Yaklaşık 5 asırlık bir gelenek.
Kırkpınar Yağlı Güreşlerinden sonra Türkiye'nin en eski geleneği!
UNESCO tarafından koruma altına alınan 'İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne girmiş.
Yıllar içinde, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan, sayısız bakan, yabancı ülkelerin ve kardeş illerin en üst düzey yetkilileri katılmış.
Cihan Devleti Osmanlı’nın sağlık başkenti 'Nam-ı Deva' Manisa'nın Mesir Şenliklerinden bahsediyorum tabi ki.
Bu yıl 476. kez 'Eller Şifaya' diyecek Manisalılar.
Her yıl 21 Martta Nevruz Bayramıyla baharı karşılayan bu tarihsel gelenek, 476 yıldır Sultan Camii’nin kubbe ve minarelerinden halka saçılıyor, vasiyet edildiği gibi.
Temsili törenler, kortejler, eğlenceler, sergiler, paneller, konferanslar gibi uzayıp giden bir kutlama programı var.
Manisa'nın da en büyük değeri Mesir Macunu.
Dünyanın bir ucunda temsili bir mesir saçım töreni haberi duyduğumuzda sevinen insanlarız biz Manisalılar.
Milletvekilleri tarafından TBMM'deki diğer vekillere hediye edildiğinde, kente gelen misafirlere mesir çayı verildiğinde yüzlerindeki ifadeleri hatırlarız hep.
Uzun zamandır Manisa'da yaşayanlar için çok klasik bir hal almış gibi görünse de karma ve saçım günleri başkadır yine de.
'Ben seneye mesir kapmaya gitmeyeceğim' diyen birinin bir yıl sonra, mesir saçım törenine 2 saat önceden gittiğini de biliriz!
Ticaret erbabı ve Manisa esnafı içinde can suyudur çoğu zaman.
Yani demem o ki bu tarihi gelenekten payını, nasibini, kısmetini almayan yoktur aslında Manisa'da.
Peki bu Mesir Macunu Festivali nasıl düzenleniyor? Programı kimler yapıyor? Nasıl yapıyor?
Son beş-altı yıldır festivali organize etmek için Mesir Festival Komitesi adıyla bir komite kuruldu. Manisa Valiliği’nin başkanlığında Büyükşehir Belediyesi, Şehzadeler Belediyesi, Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği’nin ve daha birçok kurum ve kuruluşun en üst düzey yetkililerinden oluşan bir komite bu. Ve gerçekten son derece iyi niyetle, özveriyle çalışıyorlar. Her geçen yıl daha iyiye ulaşmak için uğraşıyorlar.
Fakat gelin görün ki, aynı bürokratın 3 kez üst üste Mesire katıldığı pek vaki değil. Sürekli Vali değişiyor. Seçimler oldukça başkanlar da. Her yeni gelen yönetici kökü yaklaşık 500 yıla dayanan bu köklü geleneğin ne olduğunu sıfırdan anlamaya çalışıyor. Komite de anlatmaya.
Tam bunları düşündüğüm sıralarda, geçmiş dönem Manisa Valilerinden biri olan Celalettin Güvenç'in konuyla ilgili sözlerine yer veren bir haberi hatırladım 2011 Şubat’ından.
Haber şu: "Vali Celalettin Güvenç 471 yıldır yürütülen bir gelenek olmasına rağmen Mesir Festivali'nin yazılı bir mevzuatının olmayışına dikkat çekti. Güvenç, her yıl Belediye, Valilik ve Mesir Derneğince festival öncesi çalışmaların düzenli bir şekilde yürütüldüğünü belirterek şunları söyledi: "Ancak, bunu bir resmiyete bağlamamız lazım. Bu yıldan itibaren Mesir çalışmalarını belli bir mevzuat doğrultusunda yapacağız. Bu bizden sonra kentte görev yapacak olanlar içinde bir alt yapı niteliğinde olacak."
2011 yılında söylenmiş ve yazılmış bunlar.
Peki yapıldı mı?
Hayır.
Muhtemel ki daha o yıl unutulup gitti.
Neden?
Cevap sorunun içinde.
Çünkü bir mevzuata tabi değil, bir resmiyete bağlanmış değil. Arşiv niteliğinde  birkaç yazılı belge vardır ve saklanıyordur elbet ama, gelecek yıl komiteye ışık tutacak nitelikte bir yol haritası yok. Komite üyeleri de geçen yıllar içinde farklı kişilerden oluşabiliyor. Kurumlar aynı olsa da, doğal olarak kurum temsilcileri farklı kişiler oluyor. Ve komite her yıl, her şeye sıfırdan başlamak, yeni üyelerine Mesir’i ve Mesir’in ruhunu, özünü anlatmak zorunda kalabiliyor.
Hal böyle olunca;
“Kortej nerde başlar, nerde biter?”
“Korteje kimler katılır?”
“Saat kaçta yapılır?
“Mart’ta karılan neden Nisan’da saçılır?”
“Saçım töreninde caminin bahçesine kimler girebilir?”
“Konserler, gösteriler, kermesler, fuar, söyleşi, panel nerde yapılır?”
“Nasıl yapılır?”
“Etkinlik seçiminde kriter nedir?”
“Mesir’in ruhuna, özüne uygun etkinlikler nasıl seçilir?”
“Mesir’in ruhu nedir? Özü Nedir?”
Gibi sorular, yıllardır soru olarak kalmaya devam ediyor.
Standart cevapları yok çünkü.
Oysa ne kadar basit sorular 476 yıllık bir gelenek için ve ne kadar kolay cevapları var aslında.
Çok mu zordur bir şeyleri standarda bağlayıp, yazılı hale getirmek?
Komite zaten tam bir imece usulü çalışıyor. Biraz da mevzuat bilen STK’ların desteğiyle Mesir Festivali Kutlama Komitesi’ne bir yol haritası çıkarılamaz mı?
Valiliğin ya da Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde böyle bir çalışma yapılamaz mı?
Bence yapılır.
Sizce?