İzmir'in Çeşme ilçesinde meydana gelen ve 16 kişinin yaralanmasına neden olan hortumun verdiği hasar, günün aydınlanmasıyla ortaya çıktı. Kentte dün akşam saatlerinde başlayan şiddetli yağışın ardından Alaçatı Mahallesi Port mevkisinde denizde oluşan hortumun verdiği zarar, afetin boyutunu gözler önüne serdi.


CNN TÜRK canlı yayınında Uğur Önver'in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. İhsan Çiçek, "Tropikal hortumlar olarak niteleyebiliriz. Ülkemizdeki hortumlar bunlardan farklı. Büyüklük ve oluşum mekanizmaları farklı. Onlar 500 km çaplı, 1 hafta süren hortumlar. Bizimkiler ise karaya gelip yavaşlayan 15-20 dakikalık hortumlardır. Bir şey var ki Türkiye'deki hortumlar da deniz kıyılarında sıklığı ve şiddeti artıyor. Bunu da elbette tamamen iklim değişikliğine bağlamamak gerekiyor. Özellikle deniz suyu sıcaklığının oldukça yüksek olduğunun ifadesi. Çeşme'de 17-18 derece deniz suyu sıcaklığı. Atmosferdeki kararsızlık koşulları da buna yol açıyor. İzmir civarında bir soğuk cephe var. Önünde de yağış hattı var. Atmosferin alt ve üst katı arasındaki sıcaklık farkının büyük olması, yükselici hava hareketleri ile birlikte bu olay meydana geliyor. Deniz suyu sıcaklığındaki artış arttıkça bu olayları daha da göreceğiz" diye konuştu.

Bu tip olayların denizdeki su buharının artmasına bağlı olarak geliştiğini belirten Prof. Dr. İhsan Çiçek, "Bu sıcaklı nemli su buharının yükselmesiyle birlikte dönüş yaratıyor ve hortumlar ortaya geliyor. Bunu besleyen de kararsızlık koşulları" dedi.


Canlı yayında yöneltilen "Hortumları sahil kesimlerinde mi göreceğiz?" sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Çiçek, "Evet. Bunlar kıyı kesimlerinde özellikle Akdeniz-Ege kıyılarında daha sık görülüyor. Karadeniz'de deniz sıcaklığı düşük olduğu için daha az görülüyor. Deniz suyu sıcaklığı kriter burada. Burada bir enerji var. Enerji atmosferin alt ve üstü arasında kararsızlığı ortaya çıkıyor. Bunun muhakkak zeytinyağı gibi üste çıkması gerekiyor. Bunun gıdası su buharıdır" ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Çiçek, herkesin merak ettiği "Hortum olduğunda ne yapmalıyız?" sorusuna da yanıt verirken, "Camı penceresi olmayan bir yere geçmelisiniz. Banyoya örneğin. Oraya gidip orada beklemelisiniz. Dışarı çıkmamalısınız. Yerden kaldırdığı pek çok parça var. Kapalı bir yere geçilmeli, camı, penceresi olmayan bir yerde hacminizi küçültüp beklemeniz gerekiyor. O anda yere yatmak avantajlı. Yüksekliği kurtarmamız gerekiyor. Atmosferde dönen parçalardan etkilenmemek için..." ifadelerini kullandı.


 

Editör: TE Bilişim