Modernlik, geniş bir alanın ifadesidir. Modern, modernizm, modern olmak, genel anlamda çağa uygun, yaşanılan dönemle entegre olan şeylerle ilişkilendirilir. Buna sanattan da, kültürden de, çevreden de pay biçmek mümkündür. 
Günümüz gelişmekte olan toplumların önemli bir kısmı modernizmi bir yarış alanı olarak görmüştür. Bu yarış son dönemlerde ekonominin de üstünde bir konum alarak toplumsal refah ve sosyal alanın güçlendirilmesi olarak şekil bulmuştur.
Ülkeler bu alanda kıyasıya mücadele ederken, devletlerin yeryüzünde birer ayağı olan şehirler de ‘modern şehir’ imajını kapmak için birbirleriyle yarışmıştır. Manisa da bu imaj için çalışan, ‘Modern Manisa’ izlenimini vermek için sağlık reformları, sosyal yaşamın güçlendirilmesi, çevre sorunlarının giderilmesi gibi birçok atılımda bulunmuştur.
* * *
Ben bu yazıda çevre başlığını ele almak istiyorum.
Manisa, geçtiğimiz yıl hayata geçirilen Uzunburun Katı Atık Bertaraf Tesisi ile çevre sorununa büyük oranda ket vurmuştur. Özellikle Turgut Özal Mahallesi sakinlerinin kanayan yarası olan Dev Manisa Çöplüğü taşınmış, mahalle sakinleri bir nebze olsa nefes almıştır. Ancak Turgut Özal Mahallesi ve birçok mahallenin çevre sorunları henüz devam ediyor. 5 yılda 40 insanın canına mal olan sulama kanalı, senelerdir yetkililere yapılan idari bildirimlere rağmen birçok mahallede utanç tablosu olarak sergilenmeye devam ediyor.

 Yaşadığım çevreye yakın olduğu için sulama kanallarında hayatını kaybeden birçok insan hikayesine tanık oldum. Turgut Özal, Adnan Menderes, Kazım Karabekir, Ahmet Bedevi, Nurlupınar ve Akpınar mahallelerinde yaşayan çok sayıda insan sulama kanallında hayatını kaybetti. Aynı şekilde, bu mahallere önemli şahsiyetlerin isimlerini verildiğini fakat yeterli değerin verilmediğine de yaşayarak şahit oldum.

6 KİŞİDEN 1’İ BU MAHALLELERDE YAŞIYOR
Şehzadeler’de yaşayan 6 kişiden 1’inin bu mahallelerde yaşamışına rağmen, sulama kanallarının kapatılması konusunda hiçbir girişimde bulunulmadı. Her seçim oy için mahallelere giren politikacılara, ‘Mahallemizde sulama kanalı istemiyoruz’ denildiğinde, mahalle sakinlerine hep bir ağızdan şu ezber yanıtla karşılık verildi; “Sulama kanalı belediyelerin hizmet çalışmaları dahilinde değil, doğrudan Devlet Su İşleri’nin sorumluluğu dahilindedir.”
Sizce bu yanıt yeterli midir?
İlgisizlik değildir nedir?
Oturduğunuz makam, toplumun kanayan yarasına merhem olmuyorsa o makamların önemi nedir?

MANİSA DEĞİŞTİ, SULAMA KANALI DEĞİŞMEDİ!
Durum öyle vahim bir hale geldi ki, “Mahallemize şehir hastanesi yaptılar. Artık insanlarımız ölünce hemen karşıya -Kırtık Asri Mezarlığı’na-  gömerler” gibi söylemler türemeye başladı. Evet. Gerçekten mahallede bunlar konuşuluyor. Ölümün değişmediği, ölüm işlemlerinin kolaylaştığı konuşuluyor!
* * *
‘MODERN MANİSA’ FİYASKOSU
Modern şehir, insan ölümlerinin kolay olmadığı şehirdir. Halkın sorunlarına kulak verildiği şehirdir; toplumsal ve çevresel taleplerin hiçe sayıldığı şehir değil.
Bugün, yapılması gereken şey asfalt yeniler gibi sulama kanalının tel örgülerini yenilemek değil; yıllardır ölüm saçan sulama kanallarının mahalle aralarından çıkarılmasıdır. Aksi halde, ideolojik çıkarlarla seçim öncesi mahalle ziyaretinde bulunan politikacıların bütün söylemleri beyhudedir, geçersizdir.
* * *
Evet. Manisa katı atıkları bertaraf etmeyi başardı. Bu doğrudur. Fakat ölüm saçan dev sıvı akışını henüz bertaraf etmeyi başaramadı…
Sulama kanalı çevresinde oturan bir kişi olarak, onun da ötesinde sorumluluk ve vicdan sahibi bir insan olarak, sulama kanalının üstü kapatılarak yeşil alana dönmesini istiyorum…
Sulama kanallarının üstünün kapatılması dileğiyle…