Basın açıklamasında yer alan metin şu şekilde:

"2020 yılı bütçesi TBMM'de görüşülmektedir.

Bütçe metinleri sıradan, basit, rakamların alt alta geldiği yasa metinleri değildir. Önümüzdeki gelecek yılın tahminlerinin bilimsel olarak yapıldığı ve oluşan toplam milli gelirin nasıl pay edileceği, kimlere hangi sınıf ve katmanlara nasıl ve ne kadar dağıtılacağının bilgisini içeren siyasi metinlerdir.

Biliyoruz ki, hiçbir zaman gerçek anlamda emekçilerin, emeklilerin, tarım üreticilerinin, çalışanların, yoksulların insanca yaşayacakları bir bütçe olmamıştır. Hal böyle iken özellikle son 15-16 yıldır, krizin, dış borçlanmanın, yolsuzlukların, israfın, savaş politikalarının faturası bizlere ödetilmeye çalışılmaktadır. Bunda örgütsüz olmamızın, dağınık olmamızın, yeterli demokratik muhalefeti oluşturamamamızın payı büyüktür.

Bu nedenle diyoruz ki:

Bu bütçe de barış kardeşlik yoktur, bu bütçe de insanca yaşam yoktur, bu bütçe de emeklinin sağlık hakkı yoktur, bu bütçede demokratik bir ülke yoktur.

Bu bütçede 13 milyona yakın emekli yok…

Bu bütçe de baskı vardır, yoksulluk vardır, işsizlik vardır, yolsuzluk ve israf vardır.

Ve en önemlisi Emeklilerin, çalışanların, yoksulların, köylülerin yaşamlarını kolaylaştıran hiçbir tasarruf yoktur.

İşte bu nedenlerden ötürü 13 Aralık 2019 Cuma günü yani bugün Tüm Emekli-Sen olarak alanlardayız. Ülkemizin her yerinde taleplerimizi haykırıyoruz. Siyasi iktidara sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

Bu Bütçe Yoksulluğun Savaşın Adaletsizliğin Eşitsizliğin Bütçesidir!

Yaşam koşulları; zorlaşmakta, dayanılmaz hal almaktadır. Özellikle emekliler yoksullaşmakta ve her geçen gün biraz daha bu hayat koşullarının nasıl olduğunu, ülkemizde ki emeklilerin durumunu ; birkaç istatistiki rakamla açıklamak gerekirse:

-Emeklilik, malullük, ölüm aylığı ile dul ve yetim maaşı alan kişi sayısı 12 milyon 324 bin 186 dır.

-Sigortalı çalışan sayısı: 22 milyon 407 bin 415

-Emeklilerin %27.8 i 49-55 yaş grubunda

-%40.4 ü 56-65 yaş grubunda

-%20.7 si 66-75 yaş grubunda

-% 11 i 76 yaş üstü

-1.000 Tl. den daha az maaş alan emekli sayısı 1 milyon 100 bin emekli var,

-4 milyon emekli, emekli oldukları halde çalışıyor

-2002 yılına göre emekli aylıklarındaki artış milli gelir artışının % 34 gerisindedir.

-2002 yılında bir asgari ücret ile 25 çeyrek altın alınmakta iken, bu gün 14 çeyrek altın alınabilmektedir.

Herkesin de bildiği gibi dünden bugüne bu ülkede ne kadar değer, birikim varsa bunlarda emeklilerin emeği, alınteri, izi, payı vardır. Böyle olmasına karşın ne yazık ki  bu zamana kadar emekliler sefalet ücretine mahkum edilmiştir.

2020 bütçesi de emekliler, emekçiler, çalışanlar açısından farklı değildir.

2020 bütçesi yoksulluğu artıracak bir bütçedir.

2013 de kişi başına düşen milli gelir 12 bin 480 dolar iken bu bütçe ile kişi başına düşen milli gelir 9 bin doların altına düşecektir.

İşsizlik oranı % 14 e çıkmıştır. Yıllık enflasyon resmi rakamlara göre %12 ama halkın hissettiği ise %20 den fazladır. Elektriğe ve doğalgaza yapılan zam oranının % 30 u bulduğunu düşünürsek gerçek enflasyonun % kaç olduğu da ortaya çıkar.

Açlık sınırı 2.103 TL., yoksulluk sınırı 6.850 Tl. olduğu ülkemizde asgari ücret 2.020 Tl. iken Ortalama emekli maaşları 1.500 Tl civarındadır.

8 milyon Emekli  asgari ücretten daha düşük emekli maaşı almaktadır.

Yolcu garantili; otoyol, hava limanı, köprü, hasta garantili olarak yaptırılan şehir hastaneleri nedeniyle kullanılsın kullanılmasın tam 19 milyar dolar ödenecektir.

2020 yılında faiz için 139 milyar dolar ödenecektir.

Oysa Milli Eğitime ayrılan pay 125 milyar Tl, Sağlık Bakanlığına ayrılan pay 59 milyar Tl.dir. 

Eğitimden ve sağlıktan sakınılan pay, faize gözü kapalı aktarılmaktadır.

Gelirin türevi olması gereken vergi ne yazık ki gelir dağılımını bozan bir hale gelmiştir.

Çok kazanandan çok alınması gerekirken bu durum tam tersidir. Vergi yükü emeklilerin, çalışanların, asgari ücretlilerin sırtındadır.

Toplanan vergi gelirinin % 55 harcamalar üstünden alınan (ÖTV KDV gibi) vergilerden oluşmaktadır.

Toplam vergi gelirlerinin %63 ü dolaylı vergiler %37 sini doğrudan vergilerden oluşmaktadır.

Brüt borç stoku 2019 yılı 2. Çeyreği itibariyle 446 milyar dolar olmuştur.

Bu bütçenin bir başka özelliği ise savaşa ve güvenliğe ayrılan paydır. 2020 bütçesinde iç ve dış güvenlik için ayrılan pay ise 145 milyardır. TSKGV (Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı) ve SSDF (Savunma Sanayi Destekleme Fonu) yi de hesaba kattığımızda bu pay 250 milyar Tl. ye çıkmaktadır. Ne işe yarayacağını bilmediğimiz silahlar, neyi savunacağını bilmediğimiz savunma sistemleri devletler arası siyasi dengenin bir faaliyeti olarak bizim cebimizden çıkan paralarla, bizim ürettiklerimizle ödeniyor. Bizim silaha, savunma sistemlerine değil demokrasiye barışa ihtiyacımız var.

Biz yoksulluk değil, insanca yaşamak istiyoruz.

Bu çerçevede Tüm Emekli-Sen olarak 2020 bütçesinden ve Siyasi İktidardan taleplerimiz şunlardır:

-En az emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olmalı, Gerçek enflasyon + refah payı eklenerek belirlenmelidir.

-Emeklilere her yıl için emekli aylıkları tutarında 4 ikramiye verilmelidir.

-Emekliler ve eşleri için şehiriçi ulaşım ücretsiz olmalıdır.

-Asgari ücret tamamıyla vergi dışı kalmalıdır.

-Emeklilikte yaşa takılan yurttaşlarımızın sorunu biran önce çözümlenmeli ve yaş sınırı kaldırılmalıdır.

-Temel ihtiyaçlardan KDV kaldırılmalıdır.

-Sağlık için yapılan kesintiler ve katkı payları emeklilerden alınmamalıdır.

-Elektrik doğalgaz ve suya yapılan son zamlar geri alınmalıdır.

-Tüm ödemeler emekli ücreti hesaplanmasına dahil edilmelidir.

-Güvencesiz istihdam uygulamalarına derhal son verilmelidir.

Barışçıl, kardeşçe, onurlu ve insanca bir yaşam hepimizin hakkıdır.

Hele ömrünün büyük kısmını bu ülkenin birikimine harcamış olan emekliler için bu en temel haktır.

Bu hak siyasi iktidarların üzerinde tasarruf edebileceği bir hak değildir.

Bu hak emekliler için vazgeçilmez haktır.Bu hakkın kendisine ve kullanılmasına yönelik her türlü girişim bizi Tüm Emekli- Sen’i karşısında bulacaktır."

Editör: TE Bilişim