İçinde bulunduğumuz 1-7 Mayıs haftası, Bilişim Haftası olarak kutlanmakta.
Başta belirtmek isterim ki sıcak bir sınıf ortamında yüzyüze verilen eğitimin yerini teknolojinin en üst noktası olsa bile tutmaz. Öğretmeniyle gözgöze geldiğinde hissettikleri bir öğrencinin bambaşkadır!   

Son yıllarda bilgiye ulaşmak artık çok kolaylaştı. Eskiden tek bilgi kaynağı olan öğretmenler ve ansiklopediler, artık internet diye her bilginin kaynağı olan dijital dünya ile birlikte var. Öğretmenlerin işi artık daha da zorlaştı. Z kuşağı diye adlandırılan ve doğuştan teknolojiyle iç içe olan öğrenciler oturuyor artık sıralarda. Kara tahtalardan akıllı tahtalara kadar bilginin sınırsız olduğu dijital dünyaya dair her şey var artık günümüzde. Bilgisayarlar, tabletler, cep telefonları artık her an elimizin altında, bilgiye ulaştırmak için hazır bekliyor bizleri.
Dünyayı sarsan Covid-19 sebebiyle uzaktan eğitim süresince teknoloji daha da girdi hayatlarımıza. Örneğin bir evde öğretmen olan bir anne ya da baba, öğrencilerine bir odada ders verirken diğer odalarda öğrenci olan çocukları çevrim içi derslere katılıyor. Artık her oda ayrı bir derslik, her ev bir okul oldu desek çok da yanılmış olmayız. Evet, teknolojinin önemini kimse inkar edemez, çok da önemli; ancak doğru kullanmak şartıyla faydalı. Bilimsel araştırmalar ekran süresinden tutun da içeriklerin özelliklerine kadar teknolojinin hayatımızı etkilediğini söylüyor. Geçen hafta Eğitimci Yazar ve Konuşmacı Canten KAYA Hoca ile yaptığımız söyleşide bahsettiği 25 dakikaya 5 dakika önerisini ben çok güzel buldum. Her 25 dakikada 5 dakika gözlerimizi ve beynimizi dinlendirmemiz, bu anlamda çok önemli diye düşünüyorum. Artık her şey gereğinden fazla akıllı belki de! Dikkatli olmak gerekiyor. Bundan iki yıl önce deselerdi ki herhangi birimize karneler dijital olarak verilecek, karne günü veli toplantıları bireysel olarak dijital platform üzerinden yapılacak, milli bayramlarda gösteriler çevrim içi yapılacak, dersler çevrim içi işlenecek, sınavlar çevrim içi yapılacak; çoğumuz inanmazdık.
Evet teknoloji hayatımızın her alanına girdi sayılır, onun için okullarda da yenilikçi eğitim programları uygulanıyor bu paralelde.
Dijital eğitim platformları
Kodlama Robotik
Elektronik tasarım
E-Stem
Hepsi dijital dünyaya hazırlanmak ve daha bilinçli kullanmak için yapılan çalışmalar…
Çağımızın ebeveynleri olarak çocuklarımızın takibini yapıp sınırını bilecekleri kadar eğitim vermek şartıyla desteklemeliyiz onları. Okullarda bu konularla ilgili seminerler, eğitimler mutlaka verilmeli ki veriliyor da. Ama toprakta oyun oynayan çocuklar tarih olmasın derim ben, doğada yürüyüş yapan, temiz havanın ve yağmurun kokusunu duyan nesiller bitmesin. Her şeyin yerinde ve zamanında güzel ve faydalı olduğunu unutmayalım. Kendimizi dijital dünyanın içinde kaybedip heba etmeyelim, gerektiği kadar kullanalım. Kendimizi doğal ve gerçek dünyanın güzelliklerinden de mahrum bırakmayalım.
  ​Yapılan araştırmalardan çıkardığım sonuçlara göre teknolojinin yararlarından ve zararlarından da kısaca bahsetmek istiyorum. Teknoloji,
​öncelikle zeka katsayısında artış sağlar, 
​zihinsel becerinin gelişmesini sağlar, 
​öğrenmeyi öğretir,  
öğretici içerik zenginliği sunar,
​yaratıcılığı geliştirir,  
güvenlik alanında çok faydalıdır.
Artık her evin ve iş yerinin ihtiyacı olan bilgisayar, tablet, her bireyin vazgeçilmezi telefonlar, evimizdeki televizyon, robotik oyunlar, tıbbi cihazlar, dijital platformlar, güvenlik sistemleri ve çok daha fazlası teknoloji sayesinde var. Ancak dikkatli ve doğru kullanılmadığında ise
zihinsel beceride bozukluklar oluşur,
sosyal becerilerde bozukluklar oluşur,
öfke ve korku ortaya çıkar,
teknoloji bağımlılığı hastalığına maruz kalabiliriz,
hareketsizlik ve uzun süreli oturma gibi sebeplerden fiziksel problemler ortaya çıkar,
zorbalık, istismar ve güvenlik sorunları oluşabilir.
 
Sonuç olarak eğitimde ve yaşamda teknoloji artık vazgeçilmez bir yer edindi. Yararları da belli zararları da. Gerisi size kalmış.
​Saygılarımla…