İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile feshedilmesi ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın gece yarısı görevden alınması tartışma yarattı. CHP Grup Başkanvekili Manisa Milletvekili Özgür Özel, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Manisa şubesine gerçekleştirdiği ziyarette iki kararı değerlendirdi. Türkiye’nin 20 Mart sabahına iki şokla uyandığını ifade eden CHP’li Özel, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasına toplumun her kesiminden tepki geldiğini söyledi.

İstanbul Sözleşmesi’nin kadınları yaşatan bir sözleşme olduğuna dikkat çeken Özgür Özel, bu sözleşmeye sadece birtakım radikal grupların tepki gösterdiğini ifade etti. CHP’li Özgür Özel açıklamasında şunları söyledi: “Kadına karşı şiddet uygulayıp da bunu yanına kar kalmasını isteyenler, eşine şiddet uygulayıp da evden uzaklaştırma cezası olmasın isteyenler, yasalar kadının beyanını esas kabul etmesin isteyenler buna itiraz ediyorlar. Kadınlar bunun arkasında duruyordu, muhafazakar kadınlar arkasında duruyordu. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde çok sayıda kadın siyasetçi de İstanbul Sözleşmesini savunuyordu. Biz emindik ki İstanbul Sözleşmesi, Meclis’e geldiği taktirde Meclis kararına sahip çıkacaktır. 2011 yılında imzalanan ve 2012 yılında onaylanan İstanbul Sözleşmesi’nde bütün siyasi partilerin imzası vardır. Meclis’i tam bir mutabakatla hayata geçirdiği, ilk imzacısının Türkiye olduğu ve bütün dünyada Türkiye’nin ismi anılarak kadınların korunduğu bir sözleşmeden 2021 yılında Türkiye’nin çekilmiş olması büyük bir utançtır”.

CHP olarak alınan kararla ilgili her zeminde mücadele vereceklerini açıklayan CHP’li Özel, “Anayasa Mahkemesi zemininde mücadele edeceğiz. Meydanlarda bu konuda mücadele edecek kadınlara destek vereceğiz, onların haklı taleplerinin arkasında duracağız. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek daha çok kadının ölümü, daha çok kadın cinayeti demektir. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin Meclis’i hiçe saymak olduğunu ifade edene CHP’li Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milli iradenin üzerinde tepinmektir. Anayasa çok açık şekilde şunu ifade ediyor ‘Kanuni düzenlemelerin olduğu alanlarda Cumhurbaşkanlığı kararnameleri olamaz’. Kanuni düzenlemenin olduğu bir alanda Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarmak Anayasaya aykırılıktır. Erdoğan yıllar önce kendisi için talep ettiği Anayasayı ve OHAL şartlarında kıl payı geçen anayasayı kendisi çiğnemektedir. Kendi Anayasasını kendisi çiğneyen, kendisi için yapılmış Anayasa’ya bile uymayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu Türkiye’ye fayda getirmez. Bu asla ve asla kadın cinayetlerini durdurmaz. Bundan sonra artacak her kadın cinayetinden, bundan sonra şiddet görüp de korunmayan her kadından Recep Tayyip Erdoğan sorumludur.”

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasını da değerlendiren CHP’li Özel, Ağbal’ın büyük umutlarla göreve getirildiğini ve Türkiye’de 3 yılda 4’üncü Merkez Bankası başkanı değişimi yaşandığını söyledi. Merkez Bankası’nın özerk olması gerektiğini kaydeden CHP’li Özel, şu ifadeleri kullandı: “Merkez Bankası’nın siyasetin etkilerinden uzak olması lazım. Merkez Bankası ile Recep Tayyip Erdoğan kedinin yumakla oynadığı gibi oynuyor. Sürekli Merkez Bankası başkanlarını değiştirerek kendi yaptığı yanlışları Merkez Bankası başkanlarına, damadının yaptığı yanlışları Merkez Bankası başkanlarına mal ediyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu anlayış tüm dünyada Türkiye’ye acınarak bakılmasına sebebiyet veriyor. O diyor ki ‘faiz sonuç değildir, sebeptir’. Oysa ki faizin kötü yönetimin sonucu olduğunu, bir ülke ekonomisine güven duyulmamasının sonucu olduğunu ve ülkelerin doğru yönetilmediğinde faizin arttığını, iyi yönetildiğinde düştüğünü tüm dünya biliyor. Ama güven vermeyen ekonomi ve bunun sonucunda ortaya çıkan faizi suni olarak düşürmeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi hem dünyada kötü bir noktaya getirdi, hem de kendisini artık Türkiye’de gülünç bir noktaya getirdi. 4 ay önce kalıcı olacak, önce dövizi kontrol altına alacak, sonra faizlerini düşürecek ve hükümetle uyum içinde çalışacağı söylenen Merkez Bankası başkanı bir kez daha Cumhurbaşkanı tarafından şeytanlaştırılarak görevden alındı. Türkiye ekonomisine bundan daha büyük bir kötülük yapılamaz. Birkaç gün önce iktidara yakın basın yayın organları hem yeni Maliye Bakanına hem Merkez Bankası başkanına saldırmaya başlamışlardı. Bu bir şeylerin habercisiydi, bugün Türkiye’de damat Berat Albayrak, 10’a yakın basın yayın organı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çatışmacı iklim Türkiye ekonomisinin kötüye gideceğini de önemsemeden, doların fırlayacağı da önemsemeden bir takım kararlar almaktadır. Bunlar bir partinin iç çatışmalarına bir ülkenin ekonomisinin kurban edilmesi demektir.”

Editör: TE Bilişim