Türkçe adı ‘’Beyaz Kitap’’ ilgimi çeken bir bölümde şöyle yazıyor :”Bir  insanı nasıl tanıyacaksınız biliyor musunuz? Okuduğuna  bakın ,ne seyrettiğine bakın , duvarlarına astığına ,raflarına ne koyduğuna ,nasıl konuştuğuna , nasıl dinledigine bakın. Yapmanız gereken tek şey bakmaktır. Bunlar size onun ruhunun nerede olduğu ve ne ile beslendiği konusunda her şeyi bildirir.Evet ,bu soruyu bir insanı değil de çocuğumuzu nasıl tanıyacağınızı biliyor musunuz diye değiştirelim ve şöyle bir virgül koyarak biraz  tüm dünyanın güncel konusundan bahsedelim. Virgül koyduğum yere en son tekrar döneceğim tabi esas konumuz eğitim.Ben bir sağlıkçı değilim ama uzun zamandır tüm dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran koronavirüs nedir diye biraz gazete  ,televizyon takip ettiğimizde hatta Dünya Sağlık  Örgütü  raporlarına ve yazılarına bakıp biraz araştırdığımızda çok ilginç bilgiler çıkıyor karşımıza.Kısaca değinmek isterim. Öncelikle  Dünya  Sağlık  Örgütüne göre pandemikler veya pandemik hastalıklar bir kıta hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alana yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isim.Daha önce maruz kalınmamış olması,bulaşıcı olması tehlikeli ve kolayca devamlı yayılabilir olması özellikleri arasında.Dünya tarihini etkileyen 10 büyük pandemik tarihleriyle şöyle sıralanmış :
Antonine Vebası 165 
Justinen Vebası 541 
Kara Ölüm 1346
3.Kolera Salgını 1852
Grip Salgını 1889 
6.Kolera Salgını 1910
İspanyol Gribi 1918
Asya Gribi 1956 
68Grip Salgını 1968 
AİDS 1976 
Bunlara ilave tifo,domuz gribi ve yine  bizim konumuz olan eğitimle bağlantılı 1937’de Amerika Birleşik Devletleri’nde patlak veren çocuk  felci  (Polyo salgını) sayılabilir. 
Evet 1937’de de aynı günümüzdeki gibi bir salgın hastalık meydana gelmiş ve eğitime süresi bilinmeyen bir ara verilmiştir. O zamanın teknolojisi ile eğitim kurumları öğretmenler ve öğrenci velilerinin müthiş bir iş birliği ile öğrencilerin öğretmenleriyle buluşması tüm olumsuzluklara rağmen eğitime gazete ve radyo programları aracılığıyla devam edilmesini sağlamış. Günümüzde de buna benzer bir durum yaşıyoruz aslında.Elbette ki hiçbir eğitim yüzyüze verilen sınıf ortamlarındaki eğitimin yerini tutmaz bunu hiçbir eğitimci veya veli inkar edemez. Amma velakin içinde bulunduğumuz süreçte birebir şahit oluyorum ki buna resmi ,özel  tüm kurumları katabiliriz. Eğitimin emekçileri olan öğretmenler  uzaktan da olsa derslerini anlatabiliyor, uzaktan online sınavlar yapabiliyor ve hatta hatta uzaktan sabah sporu müzik dinletisi, resim , kodlama , satranç  ,birlikte kitap okuma etkinlikleri yapılıyor. Belki daha düne kadar çocuklarımız elinde tablet ,bilgisayar ,telefon olmamasını isteyen çok fazla zaman geçirdiklerini söyleyen veliler olarak aynı araçlarla çok çalış , otur şu bilgisayarın başına diyen hatta daha fazla yapmasını isteyen ebeveynler haline geldik. Ben bundan önce de şimdi de aynı tezi savunuyorum kontrol altında olmak şartıyla çocuklarımızı teknolojiden uzak tutmamalıyız.Yazımın başındaki bölümü bir kez daha okuyarak çocuğumuzun daha iyi tanımak için bugünlerin kıymetini bilelim.Mesela onunla birlikte kitap okuyalım, onun nasıl kitaplar sevdiğini öğrenelim , birlikte televizyon seyredelim , neleri seyretmesini sevdiğine bakalım, odasına girdiğimizde duvarlarına ne astığına , dolabının raflarına neler koyduğuna , bizimle nasıl konuştuğuna bizi nasıl dinlediğine bakalım.Ben inanıyorum ki dünyayı onlar kurtaracak ve  onlar daha yaşanabilir hale getirecek. Sağlıkla ilgili tedbirlerimizi alıyorsak eğer geleceğe umutla bakalım.Unutmayalım ki 1.Dünya savaşının bitmesine bile sebep sayılan aslında adıyla anılan ülkede başlamamasına rağmen tüm dünya savaştayken o girmediği için en çok o ülke basının da anıldığı için adı kendiyle özdeşleşen dünya nüfusunun %15 ‘inin ölümüne sebep olan ki şuan yaklaşık 1.200.000 kişi yapıyor İspanyol Nezlesi gibi değil durum.İnsanlar daha bilinçli teknoloji daha gelişmiş.Ancak  bu salgın bizlere çok şey öğretti bence. Dünyamızın da kıymetini hepimizin biraz daha anladığını düşünüyorum.Yaşanacak başka bir dünya olmadığını unutmamalıyız ve inanıyorum ki insanoğlu bu salgını atlatınca yeni bir salgın başlayacak. Adı mı iyilik,hoşgörü,çevre bilinci, yardımseverlik,uluslararası diyalog,dünya bizim salgını. Sağlıkla kalın ,sağlıcakla kalın.