Ekip ruhu dendiğinde aklıma ilk gelen çoğunuzun da izlediğini düşündüğüm şu meşhur kazların uçuş hikayesini anlatan belgesel filmi geliyor. İlk izlediğimde bu kuşlara nasıl ,ne düşünerek kaz kafalı tabirini yakıştırıyorlar anlamak mümkün değil demiştim ve çoğunuz da demiştir. Keşke herkes aslını bilse demiştim.KAZ kafalı değil KAS kafalı olduğunu, bu lafı her duyduğumda da söyler ,hatırlar ve düzeltirim. Eğer bu videoyu izlemeyeniniz varsa bir an önce izlemesini tavsiye ederim .

“ Ekip ruhu nasıl olur ?” En iyi şekilde anlamak için ilk önce kazları tanımalıyız diye düşünüyorum. Kazların “V” şeklinde uçması sonucu arkadan gelen kazlara %70 oranında menzil yarattığını, gruptan ayrılanın daha zor uçtuğunu bildikleri için beraber uçtuklarını, en başta uçanın hava akımından yararlanamadığı için daha çok yorulduğunu ve en baştaki yorulduğunda en arkaya geçip dinlendiğini ondan sonra gelen kazın en öne geçtiğini,, uçuş hızları yavaşladığında arkadaki kazların ses çıkararak öndekilerini uyarıp tekrar hızlanmalarını sağladığını, içlerinden bir kazın uçamayacak hale geldiğinde yani vurulup ya da yaralandığında onunla beraber sürüden iki kazın daha ayrıldığını ve o iyileşip uçmaya başlayana kadar yanında beklediğini , bu durum nihayetine ulaştığında tekrar başka bir kaz sürüsü gördüklerinde yabancı bile olsa onların aralarına hemen katılabilip kabul edildiklerini izlediğimde ekip ruhu işte böyle olmalı diye düşünmeyenimiz olmaz . Gerçekten KAZ kafalı değil KAS kafalı olmalı diye düşünür ve ben gibi her defasında hatırlatır. Kazların bu uçuş hikayesini her toplum, her aile ve her kurum kendine uyarlamalı. Yine işim gereği eğitimden örnek verecek olursam her kurumun bir kültürü olması gerektiğine inanırım hep . Ama bu kültürü sadece kurumun en üstteki yöneticisi , genele yayamaz .Bu kültür tüm yöneticiler, ,öğretmenler , kurumda çalışan tüm personeller, veliler ve öğrencilerin hep birlikte işbirliği yaparak ortaya çıkarabileceği bir olgudur. Elbette bu zaman alacaktır ama sonucu büyük haz verecektir herkese.Yapılacak bir çalışma olduğunda herkes elini taşın altına bir nebze olsun koyarsa, aidiyet duygusu ve sorumluluk bilinci olursa kurum kültürünün oluşmaması için hiçbir sebep yoktur diye düşünüyorum.

kurumun hedefi olduğunu ,bu hedefler doğrultusunda ekipler oluşturulduğunu ,bu ekipte yer alanların zorluklarla bir düzen içinde birlikte mücadele ettiğini, bazen ekipten ayrılıp kurallara uymayanların zorluklar çektiğini, yeri geldiğinde kurum liderinin, yöneticiler ve öğretmenleri görev dağılımıyla dinlendirebileceğini , ekip güzel çalışmalar yaptığında tüm çalışanlar tarafından alkışlanarak motivasyonunun artırılması gerektiğini ya da olumlu fikir, öneri ve ,eleştirilerle destek olunması gerektiğini, yine ekipten birinin zor gününde ya da güzel bir anında tüm ekibin onu yalnız bırakmaması gerektiğini, ekibe yeni katılanlara zorluk yerine kolaylık göstererek ekibin büyütülmesi gerektiğini söyleyebiliriz .Tüm bunları uygulayan ekibin başarısız olma ihtimali yoktur zaten.Bunların hep birlikte uygulanarak idrak edilmesi gerektiğini tüm ekip tek tek kavramalıyız. İşte bu çalışma şekli ve azmi ile devam ettiğimizde hiçbir zorluk, hiçbir hastalık ,hiçbir dış mihrak bu ekibi dağıtamaz ve yıkamaz . Rastlanılan zorluklar ekibin daha çok kenetlenmesine yardımcı olur.

Sizlere bir örnekle başladığım bu yazımda hayranı olduğum Formula 1 yarışlarını hatırlatmadan geçemeyeceğim.Hepiniz ilgiyle seyretmişizdir . Schumacher’i tanımayanınız yoktur belki de.Ancak Pit ekibini tanımazsınız. Çünkü hep onları görürüz, hep şampiyonlar gösterilir ekranlarda.Halbuki yarışma anında hani o kısa bir an o müthiş aracın hızlıca yanaşıp saniyelerle yarışıp lastiklerinin değiştiği ve bakımının yapıldığı o sahneye bayılırım bir de .Orada çalışanların planlaması, uyumu, zamanlaması, iş birliği her anı mükemmel . Beni etkileyen ikinci bir ekip ruhu da bu olmuştur hep. Tabii ki yakın çevremizden de bu tür ekiplere örnekler verebiliriz , sizlerin de benim de birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğumuz çok güzel ekipler olmuştur ve hala vardır mutlaka .Bu iki örneği sizlerle paylaşmak istedim.

Son olarak bu günlerin geçeceğini ülke olarak yukarıda bahsettiğim ekip birlikteliği ve desteğiyle zorlukları aşacağımızı hep birlikte el ele vererek güzel günlere çıkacağımıza inandığımı belirtmek istiyorum. Sözlerimi konumuzla uyumlu sevdiğim şu iki güzel sözle bitirmek isterim. Michael Jordan’ın “Yetenek maç kazandırır ama zeka ve takım ruhu şampiyonluk getirir .” sözü ile bir Afrika atasözünde dendiği gibi “ Hızlı gitmek istiyorsan yalnız ,uzağa gitmek istiyorsan beraber git ” sözleri konumuzu özetliyor sanki...

Sağlıkla kalın...