Fotoğraftaki Ayşe teyze çoğunuzun gördüğü, önünden gelip geçtiği, ama hikayesini bir çoğumuzun bilmediği çileli bir kadın...
Daha çok Ulupark'ın karşısında , Akbaank sırasındaki kaldırımda oturan, köyden getirdiği, otları satarak o yaşında kimseye muhtaç olmadan, kesik elleriyle yaşamaya tutunan bir kadın. 
Önünden her geçtiğimde bir kaç saniye durduğum, kısa bir iletişim ve duadan sonra, geçip gittiğim teyzenin hikayesini öğrenince öyle üzüldüm, öyle kahroldum ki anlatamam. 
Ayşe teyze evlendikten sonra , kocasından habersiz , kayinvalidesiyle , komşu kızının düğünü için iki parça kumaş götürmüş. Göstermelik hedıye. . Düğünden sonra kumaş geri veriliyormuş. Kocası bunu öğrenince çok kızmış, komşu kızlarının düğünü yapılırken Ayşe teyzeyi tarlaya götürüp :
"Kumaşı hangi elinle verdin ?" Diye sormuş , Ayşe teyze sağ elini göstermiş, kocası sağ elini kesmiş. 
O can acısıyla "Tek eli ne yapayım? " Diyince kocası sol elini de kesmiş. 
Ayşe teyze hastaneye kocası hapishaneye.
.24 yaşındayken, merhametsiz kocası tarafından elleri kesilen Ayşe teyze, o gün bu gündür, elleriyle değil, bilekleriyle hayata tutunan örnek bir insan ... Hikayesini öğrenince ona saygım iki kat arttı.
En ufak bir sıkıntıda "öldüm, bittim, mahvoldum...Ben ne kadar şanssızım, her şey beni buluyor !" Diye dert yananlara Ayşe teyze öyle güzel örnek ki..
Zaman zaman kendimi çaresiz hissettiğimde Ayşe teyzenin gözlerinin derinliğinde saklanan acıya rağmen, gülmeye çalışan yüzünü hatırlarım. 
Elleriyle değil, bilekleriyle hayata tutunan o talihsiz, hayatın sillesini yemiş, ama yıkılmamış kadın , adeta insanlara ders veriyor..
O haliyle Ayşe teyze , sabrın, tevekkülün , her türlü sıkıntıda , hayatla mücadelenin ibretlik sembolü sanki...
87 yıllık hayatı boyunca, ayakta durmaya çalışan bu ufak tefek ,çileli, yüzü gülmemiş güçlü kadının Allah yardımcısı olsun. . ..