Düzenli yazabilmenin bir köşe yazarı ve okurları için önemli olduğunu düşünüyorum. Bilhassa güncel konular ve siyaset yazarlarının okuyucuları “acaba şu yazar bu konuda ne düşünüyor?” ya da “bu, tam şu yazarlık konu bakalım nasıl döktürmüş?” diyerek takip ederler. Köşe yazarlığı ciddi zihinsel mesai, araştırma, birikim ve emek isteyen bir iş.
 
Ben düzenli yazamam, siyasete de pek bulaşmayı düşünmüyorum, zaten köşe yazarı da değilim. Bu yüzden ciddi köşe yazarlarından af diliyorum ama arada sırada bir “merhaba” demem de memleket için bir sorun oluşturmaz sanırım.
 
“O halde”, “merhaba”.
 
Kentimiz, memleketimiz Manisa’nın kültürel hayatına dair söyleşelim istedim. Bazıları için bu konu önemsizdir, daha önemli meseleler vardır hayatta. Örneğin; “memleket darbe atlattı, ekonomik kriz kapıda, dolar euro aldı yürüdü, otopark yok, trafik berbat, kiralar yüksek, işsizlik var vs vs” kültürün sanatın sırası mı şimdi?”
 
Sırası arkadaşlar sırası.
Son 2 yıldır ülkemiz genelinde tiyatroya olan ilgi inanılmaz boyutlara ulaştı. Salonlar dolup taşıyor, özel tiyatrolar da birbiri ardına yeni prodüksiyonlarla çıkıyorlar izleyici karşısına. Memlekette ne zaman siyasi buhran, ekonomik kriz olduysa tiyatroya olan ilgi artıyor.
 
Peki neden?
 
Tiyatro, sanat salt eğlence demek değildir. Algılarınızı açar, düşündürür, sorgulatır, dünyaya hayata bakışınızı çeşitlendirir. Belki biraz iddialı olacak ama yeme, içme, inşaa etme gibi diğer canlılarla olan ortak yeteneklerimizin dışında kalan yegane olgudur. Sanatsever insan sorgular, araştırır, sanatsever insan okur, eğitilir, empati yeteneği gelişmiştir. Lafı fazla uzatmadan demem odur ki sanat aslında dünyayı daha yaşanabilir kılar.
 
Ne kadar çok duyuyoruz “yaşanmaz artık bu memlekette” cümlesini…
 
Kedi, kuş, köpek yüzünden değil insanın insana ettiği yüzünden kuruluyor bu cümle.
 
Nedir tiyatronun klasik anlatımı; “Tiyatro insanı insana insanca anlatır”.
 
Ülkem insanı arayışta. Nerede yanlış yaptık? Neden bu durumdayız? Bu sorularının cevaplarını aramak için bilet alıp tiyatroya, baleye, konsere gidiyorlar. Kitap alıyorlar.
 
Peki Manisalı ne yapıyor?
 
Manisa’da kaç tiyatro salonu var? Kaç konser salonu var? Kaç sanat galerisi var? Kaç açık hava tiyatrosu var? Kaç nitelikli kitapçı var?
 
Cevap için pek düşünmek gerekmiyor değil mi?
 
Salon denilince rahmetli Ertuğrul Dayıoğlu zamanında yapılan Kültür Merkezi ve Lale Salonu geliyor aklımıza. Açıkhava tiyatrosu denilince de yine Dayıoğlu zamanında yapılan Niobe… Boşuna sevilmedi Dayıoğlu Manisalılar tarafından.
 
Başka?
Bir de Bülent Kar döneminde kurulan şehir tiyatrolarının kullandığı yine Kültür Merkezi’nde yer alan salon.
 
Başka?
Yok…
 
Lale Salonu maalesef ki tiyatro salonu değil. Mecburiyetten, yokluktan kullanılıyor. O da prodüksiyonsuz 2 masa 2 sandalye vodvil oyunları ancak. Bir ara tadilata alındı sevindik, tiyatro salonuna dönüşecek nihayet diye ama daha çok bol led ışıklı düğün salonuna benzer haliyle çıktı tadilattan. Zaten küçük olan sahnesi daha da küçüldü, sofitası yok, kulis girişleri yok, yük asansörü yok vs vs..
 
Niobe Açıkhava ise Allah’a emanet. Neresini yazayım ki?
 
İyi bir tiyatro temsile gelmek istediğinde Manisa’da salon yok. İyi bir gösteri grubu gelmek istediğinde Manisa’da salon yok. Popüler bir müzisyen için dahi yeterli kapasitede salon yok.
 
Manisalılar neden İzmir’e gider sorusuna bir cevap da bu sanırım.
 
Büyük büyük binalar yapıyoruz çok mu zor içerisine iyi bir salon yapmak? Büyük büyük parklar yapıyoruz neden içerisine bir açık hava tiyatrosu düşünülmez?
 
Arkadaşlarım sitem ediyor Anadolu Ateşi ile Türkiye’yi dolaştın neden Manisa’da da yapmıyorsun diye. Nerede yapalım arkadaşlar? Akhisar’da güzel bir açık hava tiyatrosu var yaptık, Bornova’da var yaptık ama Manisa maalesef… Tatbikat Sahnesi ile turne yapıyorsun Manisa neden yok? Bin türlü uğraşı ile Fuar Merkezi’nde Erdal Beşikçioğlu’nun oynadığı “Bir Delinin Hatıra Defteri”ni yaptık ama bir de bize sorun. Başka oyunları için maalesef Manisa’daki hiçbir yer uygun değil.
 
Büyükşehir Belediyemiz çok güzel bir uygulamayla sezonda her ay tiyatro oyunu satın alıp Manisa merkez ve ilçelerde temsil gerçekleştiriyor. Özellikle ilçelerde bu sayede tiyatro ile yeni tanışan hemşerilerimiz dahi oluyor. Bilet satışlarını kamu yararına çalışan dernekler yapıyor neresinden bakarsanız bakın şahane uygulama.
 
Ama!  
 
Seçilen oyunlar?
Genelde orta oyunu kıvamı, normalde izleyicinin 50-60 TL bilet bedeli ödeyerek asla gitmeyeceği oyunlar. Bu oyunların seçimini hangi kurul veya kişi hangi kriterlerde ne şekilde yapıyor? İyi oyunlar yukarıda bahsettiğim gibi insana çok şey katar ama kötü işler de insanı sanattan soğutur. Kaş yapalım derken göz çıkarmamak gerek.
 
İlk yazımı çok uzattım. Aynı konuyla devam etmeyi düşünüyorum  devam yazılarımda. Olmayan şeylerimizden çok bahsettik. Bir de elimizde olup da kaybettiklerimiz var. Bağbozumumuz, Tarzan Festivalimiz vs vs..
 
Yeni yıl herkese iyilik güzellik ve daha fazla sanat getirsin. Görüşmek üzere.