Türk edebiyatında dergilerin çok önemli bir yeri vardır. Başta şiir alanında olmak üzere edebiyatın her alanında verilen ürünler, ilk olarak dergilerde yayınlanır ve ondan sonra şairler ve yazarlar eserlerini kitaplaştırırdı. Elbette günümüzde de ede

 

Türk edebiyatında dergilerin çok önemli bir yeri vardır. Başta şiir alanında olmak üzere edebiyatın her alanında verilen ürünler, ilk olarak dergilerde yayınlanır ve ondan sonra şairler ve yazarlar eserlerini kitaplaştırırdı. Elbette günümüzde de edebiyat dergileri var, kitlesel olanları da dar bir çevreye yönelik yayınlananları da var ve hepsi eminim birbirinden değerlidir. Çoğunu okuduğum ve takip ettiğim söylenemez. Okur ve yayın sayısı bundan elli altmış yıl öncesine göre kıyaslanamayacak kadar artsa da yarattıkları etki ne yazık ki 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısında çıkan dergiler kadar olamıyor. Üstelik o dergiler günümüzdeki gibi kırkar ellişer sayfa da çıkmıyordu, 4 sayfa, 8 sayfalık şiir dergilerinde yayınlanan şiirler edebiyat tutkunlarının ellerinden düşmüyordu. Günümüzde de o dergilerin zamana direnmiş her sayısı birer mücevher değerindedir.

Orhan Veli’nin çıkardığı “Yaprak” dergisi, Sezai Karakoç’un “Diriliş”i, Necip Fazıl’ın “Büyük Doğu” dergisi, Orhan Seyfi Orhon’un “Çınaraltı”, Behçet Kemal Çağlar’ın “Şadırvan” dergileri, Edip Cansever’in 8 sayı çıkabilen “Nokta”, Cemal Süreya’nın daha uzun ömürlü olmayı başaran “Papirüs” dergileri… Daha birçoğunu sayabiliriz. Kimi 8-10 sayı çıkabilmiş, kimi yüzlerce sayı… Tabi “Varlık” dergisi gibi günümüze değin varlığını sürdürenleri de unutmayalım.

Daha çok şiir üzerine olan dergilere örnek verdim ama genel itibariyle tüm edebiyat dergileri özellikle 1930 ve 1940’lı yıllardan itibaren çok önemli eserler yayınlamış, cumhuriyet döneminin siyasal gelişmeleriyle de paralel ilerleyen akımlar ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bugün “Bütün Şiirleri” başlığıyla elimize aldığımız usta bir şairin kitabının içindekiler bölümüne baktığımızda çoğu şiirin önce dergilerde yayınlandığını görüyoruz.

Öyle bir dergi var ki sadece tek bir sayı yayınlanarak edebiyat tarihine geçmiştir.

1948’in 15 Mayıs’ında yayınlanan derginin adı “Meydan”…

Dergi sadece 4 sayfa…

Derginin adının altındaki şeritte şöyle yazıyor:

“Şimdilik ayda bir çıkar. Şiir Dergisi. Sahibi ve Yazı İşlerini fiilen idare eden Yazı İşleri Müdürü Mehmed Kemal. Gönderilen Şiirler.”

Fiyatının 15 kuruş olduğu belirtilen dergi ikinci sayıyı göremiyor. Dergiyi neden “edebiyat tarihine geçen” diye tanımlamamın sebebine girmeden önce derginin sahibine biraz odaklanalım.

Mehmed Kemal Türk edebiyatında az bilinen bir şair. Aynı zamanda roman ve öyküleri de var. Asıl mesleği ise gazetecilik. 1920-1998 yılları arasında yaşamış,1940 kuşağının toplumcu şairleri arasında yer almış bir edebiyatçı. Kendisinin “acılı kuşak” diye tanımladığı 1940’lı yıllarda pek çok dergide yazı ve şiirleri yayınlanıyor. Kimi eleştirmenler onu önemli bir toplumcu şair olarak görürken, “gençler nasıl şiir yazılmayacağını öğrenmek için onu okumalı” diye yazanlara da rastladım. “Öğle rakıları” isimli şiiri epey ses getirmiş ama daha kısa bir şiirine yer verelim:

SEVİ

Çiçek değil bu sevi

Nasıl sunayım

Gözümün bakışından

Suların akışından

Kumrunun sekişinden

Anlamalısın

Gelelim Meydan dergisine. Sadece bir sayı çıkabilen ve 4 sayfadan ibaret olan dergide şiirleri yayınlanan şairlere bakar mısınız?

Orhan VeliAhmed ArifCahit Sıtkı TarancıMelih Cevdet Anday

Dönem Orhan Veli’nin başını çektiği “Garip” akımının kökleştiği, herkesin Orhan Veli gibi, Melih Cevdet gibi, Oktay Rıfat gibi şiirler yazmaya çalıştığı dönem. Bir yanda daha sonra Birinci Yeni diye adlandırılacak Garip akımı ve onun takipçileri, diğer yanda kendilerine toplumcu gerçekçi denilen Nazım Hikmet çizgisinde kendini gösteren şiir tarzı… Bir de hem Orhan Veli’nin getirdiği serbest şiire karşı olup diğer yandan siyasal sebeplerle Nazım çizgisinin de zıt kutbunda olan sanat anlayışları…

Dergiyi, şairlerin isimleri dışında ilginç kılan noktalara gelelim… Ahmed Arif o sırada 21 yaşındadır ve henüz tanınan bir şair değildir. O güne değin birkaç şiiri yayınlanmış, genç bir şairdir. Kendine Nazım Hikmet’i örnek almakta, Orhan Veli şiirinden hoşlanmamaktadır. Ama gel gör ki, gönderdiği şiiri Orhan Veli’nin şiiriyle aynı dergide yayınlanmıştır.

Dergide Orhan Veli’nin “Yalnızlık Şiiri” isimli şiiri yayınlanır:

“Bilmezler yalnız yaşamıyanlar,

Nasıl korku verir sessizlik insana;

İnsan nasıl konuşur kendisiyle;

Nasıl koşar aynalara,

Bir cana hasret,

Bilmezler.”

Şair bu şiirini daha sonra 1949’da yayınladığı Karşı kitabına da almıştır.

Ahmed Arif’in şiiri ise sadece bu dergide yayınlanmış, “Hasretinden Prangalar Eskittim” kitabına şair tarafından alınmamıştır. Şiirin adı “Akşamüstü”dür. Bir kısmını alalım;

“Temsil bir akşamüstüdür şarabi

Bahçeler ve bağlar üzre hükümran

Tam dünyayı dolaşmak saatindesin

Ay ışığı su içer birazdan”

Cahit Sıtkı Tarancı’nın da “Kim Kime Dum Duma Dünyası” isimli şiiri, yayınlanır. Ayrıca dergiyi çıkaran Mehmed Kemal’in “Yeni Değirmen” isimli şiiri dergide yayınlanır.

Dergide Nazım çizgisindeki Ahmed Arif’in, kitabında olmayan bir şiirinin yayınlanması, farklı sanat anlayışlarına sahip şairlerin yer almasının yanında çok önemli bir özellik daha vardır dergide.

Melih Cevdet Anday, ilk kez burada yayınladığı “Tohum” isimli şiiriyle, Garip akımından kopuşunu ilan etmiştir. Tohum şiiri hem biçim hem içerik olarak Garip şiirinden tamamen farklıdır ve şair de daha sonra Garip’ten bu şiirle koptuğunu belirtmiştir. İlk iki kıtası bile bize Garip şiirinden farkını göstermekte:

“Dörtnala haberci ilkyazdan

Aşağıdan inceden beyazdan

Dumanı tüten sıcak tohum

Dolan kara toprağı dolan

Ulaş yeryüzüne ak tohum

 

Hey gücüne kurban olduğum

Dağ taş dinlemezim hey aman

Göster o gül yüzünü göster

Önce yeşil yeşil bak tohum

Sonra sarı sarı gülüver”

Görüldüğü gibi Meydan dergisi aslında çıkan o tek sayısıyla bir dönüm noktasına, Türk şiirinde bir yol ayrımına ev sahipliği yapmaktadır. Aynı dergide hem Garip akımını temsil eden bir şiir, hem de bu akımın kurucularından birinin ayrılış şiiri yer almaktadır. Orhan Veli de bu şiiri ilk kez bu dergide okumuştur. Çünkü Melih Cevdet şiiri yayınlanana kadar arkadaşlarına bile okumamıştır. Şiiri 1952’de yayınladığı “Telgrafhane” isimli kitabına almıştır.

Mehmed Kemal kitlesel bir şair olmayı belki başaramamış ama bence tek sayı çıkardığı bu dergiyle edebiyat tarihine geçmiştir.

 

 

Notlar. 1. Yazıyı yazarken büyük ölçüde Haluk Oral’ın Şiir Hikâyeleri kitabından faydalandım. Hem Meydan dergisi hem de Tohum şiirinin hikâyesiyle ilgili daha çok bilgiyi meraklıları bu kitaptan bulabilir. Haluk Oral. Şiir Hikâyeleri. Sayfa 51-57. T. İş B. Kültür Y.

2. Orhan Veli. Bütün Şiirleri. Yalnızlık Şiiri. Sayfa 108. Adam Y.