Akademik başarı denince okul ve eğitim hayatında öğrencinin mevcut durumundaki bekleneni ya da daha fazlasını ortaya çıkarması akla gelir. İşte bu konuda beklenen performansımız için zayıf yanlarımızı bilerek çalışmalarımıza devam etmek faydalı olacaktır. Konfüçyüs’e göre "Güçlü olan, zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanına hükmedebilendir." ve tabi ki ‘’Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.’’
Başarı merdivenlerinin tek bir kuralı var bana göre, bu da planlı, sistemli ve istikrarlı çalışmaktır.
Derslerde konu anlatımları, ders etkinliklerine katılım, performans görevleri, yazılılar, etütler,  bire bir çalışmaları, eksik kazanım çalışmaları, soru çözüm saatleri, hafta sonu kursları LGS, AYT, TYT, YKS… 
Evet insan tüm bunları düşününce bile kafası karışıyor. Bu kadar çok şey nasıl olacak, nasıl başaracağım şeklinde bir iç ses dönmeye başlıyor zihinde. Hele ki geçen yıl sınava giren ve bu sene sınava girecek olan öğrencilerin pandemi sürecinin olumsuzluklarını da yaşadığı düşünülürse gerçekten yönetilmesi zor bir süreç yaşandı, yaşanmakta.
2020 Mart ayında başlayan bu süreçte bu yıl sınava girecek öğrenciler istemeyerek de olsa uzaktan eğitime mecbur kaldılar. Burada şunu diyebiliriz, pandemi vardı ama sınava girecek tüm öğrenciler aynı şartlara maruz kaldılar, doğrudur. İşte tam da burada uzaktan eğitim süresince derslerden online da olsa kopmayan, sistemli düzenli olarak çalışmaya devam eden öğrenciler, başarıya mutlaka ulaşacaklardır. Nihayetinde şartlar tüm öğrenciler için benzer olsa da herkes için yorucu olan bu süreçte dahi eğitimine tutunmayı bırakmayanlar, bahane üretmeyenler, emeklerinin karşılığını elbette ki alacaklardır. Günlük ders takiplerini yapan; kendine göre bir plan hazırlayıp o doğrultuda kararlı bir şekilde ilerleyen; çevrimiçi sınavlara katılan; yeri geldiğinde spor, yeri geldiğinde müzik ya da sanatla ilgilenen, yeri geldiğinde kitap okuyarak bu kurguyu sağlıklı bir planlamayla panik yapmadan geçiren öğrenciler daha başarılı olacaklardır.
Vakit hala çok geç değil, şu an bile başlayabiliriz çalışmaya. Hayat, yeni başlangıçlar fırsatını bize her daim sunuyor sonuçta. Elbette ki hayat sadece akademik başarıdan ibaret değil, benim her zaman savunduğum gibi akademik başarının yanında sanat, spor, müzik vb. alanlar bireyin bütünsel gelişimini destekleyen ve gerçek bir hayat başarısının kaynağını oluşturan çok kıymetli unsurlar. Akademik başarı elbette önemli; ama her şey demek değil. Akademik olarak başarılı bulunmayan; ama farklı alanlarda çok büyük başarılara imza atan pek çok örnek de var. Nihayetinde her iki alan gelişimi birbirine paralel ilerlediğinde güçlü bireyler çıkabilir ortaya.
​Her insanın başarılı olabileceği bir alan vardır. Bazıları akademik alanda başarılı olabilir, bazıları diğer bahsettiğim sanat, spor gibi alanlarda olabilir. Mühim olan sistemli, planlı ve düzenli çalışmak ve nihai hedefe ulaşmayı başarabilmektir. Okuduğum Bilgelik Öyküleri adlı kitapta diyor ki  ‘’Dünya karşılaştığınız fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinizle ilgilenir.’’
Şunu da unutmayalım bazı örnekler vardır ki akademik başarısı yeterli olmasa da bitirdiği okulu ya da hangi kademeden mezun olduğunu kimse bilmese de spor, sanat, müzik ya da başka bir yeteneğinden dolayı tüm dünya tanır onları. Naim Süleymenoğlu, Albert Einstein, Pablo Picasso, Steven Spielberg, Lev Nikolayeviç Tolstoy, Thomas Edison, Ludwig van Beethoven gibi pek çok örnek sayılabilir bu konuda.
O zaman hem akademik hem de sosyal yönden gelişme imkanı sunan bir eğitim yapılanmasıyla istisnasız tüm çocuklarımıza ulaşabilmek dileğiyle…
​Saygılarımla…