Dile kolay, 97 yıl önce tarihler 1922 yılının 5 Eylül gününü gösterdiğinde Yunan askerlerinin işgali altındaydı Manisa. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türk ordusu, Kuva-yi  Milli ruhunu taşıyan birliklerle birlikte düşmanı 8 Eylül günü İzmir’e doğru püskürttü. Sonrasında şehir düşman işgalinden kurtuldu. Manisalı olup 7’den 70’e herkes bilir. Bilmeyenlerin ise tarihi biraz karıştırdığında nasıl bir süreçten geçildiğini anlaması güç olmasa gerek.
Bugün tarih 2019. Aylardan Eylül. Manisa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıldönümü kapsamında Valilikçe bir kutlama programı hazırlanmış. Cumhuriyet Meydanındaki kutlamaları takip etmek için sabahın 06:00‘sında evden çıktım. Evden ayrılmadan önce de milli ve resmi bayramlarda olduğu gibi balkona dev Türk Bayrağını astım. Daha sonrasında da şehirdeki bayram havasının hangi boyutta olduğunu görebilmek için yaya olarak cadde ve sokaklarını arşınlamaya başladım. Yol boyunca apartmanlarda ve işyerlerinde bayramı simgeleyen Türk Bayraklarına rastlamadım.
Şehri bayraklarla donatmak, bayram bilincini hatırlatmak, ona katkı sağlamak o kadar zor olmasa gerek. Şehzadeler, Yunusemre yerleşim birimlerine iki dönemdir hizmet götüren Belediye başkanları Ömer Faruk Çelik, Dr.Mehmet Çerçi ve şehrin tümüne hizmet götüren Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Sudak, Mesir Festivallerine gösterdikleri ilginin binde birini göstermiş olsalar ulusça kutladığımız milli ve yerelde kutlayacağımız bayramlarımız bayram olma özelliğine kavuşur diye düşünüyorum. Göreve yeni başlayan Vali Ahmet Deniz için belki bu Kurtuluş Bayramı bir ilk olabilir ancak birlikte çalıştığı vali yardımcıları ve bayram programlarını hazırlayan komite ne güne duruyor? Ne olursunuz birazcık hassasiyet, birazcık ilgi, birazcık empati yapın. Tüm bayramları kendi özelinde halkların katılımıyla festival havasından kutlanabileceğinden hiç kuşkum yok.
Manisa’nın düşman işgalinden kuruluş törenlerinin yapıldığı Milli Egemenlik Cumhuriyet Meydanına girdiğimde MHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP İl Başkanı Ömer Baysal ve ekibiyle karşılaştım. Vekil Akçay’a “Siz bu şehirde 7 yıl defderdarlık yaptınız ardından da 4 dönemdir de milletvekilliği görevini üstleniyorsunuz. Daha önceki Kurtuluş Bayramlarının nasıl kutlandığını bilirsiniz” dedim. Yanıt gelmeyince anladım ki o da eski bayramları unutmuş gibi.
Bayramlardaki kutlama programların tek yetkili ismi kentin valisidir. O kentin valisi o şehirlerin milli değerlerine katkı sağlar. Eskiden bayramlar ruhu nasıl yaşatılıyor ve kutlanıyorsa bunu irdeler. Benim Vali Deniz’den beklentim de o idi. Akhisar, Salihli, Alaşehir, Gördes, Turgutlu, Soma, Kırkağaç, Kula, Selendi ilçeleri de aynı valinin inisiyatifinde hareketle baktığımda oralarda kutlamalar Manisa merkezdeki kutlama programının çok çok üstünde anlamlı ve canlı.
Milli Bayramlar askeri birliklerin halkla buluşmasını sağlar. Bunu en canlı örneğini 30 Ağustos Zafer bayramında göremedim.
Oysa ki Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok illerde kutlamalara Askeri birlikler katılırken bizim ilimizde böyle olmadı. Manisa’da Cumhurbaşkanının tek yetkili ismi var o da bu şehrin Valisi Ahmet Deniz.
Kaldıki bayramların “millilik ruhu” içerisinde kutlanması için öyle böyle dev paralara ihtiyaç yok. Parasızlığın bahane edilmesini de doğru bulmam. Bugüne kadar bayramlar para olduğu için mi özüne uygun kutlandı? Valilik, belediye, STK ve halkın katılımıyla coşku seli yaratıldı.
Düşünün;
Yunan ordusu üç gün içerisinde Manisa şehrini yakıp yıkmış ve ardından 4 bin şehit, yüzlerce gazi, yüzlerce yerle bir edilmiş ev bırakmış. B
Böylesine acımasız savaşın üstesinden gelerek düşmanı İzmir’de denize döken onurlu, bir o kadarda gururlu olan Türk ordusuna yakışan nice bayramların halkla büyük bir coşkuyla kutlanacağı bayramlara hep birlikte imza atılabilir.
Şehitlerimizin onurlu mücadelesi sonunda elde edilen kurtuluş bayramını onlara yakışan şekilde kutlanması için paraya ihtiyaç yok. Sadece biraz tarih bilmek, biraz da empati, empati, empati… Saygılarımla…