Doğruluğu kanıtlanmamış ama yıllardır halk arasında kulaktan kulağa yayılan hikayelere “Şehir Efsanesi” denir. Her kentin “Şehir Efsaneleri” vardır. Hatta Discovery Chanel’da “Efsane Avcıları” adında bir program vardı. Yaygın efsaneleri bilimsel metodlarla inceliyor gerçekliğini araştırıyorlardı.
 
Her şehirde olduğu gibi Manisa’mızda bu tip efsaneler var. Bildiklerimi, aklımda kalanları paylaşmak istiyorum sizlerle. İşin avlama kısmına dahil değilim, sadece yazıyorum.
Sizlerin de bildikleri varsa yazının altında paylaşabilirsiniz. Böylece bir envanter de çıkarmış olabiliriz.
 
Spil Dağı Mıknatıs Etkisi
 
Dağ yolunda bir bölüm varmış ki aracınızın vitesini boşta bıraktığınızda yokuş yukarı kendi kendine gidebiliyormuş. Hatta hatırladığım kadarıyla bazı kanallar bununla ilgili bir dönem haberler yapmışlardı. Bu şehir efsanesinin bir tık ötesi ise uçakların Spil Dağı’na fazla yaklaşamadıkları, yaklaşırlarsa mıknatıs etkisi nedeniyle düşme tehlikesi geçirecekleridir. Manisa’yı aşıp ülke geneline yayılmış efsanedir.
 
Ne kadar doğru bilmiyorum, deneyen varsa ve bizimle de paylaşırsa sevinirim.
 
Sarı Bina
 
Yine Spil Dağı’nın mıknatıs etkisi sebebiyle akıl hastası sayısının çok olması. Bu efsane de Manisa sınırlarını aşmış ülke geneline yayılmıştır. Sokakta çevirdiğin 2 kişiden 1’inin akıl hastası olduğunu düşünenler var.
 
Mesir Macunu
 
Bizim şifa macunumuz Manisa dışında pek de şifa yönüyle anılmıyor. Manisalıyım dediğinizde sırıtarak “hehehe macun getirsene kıh kıh hani ihtiyaç yok ama bulunsun” geyiklerine maruz kalma oranı yüksek. Kardeşim padişah macunu değil bu, alternatif tıp, doğal tedavi, grip falan desek bile efsane almış yürümüş…
 
Manisa Tarzanı
 
Ahmet Bedevi, Manisa Tarzanımız ile ilgili birçok efsane var. Birini yazayım. Ramazan’da dağdan iftar topunu atıp toptan önce inermiş şehre. Tabii bunun için sadece ses çıkaran değil, savaşlarda kullanılan mermili gerçek top atması gerek, bilemiyorum.
 
Hava Kirliliği
 
Dağımız büyük, efsanesi bol. Gri hava kente çöküp, göz gözü görmez hale geldiğinde Manisa’da gerçeküstü bir film karesinde hissediyorsun kendini. Efsane özellikle bu dönemlerde artıyor. “Spil dağı hava sirkülasyonunu engelliyor o yüzden böyle” geyikleri alıp yürüyor. Doğru mudur bilmem..
 
Niobe - Ağlayan Kaya
 
Altı kızı, ergen altı oğlu.
Apollon öfkelenmişti Niobe’ye,
Öldürmüştü oğullarını gümüş yayıyla,
Kızlarını da okçu Artemis öldürmüştü.
Niobe güzel yanaklı Leto ile bir tutuyordu kendini,
Diyordu Leto iki çocuk doğurdu bense bir düzine.
İki kişi Apollon ile Artemis öldürdü hepsini

Akhelaos ırmağı kıyısında oynaşan su perilerinin
Yatakları var derler ya, işte oralarda,
Tanrı buyruğuyla taş olmuştur Niobe,
Yüreğine sindirir durur acılarını.
 
Antik çağ yazarı Homeros’un dizelerinden de anlaşılacağı gibi 12 çocuğuyla çok övünüp kibirlendiği için en iyi arkadaşı Tanrıça Leto’nun gazabına uğramış Niobe. Çocukları öldürülünce o kadar çok ağlamış ki taş kesilmiş.
 
Gelelim bizim efsaneye. Özellikle çocukluk ve ilk gençlik dönemimde duyardım. Kadın suretindeki “Ağlayan Kaya” dan her Cuma günü hem de tam Cuma saatinde su sızarmış. Yani kaya ağlarmış. Sonrasında yine bir şehir efsanesi olarak Rahmetli Ertuğrul Dayıoğlu hemen yan tarafına amfi tiyatro yapınca su gelmez olmuş. Doğruysa sanırım kayaya ulaşan suyun yönü değişmiş olabilir…
 
Moris Şinasi Hastanesi - Philip Morris
 

Philip Morris Marlboro markası dahil ünlü bir sigara üreticisi. Efsanemize göre Manisalı imiş. Sonra Amerika’ya gidip sigara işinden zengin olmuş. Memleketini de unutmayıp bir göğüs hastanesi yaptırmış. Hatta öylesine yürümüştür ki bu efsane sözde eline ciğer alıp Manisa’nın çeşitli noktalarına bırakmış. Böylece havası en temiz en güzel noktayı tespit edip hastaneyi oraya yaptırmış.
 
Güzel hikaye… Fakat doğru değil. Bu efsaneyi de en güzel avlayan arkadaşım Engin Topuz. Yazısından alıntılıyorum;
 
“Moris Şinasi 1855’de Manisa’da doğmuştur. Asıl adı Musa Eskenazi’dir. Yani Moris olarak doğmamıştır! Moris adını Amerika’ya yerleştiğinde almıştır. Ayrıca Philip Morris’teki gibi isminde iki tane değil bir tane “r” harfi vardır… Ailenin dördüncü çocuğu olan Musa küçük yaşlarda ağır bir hastalık geçirmiştir. Ama çoğu metinde yer aldığı gibi bu hastalığı 9 yaşında değil 14 yaşında geçirmiştir. Hastanedeki tedavi sürecini hayatı boyunca unutmamış ve buraya bir hastane yapılmasını vasiyet etmesinde etkili olmuştur. “
 
“Öncelikle şuradan başlayalım; bu hikâyede Philip ve Morris diye iki ayrı kişi yok. Philip Morris tek bir kişi ve kendisi Londra’da doğuyor! Moris Şinasi 1855’de doğdu, Philip Morris ise 1835’de… Philip Morris’in ailesi Londra’da 1847’de ilk dükkânlarını açtığında Moris Şinasi henüz doğmamıştı! Yine Philip Morris’in ailesi 1854’de ürettikleri ilk sigaraya Philip Morris adını verdiklerinde de Moris Şinasi hala doğmamıştı!”
 
Yani bu efsane avlanmıştır! Yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim. Oldukça ilginç;
http://www.manisahaberleri.com/engin-topuz-moris-sinasi-ile-ilgili-yanlis-bilinen-gercekler-makale,884.html
 
Beyazfil
 
Beyazfil yazımda “Beyazfil” isminin nereden geldiğini bilmediğimi, varsa bilen okuyucularımın bana iletmelerinden memnun olacağımı belirtmiştim. Birkaç okuyucumdan bilgi geldi.
 
Binanın içerisinde “Beyazfil” isminde bir kolonyacı varmış. Zamanla bina bu kolonyacının ismini almış. Doğruluğunu bilmiyorum. Doğru veya değil bir efsane de biz katmış olalım…
 
Manisa şehir efsanelerinizi merakla bekliyorum.