İnfaz düzenlemesini değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "İnsan hakları savunucularının, yazarların, gazetecilerin, siyasetçilerin sadece konuştukları, yazdıkları, düşündükleri için cezaevinde kalmaya devam edecekleri ama gaspçının, çete reisi ve mensuplarının, dolandırıcının dışarıya rahatlıkla elini kolunu sallayarak çıktığı bir süreci yaşayacağız. Bunda vicdan, eşitlik yok" dedi. Yardım kampanyalarının engellenmesine tepki gösteren Özel, "Bırakmıyorsunuz ki insanlar böyle bir durumda milli takım ruhuyla dayanışma içine girsin. Ödünüz kopuyor kutuplaşma biterse diye. Çünkü bütün gücünüzü kutuplaşmadan alıyorsunuz" ifadelerini kullandı.

SAĞLIKTA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ YASA TEKLİFİ

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Özel, TBMM'nin bugünkü oturumunda CHP'li milletvekillerinin verdiği "Sağlıkta şiddetin önlenmesi yasa teklifi"nin görüşülmesine yönelik önerge vereceklerini ifade etti. Özel, "AK Parti devamlı bu yasayı öteliyor, erteliyor. Biz getirdiğimizde reddediyor. Sağlık Bakanı da bunun çok önemli bir madde olduğunu söylüyor. Meclis, bu kanunu mutlaka gündemine almalı ve görüşmelidir. AK Parti'ye çağrıda bulunuyoruz; bugün Sağlıkta Şiddet Yasası'nın gündeme alınması görüşülecek. Gündeme alınmaya bütün partiler onay verirse, önümüzdeki günlerde birlikte onu hangi gün çıkaracağımızı görüşebiliriz. Bu konuda birazcık samimiyet, birazcık duyarlılık" diye konuştu.

İNFAZ DÜZENLEMESİ

İnfaz düzenlemesini değerlendiren Özel, insanlık onuruna uygun olmayan bir infaz sisteminin bulunduğunu belirterek söz konusu düzenleme kapsamında birinci yargı paketinin hayata geçirildiğini, ikincisinin ise henüz görüşülmediğini anımsatarak, Yargı Reformu'nun Meclisteki bütün partilerin katılımıyla ve toplumsal bir mutabakatla hayata geçirilmesi gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyledi.

Özel, şöyle devam etti: "70 maddelik bir kanun, hafta sonu çalışma imkanı varken, daha etkin katkı, katılım alabilecekken, koronavirüs şartları da bahane edilerek, bir gece sabahlara kadar çalışmak suretiyle komisyondan, 5 küçük değişiklikle, ancak gerçek anlamda muhalefet partilerini dinleyen hiçbir katkı alınmaksızın geçirildi ve dayatıldı.

Reklam

Bugün görüşmelerine başlanacak. CHP olarak kamuoyunun önünde, açık bir elle, temas mesafesine uyarak elimizi uzatıyor ve diyoruz ki; Gelin bir kez daha hayal kırıklığı yaratmayın. Gerçek anlamda infaz adaletine de uygun olan, hem kapsayıcı hem bütün partilerin katkılarını alan, içerideki insanların mağduriyetini sona erdirecek, onların ailelerinin duygularını daha fazla zedelemeyen, vicdani, eşit ve doğru bir af kanunu çalışmasını hep beraber yapalım."

"VİCDAN VE EŞİTLİK YOK"

Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"İnsan hakları savunucularının, yazarların, gazetecilerin, siyasetçilerin sadece konuştukları, yazdıkları, düşündükleri için cezaevinde kalmaya devam edecekleri ama gaspçının, çete reisi ve mensuplarının, dolandırıcının dışarıya rahatlıkla elini kolunu sallayarak çıktığı bir süreci yaşayacağız. Bunda vicdan, eşitlik yok."

"Birisi cumhurbaşkanı sıfatıyla değil, AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla sayıyor, sövüyor. Vatandaş buna karşı tweet atıyor, paylaşım yapıyor. Hatta ve hatta, Özgür Özel, o partinin genel başkanına hak ettiği üslupta, seviyede, onun belirlediği düzey ve sertlikte cevap veriyor. Bunu paylaşıyor vatandaş, 'cumhurbaşkanına hakarete' alet oldun, paylaştın diye ceza veriyorlar 1 yıl 2 ay. Bu erteleniyor. 'Ertelenmesin' diyorlar. '1 yıl ceza aldıysa 5 ay yatsın.' diyorlar."

"Hep birlikte oturup infaz düzenlemesi yapacaktık, karşımıza geçtiniz 'cumhurbaşkanına hakaret edenleri 4, 6 ay içerde yatıralım.' Boşalan yerlere onları dolduralım, 'Rüşvetçiler, irtikapçılar çıksın, cumhurbaşkanını eleştirenler koronadan ölsün.' yaklaşımı kabul edilebilir değildir."

"Sayın Erdoğan, Soma, Ermenek affetti mi? Aladağ'da yüreği yanan babaların, burnundan bedenleri yanan kendi kızlarının kokusu hiç gitmeyen anaların yerine affetmek sizin hakkınız mı? Çorlu tren kazası, Ankara YHT kazası gibi toplumsal davalar bu işin içine sokulurken 'gazeteciler bu işin dışında kalsın' demek, husumet beslemekten başka bir şey değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine 'diktatör' diyeni hapse atmaya çalışırken, Aladağ'da kızı yanmış babaların, annelerin yerine af getirmeye çalışmaktadır."

ERDOĞAN'IN TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ AÇIKLAMASI

(Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Tekalif-i Milliye emirlerini okuması) Kurtuluş Savaşı kadar büyük bir mücadele değil. Yaratmaya çalıştığın algı buysa, bunu açık söyle, bilelim. Tamtakır kasayla yakalandık. Vatandaşın IBAN'ını toplayıp para yollayacağımıza, vatandaşa IBAN yollayan, devletin şefkatli sol elini dağıtmasını beklediğin yerde sağ elin ortaya çıkıp toplamaya başladığı bir süreçte, cephanelerin toplandığı ve vatandaşın iç çamaşırına varasıya orduya yardım yaptığı bu doğru, yerinde emirleri okuyup okuyup dönüp duruyor. 12 Nisan 1923'te bu borcun yüzde 75'inin, hemen gerisinin de ileriki yıllarda ödenmesine dair kanunu çıkaran Atatürk'ü de görmüyor. Günü geliyor Cumhuriyetin kurucu kadrolarına sövüyor, günü geliyor örnekler veriyor."

YARDIM KAMPANYASI

"Bütün korku 'Bunlar bizden daha çok toplar mı?' Biliyor, görüyor, öyle oluyor."

"Bırakmıyorsunuz ki insanlar böyle bir durumda milli takım ruhuyla dayanışma içine girsin. Ödünüz kopuyor kutuplaşma biterse diye. Çünkü bütün gücünüzü kutuplaşmadan alıyorsunuz. 'Koronanın karşısında bile birleşemeyiz.' diyor Süleyman Soylu. Birleşirsek, biliyor ki ona yer yok birleşmiş bütünleşmiş bir toplumda. O, karşı tarafın küfürbazı. Recep Tayyip Erdoğan'a o metni yazanlar, bu kararı veren şahsı, bu toplumu hep birlikte kucaklamamak suretiyle bu krizden çıkmamayı, bunun üzerinden otoriteyi, popülizmi sürdürmeye çabalıyor. Doğru değil. Oyunun farkındayız."

Editör: TE Bilişim