İyi ve sağlıklı günler, haftalar, yıllar olsun…
Herkesin genelde temennisi böyle olur dostları için. Tabi ki Manisa’da bu temennilerle evin hanımı eşini ve çocuklarını böyle uğurluyor. Fakat gelin görün ki gün içerisinde aniden acı haber ulaşıyor ailelere. Ölümler tabi ki insanoğlu ve canlılar içindir, buna diyecek bir sözüm yok ve olmasını da düşünemem. 
Merkezefendi Hastanesi’nden söz edeceğimi tahmin etmişsinizdir. 
4 Kasım 2017 
15 Nisan 2019
11 Haziran 2019… 
Bu tarihlere dikkat! 
Şehrin değerli bireyleri geçirdikleri kalp krizi sonucu kaldırıldıkları Merkezefendi Devlet Hastanesi'nde yaşama veda ettiler. Hepsinin mekanı cennet olsun. Hepimizin ortak dileği bu yönde. Ancak gelin görün ki kaldırıldığınız hastanede kardiyoloji birimleri ve uzmanları yoksa vay halinize. Merkezefendi Devlet Hastanesi de kardiyoloji, kadın doğum ve çocuk uzmanlarının olmadığı Türkiye'de ender hastanelerden birisi. İşte sırasıyla 1994-2002 yılları arasında iki dönem Manisalıya hizmet üreten Belediye Başkanı Adil Aygül, Merkezefendi Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Ne acıdır ki asansörün arızalı olması dolayısıyla apar topar 8 Eylül Hastanesi’ne kaldırılarak orada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayata döndürülememişti. Ardından da Erdinç-Mehmet Yumrukaya ailesinin genç yeğeni hayatının baharındaki Taner Yumrukaya kardiyolog olmadığı gerekçesiyle belki de yeteli müdahale yapılamadığı için yaşamını yitirdi. Son kurban ise yine Manisa’nın yetiştirdiği değerlerden MHP’li meclis üyesi Ziya Elmalı… Geçirdikleri kalp krizleri sonucu kaldırıldıkları Merkezefendi Hastanesinde yaşamlarını yitirdiler.
Türkiye’nin en gözde Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan binlerce emek işçisine sağlık hizmeti üreten eski adıyla SSK Dispanseri sonrasında SSK Hastanesi son değişiklikle de Merkezefendi adını alan eski hastane ihtiyaca cevap vermediği için onun yerine 300 milyon TL’ye yakın para harcayarak yeni modern, her türlü hastaya şifa dağıtacak biçimde dizayn edilen bir tesis yapıldı. Gelin görün ki sonuç hiç de öyle olmadı. 
Merkezefendi Hastanesi’nin doktor ekibinin içinde yer aldığı Moris Şinasi Çocuk Hastanesi birimi, Kardiyoloji birimi ve Kadın Doğum birimlerini bir gerekçe göstermeksizin ciddi paralar harcanarak kurulan Şehir Hastanesi'ne transfer edildi.  Hem de jet hızıyla. Sağlık Müdürlüğü ve bürokratlar gerçekleştiren tarihsel bir kararın altına gözlerini kırpmadan imza attılar. Aslında Yunusemre İlçesinde yaşayan binlerce insanın hayatını ortadan kaldıracak bir kararın altına imza attıklarını düşünemediler. Bu bölgede yaşayanlar ‘Modern Hastane’ tabelasını görerek yakınlarını sağlığına kavuşturmak için hastaneye yetiştiren Manisalılar, dakikalar sonra acil ilk müdahale odasında çıkan acil uzmanların ‘Üzülerek ifade ediyoruz ki yakınınızı kaybettik’ sözleri ile yıkıldılar.
Şimdi soruyorum; Bu canlar heba olana kadar neden bu canlar gitmeden önce alternatif tedbirleri almadınız? 
Neden geride kalan ailelerin hayatlarını kararttınız? Keşke, keşke tedbirleri alsaydık diye düşünebilirsiniz. Gitti gencecik hayatlar…Yeni hayatların mı sönmesini bekliyorsunuz?
Son kurban Ziya Elma’nın vefatının ardından Manisa’nın Sağlık Bakanı sayılan İl Sağlık Müdürü Dr.Necip Yemenici’yi arayarak durumun çok vahim bir noktalara doğru hızla yol aldığını, biran önce tedbirlerin geç de olsa, başka hayatların da kararmaması için Merkezefendi Hastanesi'ne Kardiyoloji Merkezi, Çocuk Merkezi ve Kadın Doğum merkezinin kurulması yönünde görüşlerimi ilettim. Hiç vakit kaybetmeden Ak Parti Milletvekili Murat Baybatur ve Tamer Akkal’a konunun önemini anlattım. İkisi de gerekli olan müdahaleyi Sağlık Müdürü ile yapacaklarını, sorunu çözüme bağlayacaklarını ifade ettiler. İnşallah inşallah diyorum.
Devletten hasta garantisi ile özel sektör tarafından yaptırılan, oldukça başarılı sağlık süreci yürüten Şehir Hastanesi'nin ilk tanıtımlarını unutmuyorum. Bürokratından, siyasetçisinden, şehrin önde gelen iş adamlarına kokteyli brifing verilmişti. Aynı önem hassasiyet ne yazık ki devletin kendi yaptığı Merkezefendi Hastanesi için gösterilmedi. Hastanenin uzman ve birim bölümlerinin boşaltılmasında gerekli hassasiyet vardı! Bir insanın organları alınarak ölüme terk edilmesi olayı gibi.
Ziya Elmalı’nın ölümünün ardından Sağlık İl Müdürlüğünün gelen tepkilere cevaben yazılı açıklamasını okudum. İnanın hiç de inandırıcı bulmadım. Sadece bürokratlar kendi sorumsuzluğunu bertaraf etmeye çalışmışlar. Hayatın gerçeklerini ve sıkıntıları ortadan kaldıran rahatlatan bir açıklama olarak görmedim. Hamile kadınlar yine gecenin yarısında doğum sancıları ile bebekler ise ateşlerle geldikleri devletin hastanesinde şifa bulmuyorlar. Ne olursunuz biraz daha inandırıcı ve gerçekçi bir o kadarda somut çözümlerin içinde yer aldığı yazıyı kaleme alsaydınız bari...
Hastanede kadro meselesinde ciddi sorunlar var. Hastane büyük odalar çok, modern bir o kadarda hijyenik ameliyathaneler var oralarda çalışacak yeterli personel yok. Oldukça sıkıntılı bir ekiple hastalara şifa dağıtmaya çalışılıyor.  Personelin depresyona girdiği, personel eksikliğinin de biran önce giderilmesi doğru karar olur.
Yazımın başlığında yazdığım gibi ‘Yeni hayatların mı sönmesini bekliyorsunuz?’ Sayın Vali Ahmet Deniz, iktidar partisinin hizmet aşkıyla yanıp tutuşan değerli milletvekilleri… Haydi el birliği, fikir birliği ile bu sağlık sorununa neşter vuralım. Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle.
Saygılarımla….