Bu alanda proje yapmış ve yaptığı projeden ödül almış birisi olarak ilk yazımı tarım teknolojileri alanında yazmak istedim. Bu konu benim için sadece ilaçlama yapan dronelardan çok öte bir konumda. Geleceğin tarımında çok büyük bir yer kaplayacağına kuşkusuz bir şekilde inandığım bu konunun öneminin hala birçok kişi tarafından kavranamadığını görmek de beni bu konu hakkında kendi bildiklerimi ve okuduklarımı realist bir şekilde anlatmaya sürükledi.
    Öncelikle dünyada fosil yakıt devrinin bitmeye başladığı ve yakın gelecekte yerini tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarına bırakacağı inkar edilemez bir gerçektir. Genel kanının aksine yenilenebilir enerjiye ne kadar hızlı geçilirse, bu insanoğluna o kadar kâr sağlayacak ve insanların enerjiye ulaşımını o kadar kolaylaştıracaktır. Oxford Üniversitesi Yeni Ekonomik Düşünce Enstitüsü yürüttüğü analiz, temiz enerjiye hızlı dönüşümün yavaş dönüşümden veya hiç dönüşüm yapmamaktan daha ucuz olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda enstitü 2050 yılına kadar fosil yakıtlardan arındırılmış bir enerji sistemini gerçekçi ve mümkün bulurken bu yıla kadar temiz enerjiye geçmenin insanoğluna 12 trilyon dolar net tasarruf sağlayacağı öngörülüyor. Yenilenebilir enerjiyi üstüne basa basa anlatmamın sebebi laf salatası yapmak değil elbette, eminim ki birçok yerde bu konunun önemiyle ilgili yazılara denk gelmişsinizdir. Benim amacım, yenilenebilir enerjinin çok pahalı ve insanlığı maddi anlamda zarara sürükleyecek bir hayal olduğu kanısını ortadan kaldırmak.
    Konumuz olan tarım teknolojilerine geri dönelim. Bu alanda proje yaptığımı dile getirdim fakat projemden hiç bahsetmedim. Benim projem kendi kendine yetebilen, tamamen güneş enerjisiyle çalışan kompakt bir seraydı. Bu seranın kendi mobil uygulaması vardı ve bu uygulamadan toprağın ısısı, nemi, güneş panelinden elde edilen enerji miktarı, su pompasının basınç değeri gibi birçok veriyi elde etmek ve toprağın değerlerine anlık olarak mekan fark etmeksizin müdahale etmek mümkündü. İyi güzel de tarım teknolojileri niye bu kadar önemli?
    Tarım teknolojilerinin önemi en çok aşırı nüfus artışının sonuçlarının net bir şekilde görülmeye başlandığı zaman anlaşılacaktır. 20. Yüzyılın başlarında 1.6 milyar olan insan nüfusu 15 Kasım 2022 tarihi itibariyle 8 milyara ulaşmıştır. Nüfus artışıyla ilgili bilinmesi gereken en önemli unsur artışın aritmetik değil, geometrik oluşudur. Yani nüfus ne kadar fazlaysa, nüfus artışı da o kadar fazla olacaktır. Birleşmiş Milletlerin raporlarına göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyarı aşması ve sonucunda da yaşam sıkıntılarının çok bariz bir şekilde insan hayatına girmesi beklenmektedir. Bu durumda en büyük sıkıntı da tabiki tarım ve gıda alanında yaşanacaktır. Nasıl ilerde insanların kendi evlerinde kendi enerjilerini üreteceği düşünülüyorsa, aynı şekilde insanların kendi evlerinde tarım yapması hiç de olağanüstü bir hedef değildir. Bununla birlikte tarlaların üretim verimliliğin şuankinin kat ve kat üzerine çıkarılması gelecekte bir zorunluluk haline gelecektir. İşte bu yüzden, tarımda teknoloji kullanımının önü açılmalıdır.
    Tarım teknolojileri alanında hayata geçirilebilecek sonsuz fikir ve proje var. Kimileri üretimin verimliliğini biyoteknolojiden faydalanarak arttırmayı planlıyor, kimileri ise dikey tarıma yönelik kilometre kareye düşen üretim alanını arttırmayı hedefliyor. Bunlarla birlikte daha hiç adını duymadığımız, hayata geçirilmeyi bekleyen birçok projede elbette bulunmaktadır. Kendim her Teknofest’e ya da diğer teknoloji fuarlarına gittiğimde, birbirinden farklı projeler görüyorum. Her ne kadar şuanda tarımda teknoloji denince akla gelen tek şey dronela ilaçlama olsa da, ilerde bu anlayışın değişeceği inkar edilemez bir gerçek ve bir zorunluluktur. Eğer bu yeni gelişen sektörde dünyada söz sahibi olup, sektörün standartlarını belirleyen ülke olmak istiyorsak bu alanda çalışma yapmak isteyen gençlerin önü açılmalı ve gerekli imkanlar sunulmalıdır.
Ömer Ceyhun Öztürk

Ege'de yollar beyaza büründü Ege'de yollar beyaza büründü

    

Editör: TE Bilişim