Manisa Turgutlulu 34 yaşındaki Selma Önder, ikinci çocuğunu dünyaya getirmek için ilçe devlet hastanesinde sezeryanlı doğuma girdi. Bebeği dünya getirmeyi başaran doktorlar annenin yoğun kanamasının önünü alamayınca bu kez Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesinden yardım istedi. Kadın Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr.Mümtaz Faik Koyuncu hemen harekete geçerek aracına bindi. 
Manisa-Turgutlu arasındaki 35 kilometrelik kara yolunu kısa sürede aşmayı başaran Koyuncu, yaşamla ölüm arasındaki çizgide olan yoğun kanamalı anne Selma Önder’i hayata döndürmeyi başardı.
İki kez kaza riski atlatan öğretim üyesi Prof.Dr.Mümtaz Faik Koyuncu, hastasını hayata döndürdükten sonra yaşamsal fonksiyonlarını farklı bir hastane ortamına transfer edilecek düzeye getirdikten sonra kendi sorumluluğu altında bulunan Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi yoğun bakıma nakli gerçekleştirdi.          
Manisa Organize Sanayi Bölgesindeki bir fabrikada vardiya amiri olarak çalışan baba Yeter Önder, “Allah önce dünyaya gelen kızım ‘Hayat’ı’ sonrasında eşimi bize bağışladı. Faik hocamıza ne kadar teşekkür etsek azdır.” dedi. 
BÜYÜK SEVİNÇ
Eşine ve dünyaya gelen bebeğine kavuşan baba Yeter Önder; “İlk çocuğumuz Yigit Önder 2010 yılının Ocak ayında sezeryanlı doğum sonrasında İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesinde dünya geldi. İkinci bebeğimizin kontrollerini yine İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesinde yaptırıyorduk. Sonrasında işim gereği kontrollerine Turgutlu Devlet Hastanesinde sürdürmeye başladık.Doktorumuz Murat İnceoğlu kontrol hekimimiz idi. 39. Haftaya gelindiğinde sezeryanlı doğum hazırlıkları başladı. Çok ender görülen ‘Palesantanın rahim duvarlarına aşırı şekilde yapışması sonucu kanama’ meydana geldi. Hekimlerimiz kanamanın hızlanmasıyla birlikte CBÜ Kadın Doğum Ana Bilim  Dalında acil yardım talebinde bulundu. Bu talebe Üniversite hastanesinden bir tek Prof. Dr. Faik Mümtaz Koyuncu ‘Derhal gelirim’ yanıtının ardından kendi özel otosuyla hayatını da riske atarak adeta jet hızıyla 35 kilometrelik yolu 7 dakikalık süre içerisinde gelerek eşimi ölümün çizgisinden alarak annemize hayat verdi. Başta Faik hocamıza,Turgutlu Devlet Hastanesi Başhekimliğine, Koordinasyonu sağlayan Sağlık İl Müdürümüze teşekkür ediyorum. Dünyaya gelen kızımızın adını bu nedenle ’Hayat’ koyduk. Hayat bebek 3 kilo 840 gram olarak dünyaya geldi.”
EŞİ ile 10 yıllık evli olan ve dünyaya getirdiği bebeğinin ardından aşı kanaması nedeniyle ölümle –yaşam çizgisi arasında gidip gelen 34 yaşındaki anne Selma Önder ise “Biz dünyaya getireceğimiz bebeğimizi büyük bir mutluluk ve heyecanla getirmeyi beklerken ameliyat sırasında beklenmedik şekilde üzücü bir durumla karşılaştık. Ameliyat sırasında neler olduğumu hatırlamıyorum ancak ölümle yaşam arasındaki çizgiden döndüğümü öğrendim. Bana en çok koyan çocuğumu emzirememek ve kucağıma alamamak oldu. Yoğun kanama dolayısıyla antibiyotik uygulamasına tabii olduğum için bebeğimi emzirmem şimdilik sakıncalık. Bebeğimi görüyorum ancak emzirme olayı 15 gün sonra hayata geçecek. O günü sabırsızlıkla iple çekiyorum. Kızımıza ‘Hayat’ ismini verdik. Çünkü bize iki hayat verdiği için .İlki onun zor koşullarda dünyaya gelmesi ikincisi ise benim ölüm çizgisinden dönüp kızıma ve aileme kavuştuğum için. Hocamız eskort eşliğinde hastaneye ulaşarak ailemize hayat verdi.” şeklinde duygularını dile getirdi.
ANNELER YAŞASIN
CBÜ Hafsa Sultan Hastanesi Kadın Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Faik Mümtaz Koyuncu; “Doğuma yakın dönemlerde oluşan kanamalar çok önemli. Günümüzde bunların sıklığı artmaya başladı. Bunların en önemli nedenlerden birisi sezeryan sıklığı. Rahim içerisinde olan ameliyatlar, düşükler küretajlar,hepsi bu tür kanamalara yol açabilecek riskleri arttırırlar. Bu hastamız Turgutlu Devlet Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanlarınca sezeryanlı ameliyata alınmış.Ancak ameliyat esnasında çok ciddi yoğun kamana ile karşı karışa kalınmış. Sağlık Müdürlüğü Üniversitemiz aracılığı ile benimle temasa geçerek tıbbi destek isteğinde bulundular. Hastanın o anki yaşamsal tablosu eks çizgisi yönünde idi. Hastayı bulunduğu hastaneden farklı bir hastaneye nakli yaşamsal fonksiyonları açısından mümkün değildi. Ameliyattaki uzman arkadaşlara benim ulaşmama kadar neler yapabileceklerini yol boyunca anlatırken 35 kilometrelik yolu 10 dakikalık sürede nasıl gittiğimi ben bile anlamadım. İki kez ciddi kaza riski atlattıktan sonra hastaneye ulaşıp hastanın kanama bölgesine müdahalede bulundum. Hastanın tansiyon ve nabzı yok gibiydi. Ameliyat sırasında toplamda 15 Ünite kan verildi. Hastamızın da kanamasına yol açan duvarları dikerek, Mesane,İdrar kesesinin de onarımı yapılarak operasyonu başarılı şekilde sonlandırdık. Hastane yönetimi hayat kurtarıcı ilaçları bünyelerinden bulundurmuş olmalarının hastamızın hayatta kalmasında büyük rol oynadı. Hastanın ambulans ortamında farklı hastaneye nakli uygun hale getirildikten sonra Celal Bayar Üniversitesi Kadın Doğum Ana Bilim Dalındaki kendi ünitemize alarak bundan sonraki kontrolleri bizim yoğun bakımda yapıyoruz." dedi. 
Kadın Hastalıkları Ana Bilim Dalı Perinatoloji öğretim üyesi ve  Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneğinin Türkiye Genel Sekreteri Prof.Dr. Faik Mümtaz Koyuncu; "Biz Türkiye genelindeki bir çok bölgesine giderek  ‘Anneler yaşasın. Yaşasın anneler’ konularında meslektaşlarımıza özellikle sezeryan sonrasındaki yoğun kanamalar hakkında seminerler vererek onların bilgilendiriyoruz. Turgutlu Devlet Hastanesinde yaşanan olayda budur. Bunun gibi vakalara diğer illerdeki hastanelerde de rastlıyoruz. Bu yıl buna benzer vakaların sayısı 10’u aştı. En tehlikelisi ise hastamız Selma hanımın başına gelendi. Bu vakanın da üstesinden gelerek başardık ve bir anneyi hayata bağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Biz Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği olarak Dünya Kadın Hastalıkları ve Doğum Cemiyetinden ‘anne ve bebek ölümlerini’ düşürdüğümüz için Kanada’dan ödül aldık.Bu ödül Sağlık Bakanlığı ile yapılan çalışmalarla da anlam kazandı. Bizim bildiğimiz bir şey var anneler bizleri doğuruyor. Anneler yoksa hiçbirimiz yokuz. Bu bakımdan mutlak suretle annelerin yaşaması gerekir. ‘Anneler yaşasın yaşasın anneler’ projesinin hepimiz tarafından ilke edinilmesi gerekir. Selma hanımın kurtarılmasında yol boyunca bana eskortluk yapan Emniyetimizin katkısı küçümsenemez. Belki bebek kurtulacaktı ancak bebeğin hayatı annesiz bir bütünlük sağlanamayacaktı. Şu anda anne ve aile çok mutlu. aslında bir o kadar da biz hekimler olarak çok mutluyuz. Selma hanımın hayatta olmasında mesleki dayanışmanın rolü bir kez daha kanıtlanmıştır. Annenin başına gelen bu kanama olayı bir erkeğin başına gelebilir" diye konuştu.




Editör: TE Bilişim