Manisa Büyükşehir Belediye Meclis Toplantıları zaman zaman tartışmalara sahne olur, bilirsiniz. Biraz geçmişe gidersek, büyükşehir olmadan önce de meclisler hep tartışmalı geçerdi.
Çünkü meclis, siyasi partilerin temsilcilerinden oluşuyor. Maddeler üzerinde tartışılması gayet doğal. Hatta zaman zaman bu tartışmaların kavgaya kadar varmasını dahi ben normal karşılıyorum. Tansiyon yükselebiliyor bazen.
Ancak dün izlediğim meclis toplantısı diğerlerinden çok farklı. O kadar tezatlarla doluydu ki… 
Meclis toplantısını gerek Manisahaberleri.com gerekse diğer sosyal medya kanallarından bulup izleyebilirsiniz. 
İnanın film izler gibi izleyeceksiniz. 
Bu öyle bir film ki, herkes rolünün hakkını verdi diyebilirim. 
Tartışmalardan biri Fırat Çakıroğlu isminin Turgutlu'da bir caddeye verilmek istenmesi ile başlıyor. Söz konusu önerge Turgutlu Belediye Meclisinde reddedilmiş. 
Büyükşehir Meclisinde konu tartışmaya açılınca gariplikler başlıyor. 
Başkan Cengiz Ergün neden bu ismin reddedildiğini anlamakta güçlük çektiğini söylüyor ve ekliyor; Aslında Fırat Çakıroğlu'nun ailesi ve özellikle annesi çok iyi bir CHP'liydi. Gidin şimdi bu kararı ona anlatın."
CHP'liler ise buna tepki gösteriyor. Benzer bir durumum Alaşehir'de Türkan Saylan'ın isminin bir caddeye verilmek istenmesi nedeniyle aynı anlayışın gösterilmediğini söylüyor. Mesele 'Şehit' kavramı üzerinden tartışılınca ortam geriliyor. 
Fırat Çakıroğlu üzerinde yapılan bu tartışma bence çok manidar. 
Tabii bu başlangıç. Asıl mesele içkili bölge belirlenmesi amacıyla gündeme sunulan maddede… Aslında Cengiz Ergün bu konuda polemik yaşanmasını istemedi.  Maddeyi hemen oylamaya sundu. Hatta görüş belirten yoksa oylarınıza sunuyorum dediği an CHP'li Bülent Mersinli söz istedi. Ve yaklaşık 20 dakika süren ve çok ilginç ifadelere sahne olan tartışma süreci de böylece başlamış oldu. 
Size olduğu gibi aktarmaya çalışayım. 
CHP'li Bülent Mersinli, "İki kelam edelim" diye söze başlayınca Cengiz Ergin araya girdi; "Kelam kahvehanede yapılır, burada fikir bildirilir." 
Bülent Mersinli biraz sinirlense de CHP grubunun görüşlerini paylaşmaya başladı. 
Mersinli; "Kendilerini milliyetçi muhafazakar addeden insanlar şimdi içki ruhsatı vermeye çalışıyor. Nereye verilmek isteniyor tarif edeyim. 100 metre yakınında adliye var, emniyet var, diyanet var, üniversite var. Hem milliyetçi hem muhafazakarız diyorsunuz ama bu mecliste neredeyse her 3 ayda bir içkili yer ruhsatı veriyorsunuz. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu maddeye ret oyu veriyoruz." 
İyi Parti sözcüsü ise maddeyi kabul ettiklerini söylüyor. Ancak İyi Parti içinde bir kişinin ret oy vereceği hatırlatılıyor. 
Büyük Birlik Partisi'nin temsilcisi de ret oy vereceğini söylüyor. 
Bu arada Cengiz Ergün CHP'nin, Büyük Birlik Partisi'nin ve İyi Parti'den bir kişinin ret vereceğini vurguluyor. 
AK Parti'den yükselen bir ses bir an evvel oylamanın yapılmasını istiyor. Cengiz Ergün ise "Bir dakika. Daha Mehmet Bey konuşacak" diyerek sözü yılların tecrübesi Mehmet Güzgülü'ye bırakıyor. 
Mehmet Güzgülü ise yapılan işlemin ruhsat verme işlemi olmadığını, yapılacak oylamayla içkili yer bölgesi belirleyeceklerini, ruhsatı ise emniyetin vereceğini söylüyor. 
Müthiş bir tecrübe... Mehmet Güzgülü konunun hassasiyetinin farkında ve ustalıkla topu kaleden uzaklaştırıyor. 
Hatta söz konusu maddenin tekrar komisyonda görüşülebileceğini de ekliyor. 
Bunun üzerine Cengiz Ergün: "Herkes hesap peşinde, siyaset peşinde. Bu Manisa'nın gelişimi noktasında demek ki farklı düşünceler var. Saygı duyuyoruz. Ama her ne hikmetse ret verenler de her gün gidip OSB'nin içinde yemesini içmesini biliyor." diyor... Allah Allah diyerek gülümsüyor ve devam ediyor Ergün; "Kimse üstüne alınmasın, ben genel konuşuyorum." 
Bu kez sözü MHP'li Mehmet Palabıyık alıyor. 
Palabıyık aslında benim pek beklemediğim bir konuşma yapıyor. Diyor ki; "Şimdi yaşadığımız bu toplumda içmeyenler kadar içenler de var. Bu toplum bir tek içmeyenlerden oluşmuyor. En çok vergiyi içenler veriyor. Alkoldeki vergi oranı en yüksek. Ben de içen birisi olarak ayrıştırılmış biri olmak istemiyorum. Birlikte yaşıyorsak ve ben nasıl cami açılışına saygı gösteriyorsam meyhane açılırken de onlar saygı göstermeli. Ya da bir içkili yer bölgesi açılırken de aynı saygıyı görmek istiyorum. Manisa'da 50-60 bin öğrenci var, bir tanesi Manisa'da kalmıyor. Manisa'da siz bunları hizmet edeceksiniz ki Manisa'da parasını bıraksın, Manisa'da eğlensin. Bu kafayla biz aynı harmanı döveriz."
Genel Sekreter Aytaç Yalçınkaya ise konuya teknik açıdan açıklık getirmeye çalıştı. 
CHP'li Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu ise burada içkili yer ruhsatı verilecek olan AVM'nin hemen yanında müftülüğün olmasının kendilerini rahatsız ettiğini söyledi. Karşı çıkmalarının nedeninin bu olduğunu ifade etti. 
Ve Aytaç Yalçınkaya tekrar söz alıp AVM ile çevredeki resmi binalar arasında mesafe tespiti yapıldığını ve kanunen bir sakınca olmadığını söylüyor. 
Daha sonra oylamaya geçildi. Hani meclis toplantısı film gibi dedik ya finali de tam bir film finali gibiydi. Çünkü oylar 25'e 25 eşit çıktı. 
Heyecana bakın. Filmin nasıl biteceğini o an hiç kimse kestiremiyor. 
AVM içkili bölge olarak belirlenecek mi belirlenmeyecek mi?  
Bir tek fon müziği eksikti o an. 
MHP ve İyi Parti, firelere rağmen maddeye onay verirken CHP’nin tamamı ve AK Parti grubunun büyük bölümü ret oyu kullandı. Ak Parti’de, hatta MHP sıralarında bazı isimlerin çekimser kaldığını gözlemledim. 
Oylar sayılamadığı için Cengiz Ergin tekrar kabul edenler ve reddedenler diye oylamaya sundu. Oylar yine eşit çıktı. 
Ve Cengiz Ergün aslında meclisteki tartışmayı çok güzel özetleyen o ifadeyi kullandı: 
Şaka gibi…
Ergün, “Başkanın oyu iki oy sayılır diyerek” 26'ya 25 maddenin onaylandığını duyurdu. 
Başkan Ergün, çok hassas bir maddeyi her zamanki ustalığıyla meclisin onayından geçirdi.  
Ve film, AVM açısından şimdilik mutlu sonla noktalanmış oldu. 
Top emniyette artık. Emniyet yetkililerinin Allah yardımcısı olsun. Ne yapsalar sıkıntı.  
Buraya kadar olanları aktardım.
Ama şunu söylemeden geçemem. Tüm meclis üyelerini tebrik ediyorum. Çok zevkli, izlenmeye değer bir meclis toplantısı izledik. Bazen bir gerilim filmi tadında, bazen komediye dönen, bazen ise hem güldüren hem düşündüren sahneler vardı. 
Ama her filmin olduğu gibi bu filimin de eleştirilecek yanları var. 
CHP grubunun içkili yer bölgesi belirlenirken ret oyu vermesi ve yakındaki müftülük binasını veya tesisini gerekçe göstererek ruhsatın sakıncalı olduğunu savunması çok alışılagelmiş bir durum değil. Bu hassasiyet samimiyse tamam. Ama sırf siyaset yapmak içinse yazık…
Ak Partili bazı meclis üyelerinin çekimser kalarak oyların eşit çıkmasını sağlaması, hatta içkili yer bölgesi maddesinin onaylanmasına dolaylı katkı sunması da çok alışılagelmiş bir durum değil. Normal şartlarda Ak Parti grubunun firesiz hayır oyu kullanması beklenirdi. Ama öyle olmadı. Bu Ak Parti içinde mutlaka tartışılacak ve iler ki zamanlarda önüne çıkacaktır.   
MHP grubunun şehrin yeterince gelişmemesini bu maddeye bağlama çabaları da pek tutarlı değil. Her AVM’de içkili mekanlar olması şart değil. Olması da sakıncalı bir durum değil. Ancak Manisa’da öğrenciler kalmıyorsa, Manisa’da eğlenmiyorlarsa bunun tek bir nedeni var. İzmir’den geliyorlar ve akşam evlerine dönüyorlar. Manisa’nın bu bakımdan İzmir’le kıyaslanması zaten zorlama bir kıyas solur.  
Ve tüm meclis üyelerinin el kaldırıp indirirken yaşadıkları tereddüt, sanki bir yanlışa zorlanmışlar gibi tavır içinde olmaları da dikkatlerden kaçmadı. İrade sanki onlarda değildi. 
Bu bakımdan grup kararları bazen ferdi rahatsızlıkları da ortaya çıkarıyor. Görüntüleri dikkatle izlemenizi tavsiye ederim. 
Sonuç itibarıyla sadece meclisteki tezatlara dikkatinizi çekmek istedim. Eğer her parti kendi doğrularıyla hareket etmiş olsaydı, dün akşamki senaryo çok farklı gelişirdi. Sonuç da farklı olurdu. 
Film gibiydi dememin de nedeni bu.