20 Haziran 2014 tarihinde 63 yaşında hayata gözlerini yuman Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Eski Başkanı Merhum Bülent Koşmaz’ı unutmak mümkün mü?

Aslında o da bugüne kadar Manisa’da görev yapmış, sonra da ebediyete intikal etmiş bir oda başkanıydı. Ama o hiçbir zaman sıradan olmadı.

Hayatı boyunca Manisa’ya çok önemli hizmetlerde bulundu.  

Koşmaz’ın bıraktığı iz öyle kolay silinecek gibi değil. 

Halen yazılar yazdırıyor bize, özletiyor kendini.  

Koşmaz için duygusal bir mesaj yayımlayan eşi Saadet Koşmaz’ın kullandığı ifadeler çok manidar; “Evlatlarına ve bana bıraktığın şerefli geçmiş için Allah’ımıza binlerce kez şükür ediyor, seninle gurur duyuyoruz. Sen insanların; küçük, büyük demeden dertlerini dert edindin, kendinden önce başkalarını, şehrini, vatanını düşündün. Değerlerinden ve doğruluktan asla vazgeçmedin. Adaletli ve adil oldun, egolarına asla yenilmedin. Aldığın görevleri hayatın pahasına yerine getirdin. Kırgınlıklarını hep kalbinde gizledin. Nur içinde yat mekanın cennet, Peygamberimiz komşun olsun.” diye dua etmiş Saadet Ablamız.

Ne güzel bir şey sekiz yıl önce kaybettiği eşine bu duayı etmesi…

Birçok kişinin mesajlar paylaştığını gördüm. Bülent Koşmaz hayatta değil ama ona olan sevginin ne kadar samimi ne kadar çıkarsız olduğunu anlatıyor bu mesajlar.

Hangimiz bu kadar şanslı olabiliriz, kaçımız öldükten sonra bu saygıyı görebiliriz?    

Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın mesajı da duyulan saygının bir ibaresi;

Rahmet, Minnet ve Özlemle Anıyoruz…

“Bugüne kadar odamıza emek vermiş ve Hakk’ın rahmetine kavuşmuş tüm Yönetim Kurulu Başkanlarımız ve Üyelerimiz başta olmak üzere, aramızdan ayrılışının sekizinci yılında eski Yönetim Kurulu Başkanımız, değerli büyüğümüz Sayın Bülent Koşmaz Beyefendi’yi rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.”

Bülent Koşmaz’ı gerçekten çok özlüyorum. Onunla haber yapmak, ondan açıklama almak, onun birbirinden dolu, çarpıcı, akılcı ifadeleri arasından hangisini manşet yapayım diye düşünmek meğer ne değerliymiş.

Keyif veriyordu hitap ettiği kitlelere…

Samimiydi, içtendi.    

Böyle bir şahsiyetle tanışmak, onunla vakit geçirmek benim için büyük şanstı.  

Duruşu, kültür seviyesi bambaşkaydı.

Ama kırmadan dökmeden, iftira atmadan, iltimas sağlamadan oyunu kuralına göre, zekasıyla oynuyordu.  

Yenilgiyi sevmiyordu.

Belki de hayatta yenildiği tek şey ölümdü. Ona da çok direndi. Ama kader onu 63 yaşında aramızdan aldı.

Müthiş bir adamdı.

Adı şimdi çok kaliteli bir lisede yaşıyor.

O liseden inşallah yeni Bülent Koşmazlar yetişir.

Çünkü Bülent Koşmaz örnek alınmayı hakkedecek kadar güzel bir insandı.

ÖLÜMLÜ DÜNYA…

Hani derler ya 3 günlük dünya… Bu bir hakikat. Kompozisyon gibi. Giriş gelişme ve sonuç… Giriş elimizde değil, Hiçbirimiz anne babamızı, memleketimizi seçemiyoruz. Ama sonrası biraz bizim elimizde. Hepimizin şartları aynı olamıyor. Hepimiz aynı imkanlara sahip olamıyoruz. Ama dürüst olabiliriz. Samimi olabiliriz. Kul hakkına riayet edebiliriz.

Öyle dalıyoruz ki bazen, dünyanın 3 günden ibaret olduğunu unutuyoruz.

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken, hak yemeyi hak görür olduk.

Çok tehlikeli yere gidiyoruz.

Kapitalist, maddeci, paraya dayalı bir sistemin içinde kaybetmişiz kendimizi. Artık cinayetlerin, kavgaların bile tek nedeni para mevzuları. Alacak verecek meseleleri…

Bazen sakinleşmek için ölümü düşünmek lazım. Önemli olan arkanda dua eden insanlar bırakmak, beddua eden, ah eden değil…

Giriş, gelişme ve sonuç… Kompozisyon bir yerde bitiyor. Ve bittiği an statünüz ne olursa olsun ne kadar paranız olursa olsun, ölçü herkes için belli. 2 metrelik kumaş ve birazcık pamuk.

BABAM OLSAYDI…

2011 yılının Ağustos ayında kaybettim babamı. Bir bayram günüydü. Sabah kalkıp, tıraşını olup, bayram namazına gidiyor. Eve döndükten sonra kahvaltısını yapıp, uyuyor.

Babam, o an son kez uykuya daldı. Bir daha uyanmadı.

Babalar Günüydü hafta sonu. Babam hayatta olsaydı diye hayal ettim. Farkında olmadan babamla birkaç dakika zaman geçirmişim.

Çok güzeldi. 

Babası hayatta olanlar… 

Kıymetini bilin.

Çünkü baba dağdır.

Baba öldüğünde dağ yıkılır.

Ve yaşınız kaç olursa olsun baba yoksa çok şey yoktur.