Manisa'nın Şehzadeler ilçesindeki Hatuniye Camiinde cuma namazının ardından Doğu Türkistan'daki yangında hayatını kaybeden 44 Uygur Türk'ü için gıyabi cenaze namazı kılındı. Namaza Şehzadeler Kaymakamı Cemal Hüsnü Çaykara, Memur Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner ve sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Gıyabi cenaze namazının öncesinde bir konuşma yapan Hatuniye Camii imam hatibi Hayrettin Çoban, "Bundan yaklaşık 10-15 gün önce Doğu Türkistan'ın Sincan Bölgesinde Urumçi şehrinde yaşayan Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimiz Çin Hükümetinin uyguladığı karantinada 21 katlı bir binada kalan 44 Müslüman yanarak can verdi. Acı olan nedir biliyor musunuz? Hemen yakın bölgesinde itfaiye olmasına rağmen 4 saat sonra gelmişler. Ölen Müslüman olunca onların canı yanmıyor. Bu dünya ikiyüzlü bir dünya. Zaman zaman kınama gibi şey söyleseler de aynısını kendileri yapıyor. Laf olsun diye söylüyorlar. Bize düşen dünyanın neresinde olursa olsun bir cana kıyılırsa, bir ızdırab, irilti olursa Müslüman bundan rahatsız olacak, bunun acısını yüreğinde, kalbinde hissedecek. Zulüm altında inleyen dininden, inancından, Müslümanlığından dolayı horlanan Müslüman kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissetmezsek hesap çok zor olur. Rabbim dünyanın dört bir yanında zulüm altında, hakları ellerinden alınmış mazlum kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Orada şehit olan 44 Müslüman kardeşimiz için cenaze namazı kılacağız." dedi.
Kılınan gıyabi cenaze namazının ardından ise İHH Manisa Şubesi tarafından yine Hatuniye Camiinin bahçesinde basın açıklaması düzenlenerek Çin zulmünün biran önce sona ermesi istendi. İHH Manisa Şubesi İl Başkan Yardımcısı Agah Kılıç tarafından yapılan açıklamada, “Biz burada Uygur’u, Kazak’ı, Kırgız’ı ve Hui’siyle, İslamiyet'e mensup insanları, ırkçı bir yaklaşımla topyekûn ortadan kaldırmayı hedefleyen Çin’in soykırım içeren uygulamalarından vazgeçmesi adına bir kanaat oluşturmayı hedefliyoruz. Çin’in bu zulmüne karşı; ulusal ve uluslararası kamuoyunu farkındalığa çağırıyoruz. Doğu Türkistan, bir etnik gruba karşı girişilmiş en yaygın ve sistematik baskı rejimlerinden birine sahne olmakta, 2016 yılından bu yana 1 ila 3 milyon Uygur, toplama kamplarıyla hürriyetlerinden yoksun bırakıldı. Kur’an-ı Kerim dahil dini kitapları bulundurmak ve okumak, ibadet etmek, sakal bırakmak, başörtü, uzun etek gibi dini kisveler kullanmak yasaklanmıştır. Şimdi bir de bu zulümlere Çin hükümetinin irrasyonel ‘Sıfır Covid’ nedeniyle eve kapatılma zorunluluğu eklendi! Evlerin kapıları kaynak makineleriyle kapatılmakta, insanların en temel ihtiyaçlarını gidermek için dahi dışarı çıkmalarına müsaade edilmemektedir. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da her türlü hak ihlaline karşı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz ve mazlumların yanında kalmaya devam edeceğiz.” ifadeleri kullanıldı.

Ferdi Zeyrek’le Balaban buluştu Ferdi Zeyrek’le Balaban buluştu

Editör: TE Bilişim