Manisa Azerbaycan Kültür ve Dayanışma Derneği  Başkanı Yalçın Taşdemir, Hocalı katliamını unutmadıklarını, unutmayacaklarını belirterek, “Takvimler şubat ayına denk geldiğinde, bir başka hüzünlenir içimiz. Biliriz ki bu hüznün ağırlığı gözlerimizi nemlendirip, acımızı tazelerken, bilincimizi de canlandırıp dost ile düşman kavramını bize tekrar hatırlatır.  Evet, aylardan Şubat, günlerden ‘Hocalı’ yaklaşık 30 yıl süren işgali ve yaşanan acı soykırımı lanetlerken, Ata topraklarını kendi göbek bağımızı keserek yeniden geri alabilmenin buruk sevincini de bir arada yaşıyoruz.  30 yıla yaklaşan bu Karabağ sorunu neydi. Neler yaşanmıştı ve tarihe nasıl geçti.  Dağlık Karabağ sorunu, Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde Ermenilerin bu bölgelerde hak iddia etmesiyle başladı. Ermeniler 1991'de Hankendi'yi, 1992'de Hocalı ve Şuşa'yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi. Sadece işgalle yetinmeyen Ermenistan güçleri, sivil Azerbaycanlılara karşı acımasız bir tavır sergiledi.İşgal sürecinde binlerce sivil Azerbaycanlı, Ermenistan güçlerinin gerçekleştirdiği mezalimin kurbanı oldu. Sadece Hocalı kasabasında 1 günde 613 sivil, Ermenistan güçleri tarafından katledildi. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edilirken 1 milyona yakın insan yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı. Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı ve Dağlık Karabağ sorununun barışçıl yollarla çözülmesini teşvik ve taraflar arasında aracılık etmek amacıyla 1992'de kurulan, eş başkanlığını Rusya, Fransa ve ABD'nin yürüttüğü AGİT Minsk Grubu aradan geçen 28 yılda sorunun çözümüne yönelik somut neticeler elde edemedi. Bunun sonucunda yapılan tahrik ve tacizlere karşılık olarak, Azerbaycan ordusunun 27 Eylül'de başlattığı operasyonda 5 kent merkezi, 4 kasaba ve 286 köyün kurtarılması üzerine Ermenistan yenilgiyi kabul etmiş, işgal altındaki Ağdam, Lâçin ve Kelbecer illerini de boşaltacağını taahhüt eden anlaşmaya imza atmıştı. İlerleyen günlerde ise Ermenistan ordusu 20 Kasım'da Ağdam'dan, 25 Kasım'da Kelbecer'den, bugün ise Lâçin’den çekilmek zorunda kaldı” dedi. 

“Bölgede barış ve huzur hakim olacak” diyen Taşdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Azerbaycanlı yetkililer, Ermeni halkıyla sorunlarının olmadığını defalarca dile getirmişler ve bölgede barış ve huzurun hakim olması gerektiğini açık bir dille ifade etmişlerdir.  işgalden önce Azerbaycan vatandaşı olan Dağlık Karabağ'daki Ermeni nüfusun yine aynı şekilde ve diğer Azerbaycan vatandaşlarıyla eşit haklara sahip olarak yaşayabilecekleri" yönünde çağrıyı yineleniyor.  İşgalden kurtarılan tüm bölgeler, devlet tarafından imar edilecek, şehirler, köyler, kasabalar yeniden kurulacak, yaklaşık 1 milyon göçmenin de dönmesiyle bölgede hayat yeniden canlanacak. Hankendi, Hocalı, Ağdere ve Hocavend gibi bölgelerde yaşayan yaklaşık 65 bin Ermeni nüfusun güvenliğini şimdilik bölgede geçici görev yapan Rus askerleri sağlayacak. Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov da Dağlık Karabağ sorununun çözümünde yeniden yapılanma, rehabilitasyon ve barış içinde bir arada yaşamanın yeniden sağlanması aşamasına girildiğini açıklamıştı. Bu süreçte Türkiye, kardeşinin yanında olduğunu tüm Dünyaya Bir Millet İki Devlet şiarıyla ilan etti. Ermenistan yetkililerinin nahoş açıklamalarına gereken cevap sahada verildi. Kısacası Paşinyan,  Midyat’a pirinç için giderken, eldeki bulgurdan oldu. Hem kendini hem de ona inananları perişan etti. Dün olduğu gibi bugünde tüm dünyaya haykırıyoruz.  Hocalı’da tüm dünyanın gözü önünde bir vahşet yaşandı. Tarihe kara bir leke düştü. Ogün sessizliğe bürünenler, bugün yine seslerini gizliyorlar. Bir kez daha görüldü ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.  Bu vesile ile bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, aziz ruhları şad olsun diyoruz.  Son sözümüz; Sen bizimsen, bizimsen durdukça bedende can.  Yaşa Yaşa Çok yaşa Ey Şanlı Azerbaycan!” Konuşmanın Hocalı katliamında hayatını kaybedenler için dua edildi.

Editör: TE Bilişim