İzmir'in Karabağlar ilçesinde, arkadaşını iddiaya göre para meselesi yüzünden çıkan tartışmada döve döve öldürme suçundan davası görülen Uğur Y.A.'nın yargılanmasına devam edildi. Sanık Uğur Y.A. mahkemeden tahliyesini talep edince maktulün eşi Aslıhan Akgün gözyaşlarına boğularak, “Sanki sinek öldürdü, bir de tahliyesini istiyor” diye tepki gösterdi. 
Davaya konu olan olay, geçtiğimiz 25 Şubat Cumartesi akşam saatlerinde Karabağlar ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, reklamcı Uğur Y.A. yakın arkadaşı olan ve birlikte iş yaptığı Barış Haydar Akgün'le alacak verecek meselesi yüzünden tartışmaya başladı. İki arkadaş arasında yaşanan tartışma büyüdü ve kavgaya dönüştü. Kavgada Uğur Y.A., Akgün'ü yumruk darbeleriyle ve kafasını kamyonete çarparak dövdü. Kavgadan sonra kanlar içerisinde aracı ile Menderes'teki evine giden Barış Haydar Akgün, ailesi tarafından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olaydan sonra kaçan Uğur Y.A., Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu ekipleri tarafından Menderes'te yakalanarak gözaltına alındı. Sorgulanmak üzere Bozyaka Asayiş Şube Müdürlüğüne götürülen zanlı ifadesinin ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı, sanık Uğur Y.A. hakkında 'Kasten adam öldürmek' suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı.

Cezai ehliyeti varmış
İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 3'üncü celseye tutuklu yargılanan sanık Uğur Y.A., sanık avukatı Hüseyin Karaboğa, öldürülen Barış Haydar Akgün'ün eşi Aslıhan Akgün ve alenin avukatı Esra Çifci katıldı. Mahkeme başkanı Kadriye Turan, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden gelen raporda sanık Uğur Y.A.'nın cezai ehliyetinin olduğunu okudu. Tanık olarak dinlenen sanığın kız kardeşi S.A, kendisinin Didim'de oturduğunu ancak olay tarihinde ameliyat olduğu için ağabeyi Uğur Y.A.'nın evinde kaldığını belirterek, “Sağ kulağımdan ameliyat olduğum için kulağımın üzerine yattığım zaman hiçbir şey duymuyorum. Olay günü de yatıyordum, ağabeyim eve ne zaman geldi uyuduğum için duymadım. Maktulü de tanımam. Akşam yatmadan önce çamaşırların bir kısmını çamaşır makinesine atmıştım, bir kısmı duruyordu. Sabah kalktığımda yeğenlerimle ilgilendim. Daha sonra polis gelince olaydan haberim oldu. Olayla ilgili bilgim ve görgüm yoktur” dedi.

Maktulün eşinden sanığa tepki
Duruşma savcısı, dinlenen tanık beyanına bir diyeceğinin olmadığını belirterek, sanığın tutukluluk halinin devam etmesini talep etti. Sanık avukatı Hüseyin Karaboğa, savcının tutuklama talep ederken bir gerekçe ileri sürmediğini, sanık hakkında başka toplanacak delilin bulunmadığını, sanığın delilleri ortadan kaldırma imkanının olmadığını belirterek müvekkilinin tahliyesini talep etti. Sanık Uğur Y.A. da, avukatının dediklerine katılarak tahliyesini talep etti. Bu sırada olayda hayatını kaybeden Barış Haydar Akgün'ün eşi Aslıhan Akgün gözyaşlarına boğularak, sanığa hitaben, “Sanki sinek öldürdü, bir de tahliyesini talep ediyor” diye tepki gösterdi. Mahkeme heyeti kısa bir ara verdikten sonra sanığın tutukluluk halinin devamına ve eksikliklerin giderilmesine karar verip duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

İlk duruşmada nasıl öldürdüğünü anlatmıştı
Sanık Uğur A.Y. geçtiğimiz 9 Mayıs'ta görülen ilk celsede olayı anlatmıştı. Dükkana girdikten kısa bir süre sonra Barış Haydar Akgün ile aralarında tartışma çıktığını söyleyen sanık Uğur Y.A., “Para muhabbeti nedeniyle tartışmaya başladık. Barış bana 'Paran mı yok' dedi. Ben de ona, 'Param var senin hesabına yatırıldı ya' dedim. O da 'Benim hesabıma paran yatmadı' dedi. Benim banka hesaplarım hacizli olduğu için Barış'ın banka hesabına para yatırıyordum. Daha sonra Barış'a, 'Benim müşterilerime gidip mal veriyorsun, benim müşterilerimi alıyorsun' deyince Barış beni göğsümden itekledi. Bende Barış'a bir kaç tane yumruk attım. Ağzı kanayınca bana tükürdü ve bana küfür etti. Sonra birbirimiz girdik tekme tokat kavga ettik. Ben astım hastasıydım, kavga bitince dışarı çıktım hava almaya. Bana küfretmeye devam ediyordu, bende Barış'ı tutup kafasını iki defa dükkanın önündeki kamyonun arka kasasına vurdum. Gözü kanlar içindeydi. Pişman oldum. 'Hastaneye gidelim' dedim. O istemedi. O zaman 'Kalk dükkanımdan' dedim. O da kalkıp aracını park ettiği dükkanımın arkasındaki mekanın önüne gitti. Bende arkasından gidip 'Seni hastaneye götüreyim' dedim. O benim teklifimi reddetti yine. 'Sen böyle süremezsin arabayı, ben götüreyim evine' deyince kabul etti. Yola çıktık, Karabağlar Mezarlığına gelince bana, 'Sen in arabadan ben gideceğim' deyip beni arabadan indirdi. Beni arabadan indirdikten sonra o araç ile yoluna devam etti, bende bir taksi durdurup onu arkadan bir süre takip ettim. Arabanın dörtlülerini yakmış Menderes'teki evine yavaş yavaş gidiyordu. Bende aracı kullanabiliyor diye takibi bırakıp evime gittim. Bu olayın telafisi yok ama pişmanım” dedi.
(AŞ-SÜ-Y)

Editör: TE Bilişim