CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban yaptığı açıklamada, ‘128 Milyar Dolar Nerede’ pankartlarını açan tüm ilçe başkanlarına teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye 3 gündür CHP’nin gündem belirlediğine tanık oluyor. Yolsuzlukla mücadele kampanyası ile birlikte CHP genel merkezinin Cumartesi’den bu yana özellikle tüm Türkiye’de gerçekleştirdiği ‘128 Milyar dolar Nerede’ kampanyası 81 ilde ve Manisa’da en iyi şekilde gerçekleştirildi. İktidar bu tahammül edemeyip, afişlerimizi, pankartlarımızı indirdi. Ama demokrasilerde çare tükenmez. Biz demokrasi mücadelemizi en iyi şekilde sürdürmeye devam edeceğiz. Bu kampanyada başta 17 ilçe başkanlarımıza, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, kadın ve gençlik kollarımız ile partili üyelerimize il başkanlığı olarak teşekkürlerimi sunuyorum. Hepsi onurlu mücadelede partimizi en iyi şekilde temsil ettiler.”

CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Hakan Gürtunca, Türkiye’de ekonomik krizin yaşandığı, esnaf, çiftçi, emekli, memur ve vatandaşın sıkıntı çektiği bir dönemde Merkez Bankası’nın rezervlerinde bulunmayan 128 Milyar Doların nereye gittiğini sormanın anayasal bir hak olduğunu dile getirdi. 
CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Gürtunca yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemiz ne zaman bir konuda sorun yaşasa, bir haksız uygulama ile karşılaşsa CHP olarak halkımızın yanındayız ve hataları uygulamaların karşısında dimdik bulunuyoruz. Dün bu adalet yürüyüşüydü, bugün de 128 milyar Dolar paramız nerede sorusuyla devam ediyor. Biz CHP’yi ve ülke kaynaklarının önce esnafa, çiftçiye, işçiye, öğretmene, emekliye, polise, gençlere, çocuklarımıza, sağlık ordumuza ve kısacası halkımızın yararına kullanılmasını talep ediyoruz. Bir avuç yandaşa değil halka gitsin kaynaklar diye sesimizi yükseltiyoruz. Bu fedakar ve cefakar halkımızın birikimlerinden oluşan Merkez Bankası’nın 128 milyar Dolarlık rezervi nerede kullanıldı? Neden çarçur değildi? Bu soruları sorduk. Suçlama yapmadık. İtham etmedik ve hakaret etmedik. Cumhurbaşkanımız ilk yaptığı açıklamada pandemide kullandık dedi. Ama bakan çıktı dedi ki ‘Biz 52 milyar TL pandemide destek verdik. Bununda 44’ü işsizlik fonundan geldi. 2 milyar lirası iban hesabından geldi. 6 milyarda hazine verdi’ dediler. O zaman bu paranın orda kullanılmadığı ortaya çıktı. Sayın Canikli çıktı açıklamada bulundu ve bu paranın halkta olduğunu söyledi. Bu para halkta da yok. Millet pazarda arta kalan sebzeleri topluyor. 1 liralık ekmek kuyrukları metrelerce uzuyor. Yoksulluk ve işsizlik diz boyu. Cumhuriyet tarihinin en kötü bilançosunu yaşıyoruz. CHP olarak zor durumda olan halkımızın olan bu paraların akıbetini sorunca baskılar daha da artmaya başladı. Yönelttiğimiz ve halkın sürekli sorduğu ‘128 Milyar dolar Nerede’ sorusunu içlerine sindiremediler. Pankartlarımız parti binalarından vinçlerle polis gözetiminde kaldırılıyor. Birde yetmedi genel başkanımız, 7 milletvekilimizin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili fezlekeler meclise gönderiliyor. Yaşar Kemal’in sözü ile sesleniyorum. Zulmünüz artsın ki yapılacak ilk seçimle halkımızın oyu ile iktidarınız daha da dip yapsın. Bu işin siyaseti ve partisi yok. Bizler sinmeyeceğiz, yılmayacağız ve eğilmeyeceğiz. Demokrasiden aldığımız güçle, Anayasamızın 126. Maddesinde bulunan ifade özgürlüğümüzle, işçilerimiz, çiftçilerimiz, esnafımız, girişimcilerimiz, gençlerimiz, öğrencilerimiz, kadınlarımız ve vatandaşlarımız için yine soruyoruz ‘128 Milyar dolar Nerede’. Bunu sormak suç ise, bizler haksızlıklar karşısında boyun eğmeyen bir anlayışın temsilcileriyiz. Paralarımızın hesabı verileceği, varsa suçluların yargılanacağı güne kadar sorumuzu sormaya devam edeceğiz.”

Merkez Bankası rezervlerinde olmayan 128 milyar doları sormanın anayasal bir hak olduğunu ve bu nedenle astıkları pankartlarda ve soruyu yöneltmekten dolayı kendilerine soruşturma açılabileceğini söyleyen CHP Yunusemre İlçe Başkanı Av.Yalçın Arcak ise, açıklamasında şöyle konuştu:
“Biz sormaya devam edeceğiz. 128 Milyar dolar Nerede. Esnaf, çiftçi ve vatandaş bu kadar kötü durumdayken 128 milyar Dolar gibi çok önemli bir rakam nerede diye sormak bizim anayasal hakkımız. Bu soruyu sorarken de birçok yeri afişlerle donattık. İl ve ilçe başkanlığı binalarımıza astığımız afişlerimiz polis gözetimi tarafından indirildi. Ardından fezlekeler gönderildi. Çok yakında da bizlere de soruşturmalar başlayacak. Cumhurbaşkanına hakaretten davalar açılmaya başlanacak. Türkiye’de şuanda 100 binin üzerinde soruşturma dosyası var. 50 binin üzerinde de Cumhurbaşkanına hakaret dosyası var. Bu rakamlar çok ciddi rakamlar. Rahmetli Demirel zamanında 100 veya 150 tane dosya vardı. Şimdi en ufak bir eleştiri de, serzenişte, karşı çıkışta faşist diktayı aratmayacak bir şekilde Recep Tayyip Erdoğan ve yandaşları halkı bu tür dosyalarla korkutmaktalar. Bizim imza attığımız birçok AHİM kararları var. Bizimde imza attığımız kararlar. Cumhurbaşkanına hakaret dosyalarında savunma yapan bir avukat olarak da bunların içeriğini çok iyi biliyorum. Avusturya’da bir gazeteci kendi ülkesinin başbakanına bir yazısında ‘Aşağılık oportünist, ahlaksız onursuz’ diyor. Bundan dolayı da Avusturya’da bu gazeteci ceza almış. AHİM diyor ki, ‘Siyasal tartışma özgürlüğü, sözleşmenin her noktasına egemen olan demokratik toplum kavramının tamda merkezinde yer alır. O halde bir siyasetçiye yönelik eleştirilerin kabul edilebilir sınırları özel bir şahsa yönelik eleştiri sınırlarına göre daha da geniştir. Bir siyasetçi özel şahıstan farklı olarak her sözü ve eylemini bilerek ve kaçınılmaz bir biçimde gazeteciler ile halkın yakın denetimine açar. Bu nedenle daha geniş bir hoşgörüye sahip olmalıdır.’ diyor. Ancak bizim ülkemizde bu kararların tam tersi şeklinde, en ufak bile hakaret barındırmayan durumlarda bile Cumhurbaşkanına hakaret dosyaları açılıyor ve birçok parti üyemiz ile yurttaşımız cezalandırılıyor. Ben soruyorum ‘128 Milyar dolar Nerede’ afişinin neresi hakarettir. Nerede olduğunu kendilerince açıklamaya çalışıyorlar. Çünkü bu para ortada yok. Ben Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Ahlaksız, oportünist, onursuz’ desem ne olur ceza alırım. Ama Avusturya’da bir gazeteci AHİM kararları doğrultusunda bunlardan ceza almıyor. Biz bu ülkede Avurpa İnsan hakları Sözleşmesi’ne imza atmış ve mahkeme kararlarına bağlı çağdaş, batı hukukuna entegre, laik ve sosyal hukuk devletinde bu kararlarla cezalandırılmaz, yada adaleti bulmak istiyoruz. Çünkü eğer bu ülkede adalet olmadığında elbetteki ekonomik krizler olacaktır. Barış olmayacaktır. Biz adaleti sağlayamayan AKP iktidarından en yakın seçimde hesap soracağız. Demokratik bir şekilde onları bu memleketin yönetiminden indireceğiz.”

Editör: TE Bilişim