Vali Deniz’e ziyaretinde İl Sağlık Müdürü Necip Yemenici, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Cengiz Cengisiz eşlik etti. Başhekim Uzm. Dr. Cengiz Cengisiz’den hastaneyle ilgili bilgiler alan Vali Deniz, hasta servislerini ziyaret ederek hastalarla da sohbet etti.
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde bulunan alkol ve madde kullanım bozukluğu olan hastalara ayaktan tedavi yapıldığı AMATEM birimini de ziyaret eden Vali Deniz hastalarla sohbet etti. Zararlı alışkanlıklardan kurtulmak için kendilerine inanmaları gerektiğini belirten Vali Deniz, “Yapılması gereken insanlarımızı ve özellikle gençlerimizi bu konularda bilinçlendirerek zararlı alışkanlık edinmelerini engellemek. Zararlı alışkanlara karşı toplumsal bir duyarlılık oluşturmalıyız.” dedi.
Devletimizin Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları hastanelerini önemsediğini, burada büyük gayret ve fedakârlık içerisinde hizmet verildiğini belirten Vali Deniz, hem sağlık çalışanlarının hem de hasta ve hasta yakınlarının her zaman yanlarında olduklarını da belirtti.

DÜN PROTESTOLARA EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTI
Sağlık çalışanları ve çok sayıda STK, dün Manisa Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi önünde meslektaşlarına mobbing uygulandığını öne sürerek basın açıklamasında bulunmuştu.
Basın açıklaması yapan Tabipler Odası Başkanı ve Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Psikiyatri Uzmanı Şahut Duran şunları dile getirmişti;
“Önünde bulunduğumuz Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Cumhuriyet tarihinin ilk hastanelerinden biri olup 1926 yılından beri ülkemizin ruh sağlığı alanında hizmet veren en önemli kurumlardan biridir. Bu hastane 11 il ve 15 milyon nüfusa hitap eden ve bu bölgenin ruh sağlığı alanında referans kabul edilen hastanedir.
Hastanede yıllık ortalama 150 bin hastaya ayaktan poliklinik hizmeti, 10 binin üstündeki hastaya yatarak tedavi hizmeti verilmektedir. Bunun dışında bölgenin tek adli psikiyatri bölümü bu hastane bünyesindedir. Yine bölgenin en önemli AMATEM ve Çocuk ve Ergen Psikiyatri Servisine sahip bir hastanedir. Bu kadar zorlu ve çok işlevi olan hastanenin çalışanları da yıllar içinde her zaman büyük bir özveri ve sorumluluk ile görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar.
2011 yılında Sağlık Bakanlığı’nı Ulusal Ruh sağlığı Eylem Planı doğrultusunda: bu hastanelerin hizmet verdiği illerdeki diğer hastanelerin psikiyatrik yatak ve poliklinik hizmetlerinin artırılarak ruh sağlığı hastanelerinin küçültülmesi planlanmıştı. Ancak hastanenin bağlı bulunduğu 11 İlin iş yükü henüz azalmış olmamasına ve bölgeden çok yoğun talep olmasına rağmen özellikle son dönemde değişik gerekçeler öne sürülerek servisler kapatılmakta, yatak sayıları azaltılmakta ve hastanenin adeta işlevsizleştirilmesine varan idari kararlar ile karşı karşıyayız. Israrla bağlı bulunan illerin buraya olan taleplerinin azalmadığını ifade etmemize rağmen bu uyarılar göz ardı edilerek yatak sayısı azaltma ve servis kapatma uygulamaları hayata geçirilmiş ve geçirilmeye devam edeceği anlaşılmaktadır. Son bir yıl içerisinde hastanenin 200 e yakın yatağı devre dışı bırakılmıştır.
Bu hastanenin hizmet verdiği sosyal kesim daha çok alt sosyo ekonomik çevreden gelmektedir. Bu hastaların gidebileceği başka ruh sağlığı hizmeti verecek merkez olmadığı için ileride büyük sıkıntıları yaşanması olasıdır. Manisa da son yıllarda 2 tane büyük hastane yapılmasına rağmen ruh sağlığı hastaları için maalesef daha iyi hizmet sunulabilecek yeni hastane yapılması öncelenmemiş sürüncemeye bırakılmıştır. Her türlü olumsuz fiziksel koşullara rağmen biz sağlık çalışanları büyük özverilerle, Fiziksel yükü yanında duygu yükü de oldukça ağır olan bu hasta popülasyonuna iyi hizmet vermeye çalışmaktayız. Fiziksel koşulların düzeltilmesi hastaların konforu olduğu kadar biz çalışanlar içinde çok önemlidir. Şehir hastanelerinden önce ruh sağlığı hastanelerinin modifiye ve modernize edilmesinden sosyal devlet sorumludur. Yeni bir ruh sağlığı hastanesi yapılmadan bu hastanenin kapatılması ya da küçültülmesi ruh sağlığı hastaları ve yakınları için büyük mağduriyetler yaratıyor ve yaratacaktır. 
Süreç bu boyutu ile böyle ilerlerken diğer taraftan hastane çalışanları da bu durumun baskısını giderek artan oranlarda hissetmektedir. Sağlıkta dönüşüm süreci içinde bu hastane de dönüşümün yıkımını yaşayama başlamıştır. Hastanelerin süreç içinde oluşturulmaya çalışılan idari, bakım ve mali hizmetlerin ayrı ayrı yapılanması içinde çatışmalar, masum yöneticilerin cezaevinde suçsuz yere iftira ile bir buçuk yılı geçirmelerine neden olmuştur.” 

Editör: TE Bilişim