Aile bağlarının çok önemli olduğu, aileye çok ayrı kutsallık atfedilen bir toplumun içerisinde yaşamaktayız. Böyle bir toplumuz evet ama, gündemimizden düşmeyen haberlerden göreceğimiz üzere, lafta kalıyor bu kutsallık. Maalesef birer birer yitiriyoruz anneleri, eşleri, kız kardeşlerimizi... Her geçen günle birlikte, bir kadın cinayetiyle daha sarsılıyoruz. Kimi eski eşi, kimi eski sevgilisi, kimiyse saplantılı aşığı(!) tarafından koparılıyor bu hayattan. 2020 yılına bakıldığında 300’den fazla kadının bu kimseler tarafından öldürüldüğüne, hep beraber şahit olduk. Neden öldürüyor? sorusuna cevabın, bu konunun uzmanlarına bırakılması gerektiği kanaatindeyim. Şiddet olmazdan evvel sorunu kökeninden çözecek çalışmalar yapıladursun, biz yazımızda kısaca, şiddetin varlığı veya şüphesi varsa ne yapılabilir? Hangi yollara ve kimler tarafından başvurulabilir? Sorularına cevap vermeye çalışalım.

6284 SAYILI KANUNUN KAPSAMI VE AMACI NEDİR? ŞİDDET NEDİR?

Ailenin korunması ve kadına yönelik şiddete karşı ilk olarak 4320 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve devamındaki düzenlemeler ile korunma sağlanmaya çalışılmış, ardından 2012 yılında, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkındaki Kanun, İstanbul Sözleşmesine de atıflar yaparak yürürlüğe girmiştir.

Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kanun şiddeti farklı başlıklar altında incelemeye tabi tutmuştur. Kanuna göre şiddet:

Ev içi şiddet: Şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti,

Kadına yönelik şiddet: Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranışı,

Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade etmektedir.

Bu fiillerden herhangi birine maruz kalınması halinde şiddetin varlığı kabul edilir. Görüleceği üzere kadına yönelik şiddet sadece fiziksel şiddet olarak algılanmamakta, kadını rahatsız edici ve haklarını ihlal edici her türlü davranış şiddet olarak değerlendirilmektedir. Yine sadece şiddete doğrudan uğramak, kanun kapsamında korunmak için zorunlu değildir. Şiddete uğrama ihtimali olan kimselerde bu kanun kapsamında korunmaktadır.

Sonuç olarak medeni hali farketmeksizin kadın, çocuk ve bu çerçevedeki aile bireylerinin tümü bu kanunun koruma alanı içerisindedir.

ŞİDDETE UĞRAYAN VEYA UĞRAMA TEHLİKESİ OLAN KADIN VE ÇOCUK HAKKINDA HANGİ TEDBİRLER ALINABİLİR? KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER NELERDİR?

6284 sayılı kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama ihtimali olan kadın ve çocuklara yönelik alınacak tedbirleri, koruyucu tedbirler ve önleyici tedbirler olarak iki ana başlık halinde incelemiştir. Koruyucu ve önleyici tedbirler kadının veya çocuğun şiddet görmesinden evvel, veya şiddetin devam etme ihtimaline binaen alınacak tedbirlerdir. Bu tedbirlerin bazılarını mülki amir, bazılarını ise hakimin vermesi uygun görülmüştür. Bunları başlıklar halinde belirttikten sonra, bu tedbirlerin alınma usulüne değinelim.

Mülki Amirin(Vali, Kaymakam) verebileceği koruyucu tedbir kararları:

  1. Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara barınma yeri sağlanması.
  2. Geçici maddi yardım yapılması.
  3. Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
  4. Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
  5. Geçici süreli kreş imkânı sağlama.

Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları:

  1. İşyerinin değiştirilmesi.
  2. Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
  3. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
  4. Kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.

Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

KORUYUCU VEYA ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARI NASIL ALINIR?

Şiddete maruz kalan veya maruz kalma ihtimali olan kadın, çocuk veya aile bireyleri kolluk kuvvetlerine(polis,jandarma), savcılığa veya aile mahkemesinden birine başvurarak bu tedbirlerin alınmasını sağlayabilir. Bu konuda sözlü başvuruda yeterli olmakla birlikte, savcılık ve aile mahkemelerine başvuru yapılırken dilekçe verilmesi aranmaktadır. İlgili hakkında koruyucu ve önleyici tedbir kararı alınmışsa bu durum derhal karşı tarafa bildirilir. Şiddet uygulayan kişiye bu karar bildirlmiş olsun veya olmasın, tedbir kararı geçerlidir ve uygulanır. Uygulamada kolluk görevlileri şahsa ulaşmakta ve tedbire ilişkin karar kendisine tebliğ edilmektedir.

Uygulamaya bakıldığında, doğrudan aile mahkemesine başvuru yapıldığında genellikle ertesi gün karar çıkmaktadır. Karakol ve savcılık kanalıyla yapılan başvurularda kararın onaylanması birkaç günü alabilmektedir. Şiddete maruz kalan kimse, kendisine yakın olan bir kuruma başvuru yapabilir. İkametgahının olduğu yerde gitmek zorunda değildir.

KORUYUCU VEYA ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARINI KİMLER TALEP EDEBİLİR?

Kanuna göre fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete uğramış ya da uğrama tehlikesi bulunanlar, bu kanun kapsamındaki korumalardan faydalanmaktadır. Kanunun kapsamındaki ve tedbir talep edebilecek kişiler;

  • kadınlar,
  • çocuklar,
  • aile bireyleri,
  • tek taraflı ısrarlı takibe maruz kalan kimselerdir.

KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER NE KADAR SÜREYLE VERİLEBİLİR?

Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine karar verilebilir. Bu konuda kararı veren aile mahkemesine tekrar başvuru yapılması gerekir.

ŞİDDET UYGULAYAN KİŞİ TEDBİR KARARLARINA UYMAZSA NE OLUR?

Şiddet uygulayan kimse, alınan tedbirlere uymazsa bu husus derhal kolluk görevlilerine bildirilmelidir. Tedbire yönelik ihlal tespit edilirse, tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla 3 günden 10 güne kadar zorlama-tazyik hapsine tabi tutulur. İhlal devam ederse bu süre 15 günden 30 güne kadar tazyik hapsi verilir. Her ihlalde tekrar hapis kararı verilebilir.

ALINAN TEDBİR KARARLARINA İTİRAZ EDİLEBİLİR Mİ?

Bu kanun kapsamında alınan tedbirlere karşı, tedbir kararı kendisine tefhim veya tebliğ edilen kişi iki hafta içerisinde aile mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz edilmesi kararın kalktığı anlamına gelmez. Bu yönde mahkeme kararı olmadığı sürece tedbirler uygulanmaya devam edecektir.

Sonuç olarak, gerek ceza kanunlarımız gerekse ilgili 6284 sayılı kanun; kadına, çocuğa, aile bireylerine veya ısrarlı takibe maruz kalan kimselere koruyucu ve önleyici tedbirler sağlamakla birlikte, uygulamada şiddetin önlenmesi konusunda katetmemiz gereken çok yolun olduğu ortadadır. Şiddetin sadece rakamlardan ibaret olmadığını ve hepimizin üzerine düşeni yapması gerektiğini gözeterek, bu konudaki tedbirleri kısaca açıklamaya çalıştım. Faydalı olması dileğiyle…