Manisaspor, Ümraniye'de 2 kaleci+13 futbolcusu ile mücadele etti.
Amatör takımlarda gördüğümüz manzara gibi...
Maddi durumu olmayan ve as oyuncularını elde tutamayan, yeme-içme, duş, ulaşım ve konaklama sorunlarını çözemeyen yönetimlerin, mecburi başvurduğu yoldur GENÇLER...
Manisaspor gibi FIFA'lık borcu olan, hele ki bir önceki sezonunda eksi 3 yemesine rağmen son anda kıl payı ligde kalmış bir kulübün bu sezon başında mutlaka başvurması gereken bir yoldu GENÇLER...
Minimum 11-12 milyon TL yayın gelirin mi var? İlk etapta açacaktın kapılarını gençliğe. Yapacaktın ucuz maliyetli transferleri. Bütün önceliği Makukula'ya, Iwanski'ye, Benfica'ya verecektin. Bunlara peşin parayı basacaktın, eksi puanmış, ulusal lisans sorunu gibi derdin kalmayacaktı...
Ama bu borçları ödediğine bizleri inandıracaktın...
Belgelerle açıklamalar yapıp, Makukula gibi dev borcu bitirdiğinin altını çizip, “Bu sezon ilk devreye kadar gençlerle oynayacağız. Gerekirse onlarla düşeceğiz” deseydin, biz böyle projeyi öpüp başımıza koyardık. Ayakta alkışlardık.
Bu bir planlamadır.
Bu bir projedir.
Unutmuyorum, zamanında 4 yıl öncesinden Kaptan Bülent Hasgönüllü, bunu yapmak istemişti de engel olmuşlardı.
Devreye kadar ne topladın topladın, nasıl olsa yasak masak yok, yapardın, birkaç tecrübeli oyuncu takviyelerini yine son ana kadar yarışırdın.
Bizim gardımızı ne düşürdü?
3 puanımızın ardından,
6 puanımızın daha silinmesi.
Ben neye kızıyorum?
Devre arasında yani ligin bitimine tam 17 maç varken, bize düşmeyi kabullendirmelerine!
Düşmek sorun değil de adam gibi düşmesini dahi beceremiyoruz.
Çok acı bir senaryoyu tüm şehir olarak izliyoruz...
Bu yüzden 18 Şubat’ta göreve gelen yeni yönetimden biz saha içi sonuçları istemedik.
Ne istedik?
Haziran’da zaten yeni bir kongre var.
Maddi anlamda eski sorunlar giderilip, işin rezilliği çıkmadan, takıma 3-5 para dağıtılıp, tecrübeli yerliler (Ümit Yasin, Hikmet, Abdülkadir, Uğur, Timur vs…) tutulup, yabancılara da cüzi miktarda para verip, sezon sonunu getirelim.
Mevcut yönetim bize ne vaatlerle geldi?
Mevcut takıma, teknik heyete, personele can suyu nitelikte ödemeler yapmak, tesisleri canlandırmak…
Peki ne oldu?
Kongre sürecinde bu takıma adeta babalık yapan, bir yönetici gibi davranıp, cebinden harcama yaparak, yerli yabancıları tutan, takımın menfaatleri için elinden gelen her şeyi yapan teknik direktör Taner Taşkın'a mobbing uygulayarak istifaya zorladılar.
Zamanında Taner hocayı ne kadar eleştirdiğimi okuyucularım bilir ama bu konuda hoca çok haklı.
Yönetim olarak hem verdiğin sözlerin hiçbirini tutmayacaksın hem de “önümüzdeki sezon şampiyonluğa oynayacak bir planlama olsun, boş sözleşmeye dahi imza atarım” diyen bir hocayı kamuoyunda, “Manisaspor’u hacze veren paracı” olarak lanse edeceksin.
Yemezler.
Haftalardır tesise uğramadılar.
Personelin yüzüne bakamadılar.
İdman sonraları sıcak suda duş dahi yapılamazken, bazen yemek öğünleri çıkmazken, en sonunda tecrübeli futbolcuları da canından bezdirdiler. Sorunlar eskisinden daha beter hâl aldı. Tecrübeliler tutulsaydı, Denizlispor'u nasıl kıstırdıysak, en azından birilerinin canını yine yakabilirdik, kolay lokma olmadığımızı gösterebilirdik.
Elde oyuncu kalmayınca gençleri aslanların bulunduğu arenaya attılar. Artık kalan 7 maçta rakiplerin tamamen çantada keklik gördüğü bir Manisaspor olacak. Güya gençleri kazanacaklarmış.
Hadi ordan!
Gençler böyle kazanılmaz beyler!
Bu yönetime bakınca ilk etapta gençlere önem verdiklerini falan düşünmeyin.
Gençleri kazanma fikri elbette güzel. Onlara 1. Lig tecrübesini yaşatıp önümüzdeki senelere hazırlamak elbette güzel. Ama bu yaptıklarına kargalar bile güler.
Madem ki gençleri bu kadar düşünüyordunuz, neden Ümraniye'ye gitmediniz?
Gece 03.00'te bu çocukları karayolu ile İstanbul'a yollamak nedir?
Ümraniye'de pozisyona girmeden, sadece savunarak, kaleye tek şutla (isabetsiz) 2 fark yemek başarı mıdır? Rakibimiz, antrenman maçı havasında bir maç oynadı.
90 dakika defans yaptırmak, bu çocuklara zarar vermekten başka bir şey değil.
Gençleri fark yememek için mi arenaya atıyorsunuz? Yoksa sahada rahat bırakıp yıldızlarını parlatmak, onları geleceğe hazırlamak için mi?
Yönetimin yeni sezonla ilgili planlar yapması çok enteresan.
Yıllardır program yaptığım Ufuk Dündar’ı göreve getirmeleri, isim olarak gerçekten iyi. Ancak zamanlaması kötü. Böyle bir zamanda Dündar’ın bu kulüpte bu zihniyetle ne işi var?
Ufuk Dündar’ın futbol bilgisi iyidir. Gençlere önem verir. 1. Lig oyuncu portföyü geniştir. Sürekli maç izler. Futbolun içinden gelir. Bu tip bir göreve gelmesini 31 Ocak öncesi çok istemiştim. ‘Transfer yasağı kalkarsa doğru oyuncuları kulübe getirir, belki ligde kalırız’ diye umutlanmıştım. Ancak o dönem Mergen’den başkanlık iznini alan Budak,  takıma, “yeni başkanınız benim, paranız çantada” demesine rağmen, birçok sözler vermesine rağmen, ne yasağı kaldırabildi, ne de takıma ödeme yapabildi.
Dündar’ın tüm bunlar olurken, böyle bir zamanda sportif direktörlük görevini kabul etmesi doğru durmuyor.
Kulübe üye olup, haziranda maddi yönden daha somut adımlarla gelen, transfer yasağını kaldıracak bir yönetimde yer almak Dündar için de Manisaspor için de bence en mantıklısıydı.
Anlayamıyorum arkadaş.
Personel açlıktan kıvranırken, evine ekmek götüremezken, "bunlar gençlere önem veriyoruz, Manisaspor'un geleceğini kurtarıyoruz, çiçek almayacağız, fidan yetiştireceğiz” projeleri yapıyor.
Yahu tekrar altını çiziyorum, PERSONEL AÇ!
Genç futbolcuların cebinde harçlıkları yok.
Bırakın reklam yapmayı da beklenen maddi somut adımları atın artık.
Gerçeklerle yüzleşin.
Alın size gerçekler.
Yapılandırılmış vergi ve sgk taksitlerini ödüyor musunuz?
Taksitler ödenmezse bırakın gençleri oynatmayı lisans dahi çıkartılamaz. Yapılandırma bozulacağı için artı 9-10 milyona yakın bir borç yükü daha binecek. Üstelik devlet bu alacağını en başa yazıyor.
Bence bu sorun, Makukula sorunundan dahi daha büyük bir sorun.
Üstelik ödenmeyen vergi sgk borçlarından o dönem yöneticileri sorumlu.
Makukula, Simpson ve Iwanski yeni puan silme cezaları için tetikte bekliyor.
Adamları ne arayan var, ne de soran.
Demem o ki; bırakın gençleri, onlar çıkıp elinden gelenin en iyisini yapar.
Siz paradan haber verin paradan.
Sponsordan haber verin sponsordan.
Ayranınız yok içmeye!..