Enver Hoca 50 yıla yakın hükmetmiş bu topraklara, esamesi okunmuyor bu günlerde, neresi mi elbette Arnavutluk. 80 öncesi sol bir fraksiyon çırpınırdı, Türkiye de Enver Hoca diye. Yazık olmuş, yıllarına. Onlardan bazılarını götürmek gerekir Arnavutluk’a, hala günah çıkarmamışlarsa çıkarsınlar. Bu fanatikler yüzünden , çok kişinin canı yanmıştı ülkemizde.
Ticari çalışmalarım sebebi ile dünyanın birçok ülkesine gitmeme rağmen Arnavutluk’a gitmek nasip olmamıştı. Türk Milli takımının, Kosova ile oynadığı maç sebebiyle gitmek nasip oldu.
3 milyon nüfuslu ülkenin 450 bin nüfuslu başşehri Tiran’a inmek, akşamüstüne denk geldi. Küçük bir havaalanı, işlem hızlı, pasaport polisleri yarı Türkçeye hâkim. İngilizce sorana, yarı Türkçe cevap veriyorlar. Havaalanının ismine takıldım. Nüfusun çoğunluğu Müslüman olan bu ülkede, havaalanının ismi Rahibe Terasa. Avrupalılar, yapılışında para desteğinde bulunduklarından bu ismi koydurmuşlar.
Havaalanı Tiran’a yakın, yarım saatte otelimize geldik. Otel, 25 katlı gösterişli, Tiran’ın merkezinde bir bina. Otelde odaya çıktığımda ilk dikkatimi çeken, otel odasının içinden çok, pencereden görülen manzara oldu. Eski komünist ülkelerin çoğunda olduğu gibi geniş caddeler ve büyük yeşil parklar, dikkatimi hemen çekti. Otelin yanında, Avrupa’nın en büyük meydanı olarak söylenen İskender Bey meydanı var. Tabii İskender Bey deyince biraz açıklamada yapmamız gerekiyor sanırım. 2. Dünya savaşından sonra ülkeyi tek başına yöneten Enver Hocanın adı hiçbir yerde anılmaz iken, 600 yıl önce yaşamış İskender Beyden, bir kahraman yaratılmış. İskender Beyi kısaca tanıtmaya çalışalım. 2. Murat zamanında Osmanlı sarayına alınmış, okutulmuş ve bu sırada 2. Mehmet’in çocukluk arkadaşı olarak büyümüş. Edirne sarayında genç yaşında Müslüman olmuş, önemli görevlere gelmiş birisi. Osmanlı Arnavutluk taraflarını feth edince padişaha yakınlığı sebebiyle buraları yönetmeye talip olmuş , uygun görülmeyince isyan etmiş . Arnavutluk içlerine gidip kurduğu ordu ile yıllarca hem 2. Murat’ı , hem de oğlu (Fatih) 2. Mehmet’i yıllarca uğraştırmıştır. Bazı kaynaklar, İskender Beyin İtalyan soyundan olduğunu söylese de Arnavutlar bugün onu Osmanlıya karşı mücadelesi sebebi ile milli kahraman ilan etmişler . Osmanlıya bu gün bile hayranlığı olan, Müslüman bir halkın bu duyguları taşıması da sosyolojik bir vakadır.
Tiran da geniş caddeler , yeşil parklar , Osmanlı kültüründen gelmiş bol çınar ağaçları akıllarda kalan ilk olgular. Tarihi bina hemen hemen hiç yok. Apartmanlar son 50- 60 yılın eseri. Estetik yok , bakım yok. İlk bakışta ülkemizden en az 15 -20 yıl geride. Taksilerin çoğu Mercedes . Galeriler dünya markası ikinci el arabalar ile dolu. Sebebini sorduğumuzda çalıntı arabaların Arnavutluk da ruhsat çıkarma sorunu olmadığını öğrendik. Bu yüzden Avrupa’nın değişik yerlerinden çalınan araçlar , bu ülkede yeniden kimlik buluyormuş. Belki İçlerinde Türkiye’den kaçırılmış arabalar bile var.Etraf kafe dolu . Okey , tavla ve kağıt oyunu kültürü hiç yok. Varsa yoksa kahve ve sohbet. Sakın çay aramayın , sallama çay dahi bulmak zor.
Türk işadamları yerleşmek için gitmeye başlamış . Bir yılda 4 fırın ve pastane açan bir Rizeli ile tanıştım. Gezilerde bize mihmandarlık yapan bu genç iş adamı , burada yapılacak çok iş var diye sözlerine başlıyor. Para birimi lek. Temel gıdalar ile benzin fiyatlarının liraya çevirdiğimizde ülkemizdeki rakamlar civarında olduğunu görüyoruz.
Tiran’ın en önemli özelliklerinden biri , kenarında büyük bir göletin olması . Akşam esintisinde serinliği ve nemi hissediyorsunuz. Adriyatik , Tiran’a 30 km uzakta. Yarım saat içinde Akdeniz de denize girer , İtalyan karartılarını görürsünüz.
Kimler tarafında yönetildiğini bilmesek de Turgut Özal kolej ve Üniversitesi çok yerde göze çarpıyor. Diyanet işleri başkanlığının yaptırdığı Namazgah adını taşınan cami ve külliyesi muhteşem bir yapı ve bitmek üzere . Tiran’ın muhtelif yerlerinde yeni yapılan camileri görseniz de , İskender Bey meydanının yanında bulunan Ethem Bey camisi Osmanlı’dan kalan tek camidir. Bütün camileri ve kiliseleri yıkan Enver Hoca bir rivayete göre babasının vasiyeti yüzünden bu camiyi yıkmamıştır. Turistlerinde ilgisini çeken bu camide bir gece teravi namazı da kılmak nasip oldu. Gençlerin çokluğu dikkatimi çeken ilk görüntü idi. Namaz mı , sanki ülkemizde kılmış gibi hissettim kendimi.
Tiran’dan bir saat uzaklıkta bir Osmanlı Çarşısı olduğunu söylediler , gidelim dedik. Deniz seviyesinden yüksele , yüksele gittik. Bir saat sonra , karşımıza çıkan yüksek dağın zirvesinde kale gibi bir şeyler gördük. Meğer hedef oraya gitmekmiş. Otobüsümüz bir yerde durdu , indik küçük araçlara binerek Osmanlı çarşısına gidebildik. Burası Osmanlı adı ile Akçahisar kalesi imiş. 2. Murat burayı iki yıl arka arkaya sefer yaparak alabilmiş. Kale ,dış yolunda çarşısı ve çarşının içinde 2. Murat camisi gerçekten görülmeye değerdi. Bazı arkadaşlar yolundan dolayı , biraz mırıldansalar da orada dünyanın birçok yerinden gelmiş turistleri görünce şaşırmışlardı . Ömrünün bir kısmını Manisa da geçirmiş 2. Murat’ın , bu sarp yerleri gelip feth etmesi bir Manisalı olarak bana ayrı bir haz verdi.
Kendi özel işim ayakkabı olduğu için o dükkanları inceledim , fırsat buldukça. Eskiden İtalyan ayakkabılarının çok satıldığını bildiğim ülkede , Türk ayakkabısı birinci sırayı almış. Manisa da yapılan ayakkabıları da değişik dükkanlarda görmek beni ayrıca mutlu etti. Dünya markalarının satıldığı lüks bir mağazada tezgahtarın bu ayakkabı çok iyidir diye bir Manisa ayakkabısını ön plana çıkarması yanımda bulunan heyetin içinde, bana ayrı bir gurur kaynağı oldu.
Yazılacak çok tespit olsa da burada bitirsek iyi olacak. Belki içinde maçın oynandığı İşkodra’dan da bahseden bir yazıyı iler ki günlerde yazabiliriz.
MEHMET GÜZGÜLÜ
(ETHEM BEY CAMİ İÇİ)
(OSMANLIDAN KALMA ETHEM BEY CAMİ)
(AKÇAHİSAR OSMANLI ÇARŞISI VE 2. MURAT CAMİ)
(PLAZA TİRANA)
- ASELSAN VE BİR MANİSALI 31.01.2020
- MANİSA’NIN YAKIN TARİHİNDEN… 16.01.2020
- BİZİM KÖYDE ORTAOKUL YOK Kİ 10.01.2020
- BİR KİTAP ÜZERİNDEN GEÇMİŞİ HATIRLAMAK 02.01.2020
- BİR ÇÖP HİKAYESİ 12.02.2019
- DÜŞÜNDÜREN TESPİTLER 06.11.2018
- ÇALIŞIRKEN VE KAZANIRKEN İFLAS EDİLİR Mİ? 24.10.2018
- İTHALATTAN İHRACATA 16.10.2018
- ABD İLE BU İLK KRİZ Mİ? 15.08.2018
- GÜZELLİK YOK OLMASIN 11.06.2018
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar