Haber: Ahmet Ünsal

 Ziyarete Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyden Doğan Eroğulları ve Naci Karahancı eşlik etti. Ziyarette özellikle son dönemlerdeki istifalar ve zorlu çalışma koşulları ile ilgili konular yöneticiler ile görüşüldü.Buna yönelik çözüm önerileri sundu.

TTB Manisa Şubesine bağlı hekimler ziyaret edip sorunları ilettikleri Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesinin önünde eylemde bulundular.
  7200 Ek Gösterge ve Hekim İstifaları ile ilgili Manisa Tabip Odası Başkanı Dr.Şahut Duran basın açıklamasında bulundu.
Başkan Şahut Duran, şunları kaydetti:

 “Türk Tabipleri Birliği Olarak Hekim Maaşlarında 7200 Ek Gösterge ve Yükseltilmiş Özel Hizmet Tazminatı Oranı İstiyoruz.Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak emeğimizin görünmesini, hakkımızın ödenmesini istiyor, “Ek ödeme değil tek ödeme” diyoruz.Toplum sağlığına yönelik politikaların başarısı sağlık emekçilerinin sağlığının, özlük ve ekonomik haklarının geliştirilmesiyle gerçekleşebilir. Hekimlik yapabilmek; çalışma koşullarının yeterliğine, hukuki-insancıl çalışma sürelerine, mesleki bağımsızlığa, bilimsel desteğe, şiddetten uzak bir ortama bağlıdır. Ancak çalışma koşulları ve sağlık sistemi bozukluklarının yanı sıra hekimler için giderek büyüyen bir sorun daha var: “Geçinememek.”
Sağlıkta dönüşüm nedeniyle iş yükü artan hekim ve tüm sağlık çalışanları, Mart 2020’den itibaren COVID-19 salgınında daha da artmış bir iş yükü ile karşı karşıya kalmıştır. Daha fazla hastalanmış, daha fazla ölmüş, özveriyle, tüm deneyim ve bilimselliklerini ortaya koyarak; aile sağlığı merkezleri, aciller, pandemi poliklinik/klinik/yoğun bakımlarında, filyasyonda ve aşılamada var gücüyle çalışmaya devam etmiştir. “Hakkınız ödenmez” denmiş ve gerçekten ödenmemiş, emeklerinin karşılığında alkıştan öteye gidilmemiştir. Adaletsiz ve çoğunlukla ödenmeyen ek ödeme yalanları ile süreç geçiştirilmiştir. Ek ödeme adaletsizliği çalışma barışını bozmaktan başka bir işe yaramadığı gibi, ödemeler ne düzgün dağıtılabilmiş, ne de adil olmuştur. Ek ödeme adı altında verilen, geleceğimize hiçbir yansıması olmayan ücretlendirme modeli emek sömürüsünden başka bir şey değildir.Son dönemde bu ülkede çarşıda, pazarda, mutfakta artan bir enflasyon varken, her gün yeni zam haberleri ile hayat pahalılığı halkın gündemini işgal etmişken her yerden “Geçinemiyoruz” sesleri yükselmektedir. Elbette hekimler ve sağlık emekçileri de bu yoksullaşmadan etkilenmekte, insanca yaşayacak ücreti alamamaktadır. Temmuz 2021 Türk-İş araştırmasının sonucuna göre; aylık gelirde yoksulluk sınırı 9.500 TL’dir. 2021 Temmuz ayı enflasyonu %18,95 olmasına rağmen bu yıl kamu görevlileri ile memur emeklilerinin aylık ücretlerinde verilen zam oranı %8,45 düzeyinde kalmıştır. Bağımsız araştırmacılar ve tüketici derneklerinin alternatif enflasyon hesaplarına göre, halkın hissettiği "gerçek enflasyon" yüzde %45’tir. Sabit ek ödeme hariç; mesleğe yeni başlayan pratisyen hekim maaşı yaklaşık 4.900 TL; 30 yıllık uzman hekim maaşı 5.800 TL’dir. Hekim emekli maaşında 2018’de yapılan değişiklikle kısmi bir iyileştirme yapılmış olsa da, emekli olup çalışılırsa bu ödeme kesilmektedir.Üstelik bu düzenlemeye Bağ-Kur ve SSK emeklisi hekimler dâhil edilmemiş, yeni bir eşitsizlik ve hak kaybı yaratılmıştır. Emekli hekimlerin %30’unu oluşturan Bağ-Kur ve SSK emeklisi hekimlerin aylığı 2.300- 4.000 TL arasında olup, ücretler maalesef açlık sınırının da altında kalmıştır.”
    “Hekimler salgının iyice ağırlaştırdığı çalışma koşulları, aşındırılan özlük hakları, emek karşılıksız çalışma ve hâlâ devam eden sağlıkta şiddet nedeniyle istifa ve göç etmekte, emekli olmayı seçmektedir. Son 20 ayda Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışmaktayken istifa eden hekim sayısı dokuz bin kişiyi bulmaktadır, buna henüz asistan olduğu halde istifa edenler de dâhildir. Önceki dönemle karşılaştırınca %20’lik bir artış söz konusudur. Yine son 20 ayda üç bin hekim emekli olmuştur. Önceki döneme göre artış %40’ı bulmaktadır. Bu meslektaşlarımızın özel sağlık kuruluşlarında çalışmaya devam etmek durumunda olduğu aşikârdır. İşte tam bu sebeplerle şu anda önünde bulunduğumuz 1923’te kurulmuş bu hastanede son 3 ay içinde tarihin en fazla hekim istifaları yaşanmıştır. 3 hekim emekliliğe zorlanmış, 10 hekimin de istifası söz konusu. Yani bölgenin 12 ilinin ruh sağlığı hizmetinin büyük kısmını sırtlayan hastanenin hekimlerinin üçte biri üç ay içinde ayrılmak zorunda kalmıştır. Geri kalan hekimlerinde doğal olarak iş yükü artmış ve yoğun çalışma baskısına maruz kalmaktadırlar.” 
Yoğun emek gerektiren meslek grubu olarak biz hekimler, emeğimizin karşılığı insanca yaşayacak ve emekliliğe yansıyacak güvenceli gelir alamamaktayız. Bu nedenle; Türk Tabipleri Birliği olarak derhal; Mecliste başlayan bu yılki plan bütçe görüşmeleri kapsamında sağlık bakanlığı bütçesinin şehir hastanelerine değil sağlık emekçilerine aktarılmasını istiyoruz. 
    Hekimlerin maaş ve emekli aylığına etki edecek 7200 Ek Göstergenin uygulanması ve Özel Hizmet Tazminat oranlarının yükseltilmesiyle maaşlarda en az %150 oranında artış talep ediyoruz.Tüm sağlık çalışanları maaşında da 3600 ek gösterge uygulanması talebimizi tekrarlıyoruz.İçinde bulunduğumuz Kasım Ayı boyunca “Emek Bizim Söz Bizim” diyerek başlattığımız eylem sürecinde hekim maaşlarının yeterli düzeye yükseltilmesi amacıyla taleplerimizi bir kez daha duyurmak için buradayız. Ve elbette sonuç almak için mücadelemiz tüm tabip odası yöneticileriyle, meslektaşlarımızla, sağlık emek meslek örgütleriyle birlikte artarak devam edecektir. Haklarımızı alana kadar mücadeleye devam diyor, 23 Kasım Salı günü İstanbul’dan “Beyaz Yürüyüş”ü başlatıyoruz. 27 Kasım Cumartesi günü Ankara’da yapacağımız “Beyaz Forum’da da mücadele hattımızı birlikte tartışacağımızı bir kere daha duyuruyoruz.”
Basın açıklamasına katılan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyden Doğan Eroğulları'da Hekimlerin yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. 23 Kasım da İstanbul'dan Ankara'ya Özlük Hakları ile ilgili yürüyüş için destek istedi.

Editör: TE Bilişim