(Fotoğraflı)

Ali Gözeten
İZMİR (İHA) - Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanı'nda 15 kişi yaşamını yitirirken, 12 kişi de yaralandı. 

Depremin ardından başlatılan soruşturma çerçevesinde müteahhit Çetin D. ve binanın statik-betonarme proje müellifi Mehmet Sedat B. tutuklandı. Sürveyan olarak gösterilen G.U. tutuksuz yargılanırken, B.I. ise firar etti. Hazırlanan iddianamede sanıklar hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı.
Sanıkların yargılanmalarına bugün İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar Çetin D. ve Mehmet Sedat B. SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katılırken, müştekiler ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Duruşmada İstanbul Teknik Üniversitesi'nden istenen bilirkişi raporunun mahkemeye ulaştığını açıklayan mahkeme başkanı, raporda proje müellifi Mehmet Sedat B. ve sürveyan G.U.’nun tali, müteahhit Çetin D. ve yapı fenni mesulü B.I.'nın asli kusurlu olduğunu söyledi.

Trendyol 1. Lig'de 32. haftanın programı belli oldu Trendyol 1. Lig'de 32. haftanın programı belli oldu

"Cezanın emsal olmasını istiyorum"
Raporun okunmasının ardından depremde kızları Elif, Elzem ve Ezel ile enkazdan çıkarılan ve oğlu Umut’u kaybeden Seher Perinçek konuştu. Perinçek, “Yüce mahkemenizden talebim, müteahhidin, fenni mesulün, sürveyanın, proje müellifinin en üst sınırdan cezalandırılmalarıdır. Verilebilecek hiçbir ceza oğlum Umut’u geri getirmeyecek ve acıma derman olmayacak, yüreğimdeki yangını söndürmeyecek. Bu salonda bulunan taraflar canlarını yitiren kişiler. Ben ise 4 çocuğumla birlikte o binanın kolonlarının nasıl patladığını, 1 saniye ile nasıl göçtüğünü yaşayarak gören, 23 saat boyunca enkaz altında kalan ve oğlum Umut’un ellerimin arasından kayışına tanık olan bir anneyim. Başka annelerin yüreklerinin yanmasını istemiyorum. Vereceğiniz kararın ülkemiz için emsal olmasını istiyorum. Belki de bu karar ile torunlarınızın, yeğenlerinizin hayatını kurtarıyor olacaksınız” ifadelerini kullandı.
Söz verilen sanıklardan Çetin D., üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, “En kaliteli yerlerden malzeme alıp kullandım. Mehmet Sedat B. nereden malzeme aldığımı iyi bilir. G.U. da buna şahittir. Yanındaki bina da aynı bina. O neden yıkılmadı? Aynı malzemeleri kullandım” dedi.
Sanık Mehmet Sedat B. ise, “Kalp hastasıyım, prostatım var. Çok kötü durumdayım. Ev hapsine razıyım. Kaçacak bir durumum yok. Trafik cezam bile yok” diye konuştu.
Duruşma savcısı, mahkemeye sunduğu esasa ilişkin mütalaasında Çetin D. ve Mehmet Sedat B.'nin ‘olası kastla öldürme’ suçundan 15 kez ayrı ayrı hapis cezasıyla cezalandırılmalarını, G.U.'nun ise 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Savcı, firari olan B.I.'nın dosyadan tefrik edilmesini de istedi. Savcının mütalaasının ardından sanık avukatları, savunma için süre istedi.
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, savunma için süre vererek duruşmayı erteledi.

SEDA DA O BİNADAYDI 
İzmir depreminde yıkılan binalarda hayatını kaybedenlerden 6'sı Manisalıydı. Depremde hayatını kaybeden Manisalılar Makbule Ayçiçek, anne ve kızı Aynur-Beril Gidiş, üniversite öğrencisi Seda Dinçer, Buse Demir ve Nerrin Erakman olarak kayıtlara geçti.  Manisalı Seda Dinçer'in enkaz altında kaldığı Doğanlar Apartmanı depremin yıkıcı yüzünün adeta sembolü oldu.  

Seda Dinçer'in, eğitimi için gittiği İzmir'de, öğretmen ablası Gül Nur Dinçer ile yıkılan Doğanlar Apartmanı'nda yaşıyolardı. Ablası depremden sağ kurtuldu. Seda o kadar şanslı değildi. Kuzenleri İpek Dilşeker, depremden 2 gün önce kuzeniyle birlikte olduklarını belirterek, "Seda'nın istediği bir eşofman takımı vardı. Onu konuşmuştuk. Küçük Park'a gidip kahve içmiştik. Gece kendisinde kaldım. Sabah da onu uyandırmamak için sessizce kapıyı çekip gittim. Bugün aramızdan ayrıldı. Onu son görüşümdü. Çok üzgünüm." demişti…

 
 

Editör: TE Bilişim