Muhalefet partileri erken seçim çağrısı yaptı. Son bir yılda bu kaçıncı çağrı. Manisa’da da Millet İttifakının il başkanları erken “seçime gidelim” açıklaması yaptı.  
Muhalefet haklı olarak bu fırsatı değerlendirmek istiyor. Çünkü zam furyası bir türlü durdurulamıyor. Dün gece ben de eve gitmeden önce aracıma yakıt almak için benzin istasyonuna girdim. Dolardaki artış nedeniyle benzine 52 kuruş, motorine 50 kuruş zammı duyan herkes ordaydı. 
A’dan Z’ye her şeyin fiyatı kontrolsüz bir şekilde artıyor. Tehlikeli olan da bu. 
Kontrolsüzlük…
Eğer bu başı boşluk paniğe dönüşürse işte o zaman tehlike çanları çalmaya başlar. Bu da ekonomik kriz demektir. 
Hükümetin kontrolden çıkan zamları durdurması şart. Aksi halde iş başka yere gidiyor.  
Şu gerekçe sonucu değiştirmez; Pandemi nedeniyle tüm dünyada ekonomik kriz ve fiyat artışları var.
Doğru ama tüm dünyada siyasi dengeler tam da bu yüzden değişiyor. Birçok ülkede hükümetler dayanamadı. Hatta bazılarında halen hükümet kurulamadı.  
Demem o ki; Hükümetin zam furyası ve döviz artışını durduramaması durumunda Türkiye’de kriz derinleşir. Bu da mecburen seçime gitmek demektir. 
Ya da acilen sabit gelirli, asgari ücret alan çalışanların, memurların aylık ücretleri ocak, şubat beklenmeden iyileştirilmeli. Çünkü an itibarıyla sabit gelirliler çok büyük sıkıntı içinde. Kontrolsüz zamlar toplumun birçok kesimini umutsuzluğa sürüklüyor.   
Sizi bilmem ama benim son günlerde en çok duyduğum kelime “Allah sonumuzu hayretsin” oldu. İnsanlarda bir umutsuzluk hakim.
Bu umutsuzluğun diğer adı kararsızlıktır. 
İnsanlar neden kararsız olur. İkilemde kaldığı için. Bezen de hiçbir şık mantıklı gelmediği için. Bu kararsızlıktan kurtulmanın tek yolu seçeneklerden birine inanmaktır.  
İşte o seçenekler siyaseten henüz net değil. Seçmen erken seçim olsun da ne olursa olsun diyebilecek noktada değil. Anketlere yansıyan da bu. Kararsızların oranı bir hayli fazla. Çünkü Ak Parti’ye oy veren kesimin bir bölümü artık kararsız. Anketlere göre muhalefet partilerinin oylarında bir patlama yok. Ciddi bir artış da yok. 
Oyları artan tek kesim var, kararsızlar. Parti kursalar muhtemelen birinci olurlar. 
Kararsızların oranının artması hayra alamet değil. 
Normal şartlarda hükümete olan güven azalınca muhalefetin puan kazanması gerekir. Ama ülkemizde durum farklı. Seçmen muhalefete de güvenmiyor. Ya da yeterince güvenmiyor. En azından son 20 yılda yapılan seçimler bu sonuca sahne oldu.   
Nedenlerini detaylandırabiliriz. Ama iktidarları halk değil muhalefet değiştirir tezini bir kez daha ispatlıyor şartlar. Silsile şöyle gerçekleşiyor; Hükümet ülkeyi yönetiyor. Muhalefet hükümetin yönetemediğini iddia ediyor. Sonra muhalefet halkı, seçmeni buna ikna ediyor. Muhalefet tutarlı bir duruş sergiliyor. Derken seçimler oluyor ve halk muhalefetin iknasıyla hükümet değiştiriyor.   
Yani halk çok olağanüstü bir durum yoksa, çok iyi bir muhalefet yoksa kararsız kalır. Ve nihayetinde sandığa gider ve kötünün iyisini seçer. 
Bugün bulunduğumuz nokta çok tuhaf bir nokta. Erken seçim olsun da kurtulalım diyeni görmüyorum ben. Tabi siyasiler hariç. Neden acaba? Elbette farklı bir alternatif parti henüz insanların merkezine yerleşmiş değil.   
Yani kararsızlar partisinin oyları artıyor. Diğerleri yerinde sayıyor. Bu insanların umutsuz olduğunu gösteriyor. Gelen gideni aratmasın korkusu var. 
Ama tüm bu gerçekler bulunduğumuz durumu değiştirmiyor. 
Zamlar devam ediyor ve Ak Parti buna “dur” diyemiyor. Muhalefet erken seçimden başka bir öneri ortaya koyamıyor. Vatandaşı ikna edecek tek bir mantıklı çıkış yok. 
Ve ben de birçok kişi gibi “Allah sonumuzu hayretsin” demekten baka bir şey diyemiyorum.   

İMAR PLANI NEYİ ÇÖZECEK
Manisa için hazırlanan imar planının hangi soruna çare olacağını yaşayıp göreceğiz. Aslında çok fazla beklenti içine girdiğimizi itiraf etmeliyim. Biz sanıyorduk ki; İmar planı uygulanınca şehir rahatlayacak. Manisa’nın tam ortasından geçen demir yolu kalkacak, hemzemin geçit işkencesi son bulacak. Gediz kavşağındaki çile sona erecek, trafik rahatlayacak, Manisa’yı kuzey güney diye ikiye bölen Mimar Sinan Bulvarına yeni alt geçitler yapılacak, güneyde kalan mahallelerle kuzeyde kalanlar arasında bağlantı yapılacak, falanlar, filanlar… Biz sanıyorduk ki imar planıyla birlikte tüm şehirdeki depreme dayanıksız evler yıkılacak, yerine modern siteler yapılacak. Meğer imar planı bunları kapsamıyormuş. 
Boşuna hayal etmişiz. 

İKİNCİ EL OTO PAZARI PROJESİ DEVAM ETMELİ
Manisa’nın çarşı ekonomisine can verecek güzel projelerden biri olabilirdi. Ama çok iyi başlamasına rağmen pandemi nedeniyle sekteye uğradı. İkinci el oto pazarı ilk açıldığında harika bir ilgi vardı. Sonrası malumunuz. 
Neyse olan oldu ben son durumu anlatayım. Geçen pazar günü baktım 20-25 araç var. Pazarı gezen birkaç kişi. Vallahi bu sayı bile beni umutlandırdı. Çünkü bundan 4-5 hafta önce gittiğimde kimsecikler yoktu. 
Manisa neden bir Kemalpaşa olmasın. Üstelik yol üstünde çok güzel bir ikinci el oto pazarı ve kapalı. Bu konuda Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin lansman çalışması yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu proje başarıya ulaşırsa Manisa hafta sonu hareketlenir, Manisa’ya çevre il ve ilçelerden para akışı sağlanmış olur. Hem belediye hem Manisa’daki esnaflar, noterler para kazanır.  Manisa 2.El Oto Pazarı projesinde ısrarcı olunmalı. Hatta müşteri çekmek için gerekirse 20 TL olan giriş ücreti biraz daha düşürülebilir. 2.El oto pazarı projesi mutlaka Manisa’ya mal edilmeli. 
Öyle hemen pes etmek yok!