliğinde hareketlenen müthiş bir kalabalık vardı.
Üç, beş, on adım derken kendimi kalabalığın içinde buldum.
Sağa gitsem yok, sola gitsem olmuyor. Öne ilerlesem, ‘Nasıl geri döneceğim’ telaşı; arkamda ise ön taraflara doğru kaymaya çalışan yüzlerce insan…
Çok geçmeden bulunduğum alana kubbeden mesirler saçıldı. Bir heyecanla yere doğru eğilip mesiri almak üzereyken yere düşmekten son anda kurtuldum.
Neyseki, dakikalar sonra şans eseri kalabalığın arasından geriye doğru sıyrılıp da mesir alanından çıkmayı başardım…
‘MESİR’ YALNIZCA KALABALIK İÇİN MİDİR?
Her yıl caddelerin üzerinde bir ileri bir geri gidip mesir kapmak için çırpınan çok sayıda insan var. Ve birçoğu bu durumdan gerçekten keyif alıyor.
Heyecanla mesir yakalmaya çalışan arkadaşlara sözüm yok.  Kimseyi küçümsemek haddim değil. Heyecan, adrenalin yaşamak isteyen, alana buyursun.
Ancak bir o kadar da -tıpkı benim gibi- festivalden mesirsiz dönen insan var.  Buna çocukları, engellileri, yaşlıları, hamileleri vs. eklersek sayı gittikçe artıyor…
Bunca insanın festivalinden mesirsiz dönmesi hiç hoş değil!
Hepimiz biliyoruz ki bu festival sıradan bir organizasyon ya da etkinlik değil. UNESCO'nun "Somut Olmayan Kültürel Miras" listesinde yer alan geniş bir şölen.
60 bin insan…
6 ton mesir…
“Nasıl ki, direklere, trafolara ve ağaç dallarına şemsiyelerle üşüşen onlarca insana kolaylık sağlanıyorsa aynı şekilde mesir yakalayamayan insanlara da farklı bir kolaylık sağlanmalıdır” diye düşünüyorum.
-Olur mu dersiniz?
+Neden olmasın?