Kaldırımda yürüyebilme hakkı diye bir şey var. Bu hak şehir kalabalık değilken, geçmiş 50 yılda pek kimsenin aklına gelmiyordu. Belki de o zamanlar kaldırım yoktu doğru düzgün. Olanlarda da satılık eşyaların sergilenmesi o dönem için belki de gerekliydi. Ancak zamanla Manisa büyüdü, gelişti. Bu gelişme karşısında hem yöneticiler hem de şehir çaresiz kaldı.
Alt yapı S.O.S. verdi. Öğrenciler okullara sığamaz oldu. Yollar dar, kaldırımlar ufak kaldı.   
Türkiye’nin belki de en hızlı büyüyen illerinden biriyiz. Ya da en plansız büyüyen! Zaten bu yüzden bizi de büyükşehir yapıverdiler. Gerçi dönemin ağası Hüseyin Tanrıverdi tüm büyükşehir detaylarını kendisine göre planladığı için çok zaman kaybettik. Hüseyin bey gerek mal gerekse yetki paylaşımı konusunda farkında olmadan Cengiz Ergün’e çok güzel bir koltuk ve bütçe hazırladı. Ergün de altın tepside sunulan bu fırsatı iyi değerlendirdi. Tanrıverdi’nin Ergün’e bıraktığı en güzel hediye ise Ak Parti’nin büyükşehir meclis grubu… Tanrıverdi’nin kendine yakın isimlerle listeyi doldurmasının faturasını bugün Ak Parti Manisa teşkilatları ödüyor. Çünkü Ak Parti grubunda nüans farklılıkları olumsuz sonuçlar ortaya çıkardı. Şimdi Murat Baybatur yeni dönemde daha uyumlu, daha dişli bir liste için azami gayret göstermeye mecbur. Çünkü meclisin temeli sağlam atılmazsa sonrasında kayıplar kaçınılmaz olur.       
Biz dönelim konumuza…
Öyle veya böyle büyükşehir olduk mu, olduk. Ama bir yığın sorunla birlikte. Merkezdeki siyasi sürtüşmeler çok rahat çözülecek sorunların bile büyümesiyle sonuçlandı. Meclis toplantıları gerilim filmine dönüştü.
Sorunun temeli çok önceden atıldı aslında. Türkiye’de yerel seçim rüzgarı 2013’te esmeye başladı. 2014’ün Martı’nda şekil değiştiren süreç 2014 yılı sonuna kadar belediyelerin kuruluş sancılarıyla birlikte devam etti. İşte tam da bu süreçte mal paylaşımı, yetki karmaşası derken bürokratik bir boşluk doğdu. Bu boşluk bazı yerlerde kaosa dönüştü. Mesela bu kaosun bir sonucudur Muradiye! Hani şu 2018 model çarpık kentleşen mahalle!
Kaldırım işgali de bu süreçte, bu başıboşluk döneminde adeta hortladı. Geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme almıştım. O yazıya bazı itirazlar geldi. Deniyor ki; “Ergün’ün belediye başkanı olduğu 2009 yılından 2014 yılına kadar sıfır kaldırım işgali uygulaması vardı. Büyükşehire geçiş sürecinde bazı cadde ve sokakların kullanım hakkı ilçe belediyelerine geçti. Bir de yasal sıkıntılar başlayınca kaldırım işgali sorunu yeniden gündeme geldi.” 
Bu itiraza itirazım yok. Boşluk döneminde bırakın kaldırım işgalini kaçak evler binalar yapıldı. Belediyeler yeterli denetimi yapamadı. Ancak 2009’dan 2014’e kadar da sıfır kaldırım işgali sıkı bir şekilde uygulandı diyemeyiz. Ben Manisa’da kaldırımların ter temiz olduğuna çok az şahit oldum. 
Ama önemli olan bundan sonrası…
Bir belediye başkanı vatandaşın kaldırımını işgal edenlerden alıp sahibine geri veriyor. Neymiş efendim işgalciler Ergün’e bir daha oy vermeyecekmiş. Valla risk bu ise bence öteki tarafta sırf kaldırım işgalini kaldırdığı için oy verecek insanlar da az değil. Ki bu işin oy hesabı falan da olmaz. Doğru bir tanedir.   
Zaten bu yüzden Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin kendi yetki alanındaki caddelerde başlattığı sıfır kaldırım işgali uygulaması Manisalılar tarafından heyecanla ve memnuniyetle karşılandı. Çünkü yazımın başında da dediğim gibi insanlar kaldırımda rahat rahat, modern bir şehre yakışır şekilde yürümek istiyor. Evet yürümek… Hepsi bu! Ancak Manisa’da kaldırımda yürümek istemek imkansız bir talepti.
Peki bu süreç Ergün’e ne kaybettirir ne kazandırır?
Sıfır kaldırım işgali Ergün’e 1 kaybettirecekse 5 kazandırır. Oran aynen budur.  Hatta Ergün’ün en önemli seçim yatırımlarından biri bu olacak. Tabiki aynı durum ilçe belediye başkanları için de geçerlidir. Çünkü bir şehrin gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli göstergelerden biri kaldırımdır. Kaldırımlar, engelli rampaları, parklar, yeşil alanlar o şehrin aynasıdır.  Yürüyebiliyorsa herkes o şehir güzeldir.
TRAFİK POLİSİ DENETLEMEZSE İNSANLAR ÖLÜR demiştik yaa…
Önemli detaylardan biri olmayınca yazı eksik kalmış. Manisa Emniyet Müdürlüğü son dönemlerde ciddi badireler atlattı. Aslında tüm polis teşkilatı bu süreci yaşadı. Dolayısıyla ciddi personel sıkıntısı mevcut. Denetim yetersizliklerinin nedenlerinden biri de bu olsa gerek. Yeni polis alımları olacak, bu ilan edildi.
Ancak mevcut durumda denetim yetersizliği söz konusu. Burada suçlu aramam asla. Dostane bir uyarı var.
Diyoruz ki;
Motosikletlerde kask denetimleri sıkı bir şekilde devam etsin. Durakları otopark olarak kullanan araç sürücüleri karşılarında trafik polisini görsün.
Boş olduğu halde duraklara girmeyen otobüs şoförleri anında cezayı yesin. Ve en önemlisi devlet meydanı boş bırakmasın…
Vatandaş-polis işbirliğiyle Manisa huzurlu, güvenli, yaşanabilir bir kent olsun.