Manisa'da Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi ve Merkezefendi Devlet Hastanesi'nde sağlık çalışanları iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Konuya ilişkin basın açıklaması yapıldı.

SES Manisa Şube Eşbaşkanı Figen Pehlivan Demirel, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Bizler sağlık emekçileri olarak; yine haksız ve adaletsiz bir uygulamanın karşısında olmak ve hakkımız olanı talep etmek için burada toplanmış bulunmaktayız.

Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak yılladır “sağlıkta dönüşüm” adı ile ifade edilen, halk ve emekçiler lehine olmayan uygulamalara karşı alanlardayız. Bu güne kadar uygulanan bu politikalara karşı dediğimiz her konuda maalesef haklı çıktık. Hizmeti üretenlerin ve halkın temsilcilerinin içinde yer olmadığı bir programın başarı şansı olmadığını söyledik. Ticari  ilişkilere indirgenen sağlık ve sosyal hizmetlerde başarı olmaz dedik. COVID-19 pandemisi ile kapitalist sağlık sistemlerinin tümünün çöktüğünü, nasıl aciz kaldığını gördük. 

Niçin alanlarda olduğumuzu daha iyi anlatmak için sadece sağlık iş kolumuzda mevcut duruma bakmamız yeterli olacaktır.

 10 dakika da 2 hasta muayenesi, 

Aile hekimliğinde yaşanan sorunlar ,keyfi ve kuralsız cezalandırma, güvencesiz ve ucuz çalıştırma 

3.Basamak hastanelerine sevksiz gidebilme, eğitim ve araştırma yerine muayenenin öncellenmesi ve personel eksikliğinden kaynaklı asistan hekimlerin eğitim yerine muayene ve kırtasiyecilik yapma gibi nedenlerle yaşadığı angarya ve uzun çalışma, 

Yeterli kadro açılmaması nedeniyle; hemşire başta olmak üzere yüzbinlerce personel açığından kaynaklanan artan iş yükü ve angarya çalışma ve çok sayıda yeni mezun sağlıkçının işsiz olması, 

Pandemi ile mücadelede yaşamını yitiren yüzlerce ve enfekte olan yüzbinlerce sağlık emekçisi olmasına rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmaması,

 Yıllardır oyalanarak seçim yatırımına dönüştürülen 3600-7200 ek gösterge sorunu, Açlık sınırının az üstünde yoksulluk sınırının çok çok altındaki temel ücretler, emekliliğe yansımayan ve adil olmayan döner sermaye uygulamaları, 

Angarya çalışma, mesleklerin değersizleştirilmesi nedeniyle istifa edip yurtdışına kaçmaktadır.

Hepimizin yakından takip ettiği gibi, sağlık bakanı tarafından ’’bütün sağlık çalışanlarına müjde’’ diye sunulan, ancak sadece hekimlere yönelik yapılan düzenleme ile hekim dışı sağlık emekçileri yok sayılarak ekip ruhu bozulmuş, iş barışımız sekteye uğratılmıştır.

Bunca sorunun yaşandığı işkolumuzda bizler yaşadığımız tüm zorlukların yanında sürekli alanlarda olmak ve mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi işyerlerimizde ekip olarak çalışan emekçileri ekonomik özlük haklarla da bölmeye yönelik uygulamalara sıklıkla şahit oluyoruz. TİS döneminde ek ödemelerin belli sayıda meslek grubuna verilip diğerlerine verilmemesi, en son 1 Aralık’ta torba yasada yaşatılan benzer durum çalışanlar arasında tartışmalara neden olmuştur. Torbada yasada hekimlerin sabit ek ödemeleri ile emekli ek ödemelerine yönelik azda olsa yapılan artışı olumlu bulduk. Bu düzenlemenin tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri içinde yapılması için yasa teklifleri hazırladık. Mücadele yürüttük. Ancak hükümet yetkilileri, muhalefetin bizler için verdiği teklifi kabul etmedikleri gibi emekli hekim ve diş hekimleri için yaptıkları düzenlemeyi de geri çektiklerini ifade edip görüşmeleri ileri bir tarihe ertelendi.

Hepimizin çalışma koşulları ağır ve hepimizin maaşı çok düşük ve her geçen gün mum gibi erimektedir. Hangi meslek mensubunun ekonomik ve özlük haklarına yönelik bir kazanım elde etsek ya da düzenleme sağlansa hepimiz mutlu oluruz. Dayanışma ve ortak mücadele ile ekibin bir parçası olan her çalışanın ve meslek mensubunun haklarının iyileştirilmesi için birlikte mücadele etmekte geri adım atmamalıyız. Ülkeyi yönetenler angarya koşullarında, sefalet ücretleri ile bizleri çalıştırırken ayrım yapmamaktalar. Ne zaman haklarımızı elde etmek için ortaklaştığımızda, güçlü ses çıkardığımızda bizleri ayırmak için ekibin bir kısmına yönelik kısmi yasal düzenlemeler yapmakta, mobbing uygulamakta, ötekileştirme dahil her türlü yöntemle bizi baskı altına almaya çalışmaktalar. Sağlık Ekip İşidir. Ekibin Her Bir Üyesi, İnsanca Yaşayacak Bir Ücret ve Güvenli Çalışma Koşullarında Ekip Olarak, İş Barışı Bozulmadan Çalışmak İstemektedir. Bizleri ayrıştırmaya çalışan bu politikalara karşı birlikte mücadele ederek birlikte kazanacağız. 

Ekonomik krizi, her geçen gün biraz daha iliklerimize kadar hisseden biz sağlık emekçilerinin aldığı maaşlar yoksulluk sınırının bile altında kalarak hep birlikte sefalete mahkum edildik.

Değil konforlu yaşamak günlük zorunlu ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamaz duruma geldik, her ay bizlerden kesilen vergilerle yap-işlet devret modeli ile yapılan ve kullanım garantisi verilen  havaalanı, köprü, otoyol ve hastaneler hazineyi hortumlamanın yasal adı oldu ve bizler geçmediğimiz köprünün, kullanmadığımız havaalanının parasını her ay biraz daha yoksullaşarak ödemek zorunda kaldık.

Başlı başına adaletsiz olan performans sistemi biz sağlık emekçilerini birbirine düşürüp haksız bir rekabetin içerisine sürükleyerek var olan  ücret dengesizliğini iyice belirginleştiriyor.

Günlerdir ülkenin dört bir yanında hastanelerinin önüne çıkıp hak ve adalet isteyen binlerce sağlık emekçisi ile birlikte bizlerde buradan sağlık bakanı başta olmak üzere, hükümete, meclise bir kez daha sesleniyoruz; sesimizi duyun, taleplerimizi dikkate alın, aksi halde üretimden gelen gücümüzü kullanarak hizmet üretmeyeceğiz..

Taleplerimiz çok açık, somut ve nettir..

 Sahada iş barışını bozan, performans sistemi kaldırılarak bütün ödemeler tek kalemde yapılsın,

Sabit ücretlerimize gerçek enflasyon oranında ek zam verilerek yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın,

4-B süresiz sözleşmeli ve 3+1 sözleşmeli çalışan arkadaşlarımız kadroya alınsın,

 Hastanelerde bütün sağlık emekçilerinin çocuklarını güvenle bırakabileceği kreşler açılsın,

Ek gösterge seçim vaadi olmaktan çıkarılıp 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200’e kadar tüm sağlık emekçilerine uygulansın,

Vergi dilimi soygununa son verilerek asgari ücretten vergi alınmayıp, bunun üstündeki gelirimizde % 10’ a sabitlensin,

Gıda, elektrik, doğalgaz gibi zorunlu temel ihtiyaç kalemlerinden dolaylı vergiler kaldırılsın.

Son olarak sağlık bir ekip işidir, bu ekibin ruhunu ve iş barışını bozmayın diyoruz.

Kurtuluş yok başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz."