Tanıştığı heykeltıraş Selahattin Aydemir sayesinde yeteneğinin ortaya çıkarıldığını belirten Ressam Hidayet Gültekin, “İlkokuldan, ortaokuldan resim yeteneğim fark ediliyordu. Lise döneminde heykeltıraş Selahattin Aydemir, bizim dersimizi geldi. Kendisi Atatürk resimleri yapan çok iyi bir ressam ve heykeltıraştı. Lise döneminde benim dersime girmesi çok büyük bir artı oldu. Yeteneğimi görünce atölyeye gel çalışırsın, geliştirirsin kendini dedi. Bir süre onun atölyesine devam ettim. Vefat etti, atölyesinde çalıştım. Sivas’ta cami işlemeciliği, şelale gibi çalışmalar yaptık. Uzun yıllar hep okullarda çalıştım. Okullarda kurs verdim. Resim kursu olsun, bağlama kursu olsun. Hayatımın 40 yılında resim sanatına hiç ara vermedim. Sürekli resim hayatımın bir parçasıydı ve gelir kaynağımdı. Dışarıdan resimler alıyordum, şelaleler yapıyordum. En azından ekonomik anlamda katkısı oluyordu. Manisa’nın muhtelif yerlerinde atölyeler açtım. 20’ye yakın kişisel ve karma sergiye katıldım. Yurt dışına gittim. Orada ünlü ressamlarla tanışma imkanı oldu. Benim için sanatın en büyük etkilerinden biriydi. Sonuç itibariyle emekli olduğumda da Atabey Anaokulu’na gittim. 5 yıldır orada çalışıyorum. Orada da resim kursları veriyorum” diye konuştu. 
Öğrencilere faydalı olmak anlamında güzel çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Gültektin, “Şehzadeler Belediyesi bize Kurşunlu Han’da yer verdi. Buradan kira talep etmediler, sadece bize öğrenci yetiştirin dediler. Burası hem onlar için hem benim için çok büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Öğrencilere faydalı olmak anlamında güzel çalışmalar yaptık. Bugüne kader herhalde 100 öğrenciyle çalışma imkanım oldu. Pandemi döneminde de ailelere yardımcı olmak amacıyla 24 öğrenciye ücretsiz resim kursu verdik. Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi’nin aynı zamanda resim hocalığını yapıyorum. Oradan da öğrenciler geliyor. Hayat devam ediyor. Resim sanatı da, spor da, etkinliklerde hayata atılan bir kancadır, hayatın bir başka boyutudur. Bunlar terapi oluyor. Çevremdeki insanlara her zaman söylerim 24 saat öğretmen olmayın, 24 saat polis olmayın, 24 saat asker olmayın. Çalıştığınız saatler için tamam ama onun dışında halkın içerisinden halkın bir parçasısınız. O boyuta geçmek gerekiyor çünkü o en büyük terapidir” dedi. 
Resim sanatında farklı kulvarların olduğundan bahseden Gültekin, “Temel resimden sonra resmin 10 tane bir kulvarı var. Ona bahsediyorum. Bu 10 kulvar nedir onları gösteriyorum. Portre, manzara birer kulvardır, ayrı çalışmak gerekiyor. Oryantalizm dediğimiz üst çalışma oraya geçmek gerekiyor.  Resimde birçok boyutlar var.  Bunları aşama aşama geçmek gerekiyor. Resim 1-2 tablo değil, farklı kulvarlar var. Size özgüven sağlıyor” ifadelerini kullandı. 
Son zamanlarda sosyal içerikli konulara değinmeye başladığını açıklayan Gültekin, “Her çizdiğimiz tablonun bir anlamı vardır. Çocuklarımızın dünyayı görmesi anlamında fedakarlık yapıyoruz. Herkes resim çalışıyor ama bizim burada süryalist dediğimiz bir takım konuları görsellik yaparak farklı boyutlara taşıyoruz, tabloya aktarıyoruz. Doğayla bütünleştiriyoruz.” dedi. 
Rasim kursuna katılan Pamukkale Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 1. Sınıf öğrencisi Fatma Nur Akyüz, “Küçüklüğümden beri resme oldukça fazla ilgim vardı. Babamda resimle ilgileniyordu. Hatta benim küçükken resimleri o yapardı. Ben de ondan göre göre bu alana yoğunlaşmak istedim. Şuanda da Hidayet hocamı buldum. Pandemi nedeniyle üniversiteyi uzaktan eğitimle okuyorum. Bu süreçte boş zamanlarım çok oluyordu. Bu hanın içerisinde atölyesini gördüm. Kursa başlamak istedim. O da beni kabul etti. 3 ay kadar bir karakalem kursu aldım. Şimdi yeni yeni tablo yapmaya başladım. 3. tablomdayım. Elimi yatkınlığa alıştırmak hem üniversiteye hem de bu alana devam etmek istiyorum. Yaptığım tabloları satmayı çok isterim” dedi. 
Çocuğunun vasıtasıyla Hidayet hoca ile tanıştığını ifade eden Hatice Çinetaş,  “Oğlumun biraz parmak gelişiminde sorun vardı. Yazı yazmakta zorluk çekiyordu. Bir abimiz burayı önerdi eşime. Hidayet hocamızla tanıştık. Oğluma çok ilgi gösterdi. Ve parmak kasları gelişti. Yazı yazmasında bir düzelme oldu. Bende oğlumla geliyordum. Sonra başladım. Ve yeteneğimin olduğunu gördük. Ve çokta sevindim tabi ki. Bunları geliştirmek istedim. Eylül ayından beri kursa devam ediyorum. İlk olarak karakalemi öğrendik. Eşimde çok yardımcı oluyor. Kurşunlu Han özellikle ev hanımları için, çocukları olanlar için çok güzel bir yer. Çocuklar gelip buradaki alanda oynayabiliyorlar. Destek olan herkese teşekkür ediyorum” dedi.  
Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi 11. Sınıf öğrencisi Meryem Dönmez, küçüklüğünden itibaren resme ilginin olduğunu, bırakmak zorunda kaldığını ancak aklının bir köşesinde hep olduğunu açıkladı. Dönmez, “Babama bahsediyordum. Babamda burayı buldu. Bütün derslerimizi alıyoruz. Resim kursu sayesinde öncelikle sosyalleştim. Yeni arkadaşlar edindim. Hayata farklı bakmaya başladım. Güzel resim yaptığımı sanıyordum ama öyle olmadığını gördüm” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim