Belediye başkanı beyin takımına aldığı kararları açıklamak için kara kara düşünüyordu.
Meclis üyeleri, eski ve yeni başkan yardımcıları ve daire müdürlerini toplantıya çağırdı.
Başka çıkış yolu kalmamıştı.   
Belediyelerin dar boğaza girdiğinden bahsetmeye başladı başkan. Genel idareden para akışının ciddi miktarda azaldığından yakınan başkan, giderlerin artarken gelirlerin iyice kısıldığını ifade etti.
Belediyede hizmet alımı kapsamında alınan işçileri işten çıkarmanın doğru olmayacağını söylerken karşısındakilerin gözlerine tek tek baktı.
Tasarrufa gitmenin tek çare olduğunu dile getirdi. Sonra detayları anlattı.
Ardından başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve daire müdürleriyle ilgili bir seçim yapacağını açıkladı.
Herkes can kulağıyla başkanı dinliyordu. Acaba kim hangi koltuğa oturacaktı…
Başkan şöyle biraz düşündükten sonra teklifini açıkladı.
“Başkan yardımcısı sayısını yarı yarıya azaltıyorum. Artık 6-7 başkan yardımcısı olmayacak. Ayrıca başkan yardımcılarının makam aracı ve şoförü de olmayacak. Her başkan yardımcısı ve daire müdürü kendi aracıyla görevine gelip gidecek. Buna ben de dahilim. Eğer hedef tasarrufsa önce biz yöneticilerden başlanacak. İdari giderlerimiz aldı başını gidiyor. Makam araçlarını özel işleri için kullanan arkadaşlar var. Kamunun malını kimse kendi özel işi için kullanmaz. Bu şehirde, bu ilçede ne kadar insan yaşıyorsa o kadar insanın hakkı var. Yaptığımız her usulsüz harcama vatandaşın hakkını yemek demektir. Her bir vatandaşla nasıl helalleşeceğiz?”  
Herkes şaşkın bir şekilde başkanı dinliyor. Bazılarının başı öne eğiliyor…
Başkan aynı hararetle konuşmasına devam etti;  
“En son çare işçi çıkartmak olacak. Bu şartları kabul etmeyenler itiraz edebilir. Ben de şartları kabul eden arkadaşlarla yola devam edeceğim. Makam aracı yok, şoför yok, belediyeye ait kiralanmış tüm araçlar iade edilecek. Sadece hizmet ve iş amacıyla gün içinde kullanılan araçlar ve iş makinelerine dokunulmayacak. Gün içinde hareket halindeki tüm araçların nereye ve niçin gittiği de ayrıca rapor edilecek. Kurumu zarara uğratan, kendi ikbali için çalışan kim varsa bu sistem dahilinde tespit edilecek. Gerekli idari yaptırımlar yapılacak. Gerekirse hukuki işlem başlatılacak. Böylece kamu malının sadece halkın hizmetleri için kullanılmasını sağlamış olacağız.”
Kimsede çıt yok!
“Kimler benimle bu şartlarda çalışmak ister?” diye sordu başkan…
Tam cevap gelecekti ki o sırada irkilerek uyandı vatandaş.
Rüyaymış gördükleri…
Keşke gerçek olsa diye sayıkladı.
Üzüldü ama rüyası bile güzeldi.  
Zaten böyle bir başkanı anca rüyasında görürdü vatandaş!