Manisa'da koronavirüs vakaları normalleşme süreci ile birlikte artmaya başladı. Şu ana kadar 1600'ü aşkın vakanın görüldüğü Manisa'da 800'den fazla kişi koronavirüsü yendi. 
Biraz detaylara bakalım…
Manisa'da toplam koronavirüs vaka sayısı 1600'ü geçti. İşin sevindiren tarafı, bu vakaların 800'den fazlası iyileşti. Alınan onca önleme rağmen normalleşme süreci ile birlikte vaka sayısında sınırlı sayıda da olsa artış yaşanması irdelemeye değer. 
“Bu normalleşme normal değil sanırım” ifadesini açarak altını şöyle dolduralım. 
Pandemi sürecinde en çok vakanın olduğu ilçe olan Akhisar, 400'ü aşkın vaka sayısıyla ilk sırada yer alıyor. Akhisar'ı, Soma, Yunusemre ve Şehzadeler ilçeleri takip ediyor. Manisa'da 1 vakayla en risksiz durumdaki ilçe ise Kula. Gördes ve Ahmetli ilçeleri de vaka sayısının az olduğu ilçeler arasında yer alıyor.
Peki bütün bunlar ne anlama geliyor? 
Manisa 1.5 milyonu aşkın bir nüfusa sahip. Nüfusa oranlarsak, 1600-1700 vaka sayısı çok değil. Ama bu salgın öyle tehlikeli ki, 1 kişinin 10 kişiye bulaştırdığı gerçeğinden yola çıkarsak, hiçbir rakam küçümsenemez. 
Hatta 1600 çok tehlikeli bir rakam…
HALA EL UZATANLAR VAR 
Garip bir durum. Evet normalleşme süreciyle birlikte hepimiz kendimizi sokağa attık. İşimize koştuk. Bazı şeyleri anlamak mümkün. Ancak sosyal mesafe ve maske takmak şartını unuttuk. Son bir haftadır kendi çevremi ve karşılaştığım insanları gözlemledim. İlk karşılaşmada el sıkışmak isteyenler var hala… 
Nazikçe bu istekleri geri çevirdim hatta bazılarından özür diledim. 
Koronanın bir şeyi tam anlamıyla başaramadığını gördüm. Ne yaparsa yapsın hala öldürdüğüne inandıramadığı insanlar var. Bu çok endişe verici. 
Şuana kadar devlet yapabileceği bir çok şeyi yaptı. Eksiğiyle fazlasıyla… Artık top vatandaşta biraz. Ki bu rakamlarla da sabit… 
Düşünün Brezilya kadar başı boş, İtalya kadar hazırlıksız, İngiltere kadar vurdumduymaz ve ABD kadar karmaşık olduğumuzu. 
Her eyaletten bir ses çıkıyor.    
Koronavirüs tedavisine binlerce dolar isteniyor. Yoksa yandınız. 
Ülkemizde öyle mi?
Türkiye bu konuda birçok gelişmiş ülkenin önüne geçti hatta örnek gösteriliyor.  
Bu duruma nasıl gelindi? 
Sadece şehir hastaneleri mi… 
Biz 1999 yılında Manisa’ya Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen bir adet evet bir adet ambulansın teslim töreninin haberini yapmıştık.
Bugün Manisa’daki ambulans sayısını bilmiyorum. 
SSK binasına yapılan asansörün açılış haberini yapmıştık. O günün şartlarında bu çok büyük bir hizmet sayıldığı için asansörün açılışı resmi törenle gerçekleştirilmişti. 
Bugün Manisa’nın çok güzel bir SSK binası var.      
Bugün yapılanların anlamını geçmişi bilmeden anlamak zordu. Ama artık başka bir kıyas var. Dünya…  
Gelin şöyle bir dünyaya göz atıp ülkemizle gurur duymayı deneyelim. 
ABD 117 345bin
İngiltere 41 bin 736 
İspanya 27 bin 736 
İtalya 34 bin 345
Fransa 29 bin 407 
Almanya 8 bin 875
Belçika 9 bin 661
Brezilya 43 bin 396 
Rusya 7 bin 91
İran 8 bin 837
Meksika 17 bin 141
Hindistan 9 bin 520
Kanada 8 bin 174
Ve pandeminin ilk meydana çıktığı Çin'de 4 bin 634 kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. 
Türkiye'de şuana kadar yaşamını yitiren kişi sayısı maalesef 4 bin 825. Hiç şüphesiz bir kişi dahi ölse bu kabullenmesi veya normal karşılanması zor bir durumdur. 
Ancak bu bir salgınsa, en az kayıpla süreci atlatmak başarı sayılıyor. 
Dünya son 6-7 aydır bu korkunç saldırıyla mücadele ediyor. Yayılma hızı bakımından belki de tarihin en korkunç salgını. 
Birçok ülke ya salgına hazırlıksız yakalandı ya da salgının boyutlarını ciddiye almadığı için ağır faturalar ödüyor. 
Özellikle eyalet sistemi ile yönetilen ülkelerde çok başlılık, belki de ileride bu sistemi de tartışma konusu haline getirecek.
Örneğin Amerika'da genel idare sokağa çıkma yasağını ve kısıtlamaları doğru bulmuyor. Ancak salgının merkezi konumundaki New York başta olmak üzere birçok eyalet Beyaz Sara'yla uyuşamadığı için sağlık sistemi açısından çökmüş durumda. ABD'de ölen kişi sayısı daha şimdiden 118 bine bini yaklaştı.  
Benzer bir durum Brezilya'da da yaşanıyor. 
İtalya ve İspanya'daki korkunç tablo konuşulurken İngiltere geriden gelerek hepsini geçti. Birleşik Krallık, 42 bine yaklaşan ölü sayısı ile felakete sürükleniyor. Avrupa'nın dört önemli ülkesi İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya'daki toplam ölü sayısı 130 bini geçti. 
6 ay önce sadece dört ülkede 130 bin insan ölecek denseydi kim inanırdı?  
Belçika gibi toplam vaka sayısının 50 bin olduğu bir ülkede 9 binden fazla ölü sayısına ulaşıldı.    
Eskiden söze hep gelişmiş ülkelerde şöyle böyle derdik ya, şimdi onlar “Türkiye’de…” diye başlayıp örnek gösteriyorlar.  
Rakamlar ortada… 
Ülkemiz bu salgınla mücadelede başarılı bir süreç geçiriyor. 
Bu süreci şuana kadar başarıyla yöneten Cumhurbaşkanımız, bakanlar, valiler ve belediye başkanları ile sivil toplum kuruluşları, toplum çeşitli kesimlerinin, iş adamlarının, iktidarıyla, muhalefetiyle herkesin katkısı var. 
Biz bu başarının neden kavgasını yapalım, gurur duymak varken…    
Ama bir şeye dikkat etmemiz şart. 
En az kayıpla bu süreci atlatmaya çalışırken her şeyi devletten beklemek bizi felakete sürükler. Bu çok ciddi bir tehlike.   
Bu akşam açıklanan vakalara bakılırsa, normalleşme sürecini yanlış algılıyoruz. Vaka sayısı 700’lere gerilemişken son birkaç gündür maalesef yine günlük vaka sayımız 1500’ün üzerine çıktı.   
Demek ki aramızda bu işi ciddiye almayanlar olası bir yeni sokağa çıkma sürecini başlatmaya çok hevesli. Sonra en çok onlar isyan edecek ama devlet ne yapsın?  
Bu tarafta ekonomi, diğer tarafta halkın sağlığı... 
Bir tarafta sorumlu bilinçli insanlar, diğer tarafta korana yokmuş gibi davranan bir kesim…
İşimiz zor…